Sağanak yağışlar ve bir çok bölgede meydana gelen su baskınları beni yıllar öncesine götürdü.. Muson yağmurlarıyla ünlü bir bölgede yer alan Singapur’a gitmiştik. Büyükelçilik rezidansına girerken yağmura yakalandık.. Biz içerde görüşme yaparken dışarda yağmurda bütün şiddetiyle yağıyordu..
Yağmur kaç saat devam etti hatırlamıyorum ama hatırladığım tek şey dışarı çıktığımızda yollarda ilaç için bir damla su birikintisi ile karşılaşmamış olmasıydı.
Bu durum gezi boyunca etrafı daha iyi gözlemlememe neden oldu… Aklıma yağmur sonrası bizim yollar , su birikintilerinden geçen araçların yayaları duş yapmış ıslatmaları gözümüm önüne geldi..
Yollarda mazgal yoktu ama yol kenarı kaldırım taşlarında kuş kafesi kapısının biraz büyüklüğünde delikler vardı… Bu delikler iki yol arasındaki orta refüjün içine açılıyordu ve bu refüjler açık su kanalı görevini görüyordu.. Yolların meyillerini ona göre yaptıklarından hiçbir zaman su asfaltın üstünde kalmıyordu..
Bizde de yollar yapılıyor yollara meyiller veriliyor ama o meyil verilen yere biriken suların tahliyesi için hiç bir şey yok.
Alt yapı çalışmasının bir hesap kitap ve mühendislik işi olduğunu hala kavramış değiliz. Belediyeler alt yapıya harcanan parayı ölü yatırım gibi gördükleri bu nedenle gözle görülebilen üst yapıya ağırlık verdikleri sürece bizler şiddetli yağışlarda su içinde, sel baskınları altında kalmaya mahkumuz.
Bizim en büyük yanlışlarımızdan biri de dere ıslahlarını yanlış yapmamız, suların akacak mecrası olan dereleri ıslah ediyoruz diye üstlerini kapamak ve çevresini konut yapımına açmamız da en büyük hatalarımızdan biri…
Bir de belediyelerin böyle davranmalarında kendi popülerliklerini arttırmanın yanında vatandaşların toprak altına gömülen paraları hala ölü yatırım olarak görmelerinin de etkisi var…
Sel baskınlarının hatırlattıkları
Süreyya Oral
Yorumlar