Filistin topraklarında şiddetin dozunu her geçen gün daha da arttıran İsrail'in Gazze’ye yönelik kara operasyonu dünyanın en önemli gündem maddesi olmaya devam ediyor. Gazze’ye her gün yüzlerce bomba gönderen İsrail, zaman zaman da tanklar eşliğinde baskınlar düzenleyip, tünellere yönelik yeni taktikler geliştiriyor. Gazze’nin her yerinde ölüm ve ağır yıkım yaşanırken sivil halk hastanelerde bile güvenli değil. Yoğun bombardıman sonucu 30 binden fazla konut yaşanamayacak hale geldi. Yaralı sayısı 20 bine ulaştı ilaç, elektrik ve suyun olmadığı zor şartlar altında yaralı sivillere müdahale yapılıyor. İsrail Ordusu ise, Gazze Şeridi'ndeki Şifa Hastanesi'nin, “Hamas'ın operasyonları için kalkan olarak kullanıldığını” iddia ediyor. 
Birleşmiş Milletlerde sadece bir düzine ülkenin desteğine karşı, 120 ülkenin karşı oy kullanıp, 40 ülkenin çekimser kalmasına, hatta acil ateşkes kararı alınmasına rağmen İsrail geri adım atmıyor. Filistin'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Riyad Mansur, İsrail'in Gazze saldırılarında 3 binden fazla çocuğun iki bine yakın kadının katledildiğini, bir o kadar sivilin de enkaz olduğunu, “Her gün Gazze’de neredeyse bin kişi ölüyor, buna rağmen yeterli dayanışmayı göremiyoruz” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Büyük İstanbul Mitinginde bir milyonun üzerinde katılımcı önünde, "İsrail 22 gündür açıkça savaş suçu işliyor. İsrail biz de seni savaş suçlusu diye dünyaya ilan edeceğiz "  sözlerinin uluslararası camiada karşılığını bulmasını, Filistin’de akan kanın acilen durmasını umut ediyoruz.
***
SAVAŞTAN BESLENENLER
Kişiler, siyasi hareketler ve devletler çoğu zaman gerilimden, çatışmalardan ya da belirlenen hedef düşmandan beslenip, yeşerir, kök salar. Bunun en somut örneğini Amerika Birleşik Devletleri’dir. Bakmayın onların, “Dünyanın demokrasi ve özgürlük bekçisiyiz” gibi hamasi sözlerle süslenmiş yalanlarına… İngiliz toplumlarından Latin Amerika dünyasına, Çin’den Afro Afrika kökenlilere kadar dünyanın dört bir yanından toplanmış garip insanlar topluluğunun tek ortak paydası dolardır! Birbirine zıt bunca farklı kültürleri bir arada tutmak hiç de kolay değil. İrlandalı hapishane kaçkınlarından Afrika kökenli vasıfsız insanlara, İtalyan mafyasından Latin Amerika uyuşturucu karteline kadar dünyanın tımarhanelik delisinin bir arada paranın etrafında yaşam sürdürdüğü farklı bir toplum yaşamından söz ediyoruz. Bir yanda dünyanın en zenginleri görkemli lüks yaşamın en üst seviyesinde keyif sürüp en iyi okullarından çıkmış beyaz yakalısıyla finans dünyasını kontrol ederken, hemen yanı başında evsiz sokaklarda yaşamaya çalışan on milyonlarca işsizin olduğu tezatlar toplumu… Uçurumlar ülkesinin devamının tek ortak harcı yaratılan ortak düşmanla yapılan çatışmalardır. Olmayan milli hisler, dünya jandarmalığına soyundukça belirlenen düşmana karşı savaşlar açıldıkça filizlenir. Böylece eyaletlere ayrılmış federal devlet yapısı içinde kangren haline gelen sorunlar bir süreliğine de olsa unutulur. Irak, Suriye ya da Ukrayna, Gazze neresi olduğu, kimin kanının aktığının pek de önemi yoktur, nerede bir yara varsa kaşınır, cerahat kusup kan akmaya başlar dünyanın kurtarıcı jandarması görkemli armadası ve rambolarıyla müdahale edip kahraman olur! Masumların akan kanı Amerikan sisteminin derinlikleri için en iyi oksijendir, vitamindir. Senaryosu yazılan bol kanlı gerilim filmi bittiğinde ülkedeki tatsız sorunlara dönülür, işte orada arızalar baş gösterir, kirliliğin boyutları gün yüzüne çıkar…
Evsizlerin sayısının her geçen gün arttığı Amerika Birleşik Devletleri'nde yağma olayları giderek artıyor. Son olarak, Kaliforniya eyaletinde bir grup genç bir süper marketi yağmaladı. Artan silahlı olay ve yağmalardan bunalan güvenlik güçleri, video yayınlayıp yağmacıları yakalatanlara 10 bin dolar ödül verileceğini açıkladı. İnsanları parayla kontrol eden kapitalist sistem nizamı da parayla sağlıyor, düzeni bozanları da para ödülüyle yakalatıyor! Para sen nelere kadirsin…
***
KİTLESEL GÖÇ SORUNU
İhtilaflar, çatışmalar, savaşlar, zorlayıcı iklim koşulları ya da sadece ekonomik nedenlerle günümüz dünyasında göçler çok daha büyük çaplı olmaya hatta kitlesel boyutlara ulaştı. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü 2023 yılı raporuna göre, “Göçler benzeri görülmemiş seviyeye ulaştı!”
Bu göçler artık geçici sığınma ya da barınma şeklinde değil, kalıcı göç biçimde gerçekleşiyor. Yani ülkesinde, bölgesindeki olumsuz koşullardan bunalanlar göç ettikleri OECD ülkelerini yurt ediniyor orada kalıcı oluyor. Artış her geçen yıl sürüyor. 2022 yılında OECD ülkelerindeki kalıcı göç, 6 milyonu aşarken, bu yıl da daimi göçmenler rekor seviyeye yükseldi. Ukrayna’daki savaşın ardından yaşanan mülteci krizi, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülen en büyük “yer değiştirme” olarak kayıtlara geçti. Türkiye de kucak açıp ağırladığı Orta Asya, Afrika ve Orta Doğu kökenli yüz binlerce mülteciyle dikkat çekiyor.
fhghfjgfh***
CUMHURİYET ÇINARIMIZ 1 ASRI GERİDE BIRAKTI
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşlarıyla, hürriyet ve bağımsızlık tutkunu bir avuç Anadolu insanının el ele vererek zor koşullarda yoktan var ettikleri cumhuriyetimiz bir asrı geride bıraktı. Bu zorlu mücadelenin bedelini kanları, canlarıyla ödeyip bize özgür bir ülke armağan eden ebediyete göç etmiş tüm isimsiz kahramanlarımıza minnet borcumuz sonsuzdur. Nice asırlara Türkiye’m!