İlk bölümü 18 Aralık’ta yayımlanan; tarikat ve seküler hayatları konu alan Kızıl Goncalar adlı FOX TV dizisi RTÜK tarafından 2 hafta durduruldu. RTÜK’ün sansürcü bakış açısına, kendi dar bakışlarına göre değerlendirme yaptığına zaten alışığız. Ancak bu diziye dair cezada başka dikkat çeken problemler var.
Kıvanç El
RTÜK, henüz 2 bölümü yayımlanan dizinin ilk bölümüne jet hızıyla ceza verdi. “Dizi” zaten bir devamlılık içerir. İlk bölümde bir konunun diğer bölümde nasıl ilerleyeceğini görmek, bütünü içinde değerlendirmek gerek. Ancak RTÜK’ün böyle bir amacı olmadığı açık. Elbette hangi dizi olursa olsun şiddeti özendiren, meşrulaştıran sahnelere bölümlere dair değerlendirme yapılabilir. Ancak Kızıl Goncalar dizisine dair RTÜK’ün endişeleri oldukça “garip” görünüyor.
RTÜK uzmanlarında hazırlanan dizinin ilk bölümüne dair raporda 7 sahneden duyulan rahatsızlık anlatılıyor. En dikkat çekici ceza gerekçelerinden biri ise dizideki börekçi sahnesi.
Söz konusu sahnede, bir tarikat mensubunun börekleri tereyağlı olmadığı halde tereyağlıymış gibi satması anlatılıyor. Türkiye’de ciddi denetim yapılsa sanıyorum 10 işletmeden en az 3-4’ünde benzeri bir durum ortaya çıkar…
RTÜK uzmanları başkanlığa sunduğu raporunda bu sahneyi, “İslamofobik bir yaklaşım ile dindar gözüküp ticarette hile yapan inançlı insan figürü işlenmektedir” şeklinde yorumluyor… Aslında hayatın içinde olan “basit” bir kandırmaca üzerinden “İslamofobi” yorumu yapmak oldukça ileri bir yorum olsa gerek.
RTÜK’ün uzmanlarınca garipsenen bir diğer sahne ise hastaneye yatan bir tarikat mensubunun hastaneden çıkarılması için başhekimle görüşülmesi sahnesi. Bu sahne yine RTÜK tarafından “dini grupların devlet işlerine müdahale ettiği algısının yaratıldığı” şeklinde yorumlanıyor. Halbuki ülkemizde böyle “torpil girişimleri” olmaz…
Diğer bir sahnede de evi terk eden anne rolündeki kadının “kimseye haber vermeden evi terk etmesinin” gençler üzerindeki aile motifine zarar verebileceği savunuluyor. RTÜK’teki uzmanlara göre kadınların, kocalarından “izin almadan” evi terk etme hakkı yok sanırım!
RTÜK, tabii “sadece tarikatların dediğini yapmadım” demek olmak için herhalde Atatürkçülere de mesaj göndermiş… Dizide “Atatürkçü bir doktoru” canlandıran karakterin bir bebek çalma olayına karışması RTÜK tarafından “Atatürk’ü sevenleri rahatsız eden” bir sahne olarak yorumlanıyor.
Özetle RTÜK’ün gerekçeleri oldukça zorlama… “Diziye ceza verelim de nasıl verirsek verelim” fikrinden yola çıkıldığı çok açık. Bunun sebebi de son dönem tarikatlar ve cemaatlerden arka arkaya gelen açıklamalar olsa gerek…
Her şeyden önce RTÜK, bu dizinin “kurgusal karakterlerden” oluştuğunu da unutmuş durumda. Ayrıca bu basın özgürlüğüne müdahaleyi gelenek haline getiren RTÜK’ün artık senaristlerin düşünce ve ifade özgürlüğünü de hedef haline getirdiğinin bir örneği. RTÜK eğer bu kriterlerini, hassasiyetlerini tüm kanallardaki dizilere uygularsa sanırım ülkede yayımlanacak dizi kalmayabilir.