Dr. (E) Tuğamiral Ergun MENGİ
Mustafa Kemal Paşa azınlıklara karşı doğu illerinde yapılabilecek saldırıların önlenmesi yetkileriyle 9.Ordu Kıt’at Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919 gün...
Dr. (E) Tuğamiral Ergun MENGİ
Mustafa Kemal Paşa azınlıklara karşı doğu illerinde yapılabilecek saldırıların önlenmesi yetkileriyle 9.Ordu Kıt’at Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a ayak basıyor. Tüm askerlik hayatı boyunca İstanbul’dan uzak tutulan ve hayatı cephelerde geçen Mustafa Kemal Paşa’nın yine 9.Ordu Müfettişliği gibi bir görevle Anadolu’ya geçmiştir. İstanbul’dan her ayrılışında aklı gideceği birlikteki savaş planlarıyla doluydu. Ama bu sefer Mustafa Kemal Paşanın aklındakiler her zamankinden farklıydı. Vatanı kurtarmak için verdiği onca savaş halen bitmemişti. Bu seferki belki en zoruydu. Ordu yoktu, asker yoktu, silah cephane yoktu ama azim ve kararlılık vardı.
Samsun’dan Havza’ya geçen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, burada işgalleri kınayan büyük bir protesto gösterisi yaptıktan sonra, 28 Mayıs 1919 günü imzalamış olduğu Havza Genelgesini İstanbul Hükümeti ve tüm askeri ve sivil makamlara göndermiştir.
Havza Genelgesinde özet olarak, Türk milletinde düşman işgaline karşı milli bir bilincin oluşturulması; Hıristiyan halka saldırılmaması; Müdafaa-i Hukuk cemiyetinin yurdun her tarafına yayılması; Mondros Ateşkes Antlaşmasına karşı çıkılması ve yurdun her tarafında işgalleri kınayan gösteriler, protesto ve mitingler yapılması ve İtilaf devletlerinin temsilciliklerine ve İstanbul hükümetine protesto telgrafları gönderilmesini içeriyordu.
Mustafa Kemal Paşa, 30 Mayıs 1919 tarihinde Havza’da şehrin ileri gelenleri ve halkın katılımıyla işgallere karşı büyük bir protesto mitingi düzenlemiştir. Havza’dan Amasya’ya geçen Mustafa Kemal paşa, arkadaşlarıyla birlikte 22 Haziran’da yayınladığı Amasya Genelgesiyle Kurtuluş Savaşının başladığını tüm dünyaya ilan etmiştir.
Amasya Tamimi “Vatanın bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir. İstanbul Hükümeti, üzerine aldığı sorumluluğu yerine getirememektedir. Bu hal, milletimizi âdeta yok olmuş göstermektedir. Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadeleriyle, Türk Milleti’ne egemenliği eline alması için yapılmış bir çağrı; işgal kuvvetlerine ve İstanbul Hükümetine gönderilmiş bir manifestodur.
Amasya Genelgesi’nin yayımlanmasından bir gün sonra 23 Haziran 1919 günü Mustafa Kemal Paşa görevinden alınır. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa askerlik görevinden istifa eder. Artık sade bir vatandaştır.
Emir verme yetkisi olmadığı gibi, Ermeni, Rum çetelerin, hilafet yanlısı eli silahlı kişilerin, İngilizlerin kışkırttığı sivil yöneticilerin, ayrılıkçı güçlerin doğrudan tehdidi altındadır. Bu tehdit, İstanbul Hükümeti tarafından hakkında yakalama ve idam kararı verildikten sonra çok daha ciddi bir hal almıştır.
23 Temmuz Erzurum Kongresinde alınan kararlar özetle şu şekildedir. “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz. Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine karşı millet hep birlikte direniş ve savunmaya geçecektir. İstanbul Hükûmeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmet milli kongre tarafından seçilecektir. Manda ve himaye kabul olunamaz“.
Erzurum Kongresi sonrasında Sivas Kongresi için delege seçilmesi ve kongrenin yapılması konusunda isteksizlikler vardı. Ancak Mustafa Kemal Paşa, bütün illerden gelecek temsilcilerin katılacağı Sivas Kongresi’nin düzenlenmesinde ısrar ediyordu. Sivas Valisi Reşid Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın Sivas’a gelmesi halinde bölgenin işgal edileceği konusunda haberler aldığını söylüyordu. Elazığ Valisi Ali Galib, bölgede bir Kürt devleti kurmaya çalışan İngilizlerin de kışkırtmasıyla topladığı kuvvetlerle Sivas üzerine yürümeye kalkışmıştır. Kongreyi kuvvet kullanarak dağıtmak isteyen Damad Ferid Paşa hükümeti ile Ali Galib arasındaki yazışmaları ele geçiren Mustafa Kemal Paşa bu ihanet belgelerini telgraflarla bütün Anadolu’ya dağıtmış ve Damad Ferid Paşa Hükümeti istifa etmek zorunda kalmıştır.
Sivas’ta toplanan kongrede ilk iş olarak Erzurum Kongresi kararları, bütün Anadolu ve Rumeli’yi kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Birçok yerde kurulan bütün Müdâfaa-i Hukuk cemiyetleri Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti çatısı altında birleştirilmiştir.
En sert tartışma, Amerikan mandasının kabulünü isteyen yirmibeş delegeye karşı yapılmış ve manda reddedilmiştir. Sivas Kongresi, aldığı kararları millete ve bütün dünyaya duyurmak üzere 11 Eylül 1919’da yayınlamıştır. Kurulacak merkezî hükümetin millî iradeye tâbi olması, bu kapsamda hemen millî meclisin toplanması, millet ve memleketin geleceği hakkında alınacak bütün hükümet kararlarının meclis denetimine sunulması kararlaştırılmıştır. Mustafa Kemal Paşa “Ya İstiklal Ya Ölüm” ifadesini ilk kez Sivas Kongresi’nde söylemiştir.
İşgal Kuvvetlerine direnişin kısacası Kurtuluş Savaşının merkez üssü konusunda Konya’dan, Eskişehir’e çok değişik fikirler vardı. Ancak Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşının merkezinin Ankara olması gerektiğine daha Şubat 1919’da karar vermiş ve 20. Kolordunun Ankara’ya kaydırılarak başına Ali Fuat Paşa’nın getirtilmesini sağlamıştı.
Ali Fuat Paşa ve Ankara iletişim merkezi olarak çok önemli görevler icra ediyordu. Bu nedenle, Erzurum Kongresi sonrasında İstanbul Hükümeti Ali Fuat Paşa’yı 20. Kolordunun başından almaya kalkıştı fakat Ali Fuat Paşa görevi bırakmadı. Sivas Kongresi sonrası tüm delegeler Ankara’ya çağrıldı. Bunu haber alan İstanbul Hükümeti, Ankara Valisi Muhittin Paşa’ya Ankara’ya gelen delegelerin yakalanıp İstanbul’a götürülmesi emrini vermişti. Vali Muhittin Paşa, Damat Ferit taraftarıydı. Bu tavrı, Ankaralıların tepkisine sebep oluyordu. Ali Fuat Paşa tarafından tutuklanarak Sivas’a gönderilmişti. Yerine Kuvâ-yı Milliye taraftarı Defterdar Yahya Galip Bey Vali Vekilliğine getirildi. İstanbul Hükümetinin Ziya Paşa’yı, Ankara Valisi olarak atadı, ancak Ankaralılar onu vali olarak kabul etmediler.
İşte bu şartlarda Mustafa Kemal Paşa ve Heyeti Temsiliye üyeleri 27 Aralık 1919 günü Ankara’ya geldiler. Onları, Çankaya ve Dikmen tepelerinde köylerden atlarla, kağnılarla gelen binlerce kişi karşılamıştı. Sadece Seymen alayı 200 piyade ve 3000 atlıdan oluşuyordu. Halkın önünde İstanbul’dan intikal etmiş mebuslar, 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ve Vali Vekili Yahya Galip Bey vardı. İki sıra halinde yürüyen kılıçlı seymenler zaman zaman zeybek oyunu oynuyorlardı.
Kısa sayılabilecek 7 ay içinde çok önemli atılımlar yapılmış ve Halkın işgal kuvvetlerine ve İstanbul Hükûmetine karşı yaptığı Kurtuluş Mücadelesi başlatılmıştır. İşte böyle bir kış günü Mustafa Kemal Paşanın Ankara’ya gelişi ve Ankara’nın Milli Hareketin merkezi olması, Kurtuluş savaşının en önemli kilometre taşlarından birisi olarak Kurtuluş tarihimize altın harflerle yazılmıştır.