İran'da Mahsa Amini isimli genç kadının ahlak polisi “İrşad Devriyesi” tarafından gözaltına alınmasının ardından ölümü üzerine başlayan protesto eylemlerine ilişkin görüntüler, internet vb. iletişim y...

İran'da Mahsa Amini isimli genç kadının ahlak polisi “İrşad Devriyesi” tarafından gözaltına alınmasının ardından ölümü üzerine başlayan protesto eylemlerine ilişkin görüntüler, internet vb. iletişim yasaklarına rağmen dış dünyaya sızıyor. Son yıllarda çok sayıda eylemin yaşandığı İran’da,17 Eylül’deki cenaze töreninde başlayan protesto gösterileri bu kez ülke genelinde ses getiriyor. Ülkede daha önceki eylemler, akaryakıt, ekmek fiyatları ve su kalitesi gibi ekonomik nedenlerle patlak verirken bu kez, kadınların ön planda olduğu gösterilere pazarcıdan esnafa, öğrencilerden halkın farklı kesimlerinden destek verildiği haberleri geliyor. Tahran yönetimi her ne kadar olayların arkasında “dış güçlerin” parmağının olduğu nakaratına sarılırken, gösteriler bağımsız bir hareket olarak dikkat çekiyor. Ülkede böylesine güçlü ve farklı bir eylem 1979 devriminden beri ilk kez yaşanıyor ve güvenlik güçlerinin şiddetine uğrayan kadınlara destek veriliyor. Mehsa Amini’nin ölümünden sorumlu tutulan İrşad Devriyesi, 2005 yılında yürürlüğe giren “Kapsamlı İffet ve Örtünme Yasası” ile göreve başladı. Yasayla zorunlu örtünme hedef alındı ve İrşad Devriyesi ile birlikte 15 kurum görevlendirildi. Kapsamlı İffet ve Örtünme yasası ya da planı için, “devlet olanaklarının zorunlu örtünme doğrultusunda seferber edilmesi” yorumu yapılıyor. İran, Suudi Arabistan, Sudan, Afganistan, Yemen ya da hangi ülke olduğu pek de fark etmez dini, etnik ya da gerekçesi her ne olursa olsun günümüz dünyasında baskıcı rejimlere artık tahammül edilmiyor. Aslında bu tür ülkelerde kadın bedeni üzerinden, cinsiyet üzerinden sistematik olarak tahkir ve hakaret yaşanıyor. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ifade ettiği gibi, "başı açık kadın perdesiz eve benzer" ya da "karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmemek lazım" benzeri açıklamalara gereken tepki gösterilmedikçe bu sorun daha da büyür. Müftüler kadın bedeni üzerinden fetvalarla ilgileneceğine, haram yeme üzerinden fetva vermedikçe, meydanı boş bulanlar her fırsatta cinsiyet ayrımı yaparak, kadının yaşam ve özgürlüğüne müdahale edip topluma karşı kin ve nefretini kusmaya devam edecektir. *** DİPLOMASİ TAM GAZ… Rusya’ya ambargo koyan Avrupa ülkeleri, kışa girerken enerji kriziyle mücadele çerçevesinde önlem almaya devam ederken, Türkiye son dönemdeki dengeli politikaları sayesinde hem Moskova’yla hem de Kiev’le iyi geçinmenin semeresini topluyor. Düne kadar geçimsizlikle suçladıkları Ankara, önce Rusya ve Ukrayna’yı Dışişleri Bakanları seviyesinde masaya oturtmayı başardı, ardından, küresel tahıl krizine de çözüm getirip gemilere geçiş sağladı. Ankara 7 aydır süren savaşa esir takası konusuna da müdahil olup bu sorunu da barışçıl bir şekilde sonuçlandırarak bu diplomatik girişimlerini taçlandırdı. Rusya Lideri Vladimir Putin’in kısmi seferberlik ilan ettiği, ABD’nin Türkiye’yi Güney’den kuşatıp PKK’nın uzantısı PYD’yi silahlandırıp, Batı’da Midilli ve Sisam adalarına zırhlıyla sevkiyatını sürdürüp Anadolu’yu abluka altına aldığı bir dönemde komşularıyla diyalog kurup, yurtta sulh cihanda sulh ilkesini benimseyerek hareket etmesi takdire değerdir. *** YENİ BİR TÜRK DEVLETİ KURULDU Türk devletleri, Bağımsız Cumhuriyetler, Özerk Cumhuriyetler, Özerk Bölgelerle toplam 200 milyona varan nüfusuyla dünyadaki önemli topluluklardan biridir. Günümüzde bağımsız olan 7 Türk ülkesi, yarı bağımsız olan 15 adet Türk devleti var. Bunlar, Azerbaycan, Kazakistan, KKTC, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye, Türkmenistan, Çin'e bağlı Sincan Uygur Özerk Bölgesi, Şunhua Salar, Rusya'ya bağlı Altay Cumhuriyeti, Balkar, Başkurtistan, Çuvaşistan, Dağıstan, Hakasya, Karaçay, Tataristan, Tuva ve Yakutistan, Moldova'ya bağlı Gagavuzya, Karakalpakistan ve Nahçıvan. Son olarak bağımsızlığını ilan eden Batı Azerbaycan Göyçe-Zengezur Türk Cumhuriyeti de bu görkemli zincire katıldı. Göyçe-Zengezur Türk Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan Türkiye olurken,1918 yılında kaybedilen bu topraklarda yeniden bir Türk Cumhuriyeti bayrağının dalgalanmasının gururu yaşanıyor. Göyçe-Zengezur Türk Cumhuriyeti’nin Ankara'daki ilk temsilciliğinin açılışını Cumhurbaşkanı Rizvan Talibov yaptı. *** İLAÇTA KRİZ! Sağlık personelinin yaşadığı sıkıntılar hepimizin malumu, özlük hakları, tartaklanan sağlıkçılar, yurtdışına gidişler zincirine randevu kabusu da eklenmişti bu kez ilaç sıkıntısı baş gösterdi. Yurttaşlar eczanelerden eli boş dönerken birçok ilacın bulunamamasından şikayetçi. Kurdaki dalgalanma hem eczacıları hem de hastaları mağdur ediyor. Kanser, kalp, şeker ve tansiyon gibi bazı yaşamsal ilaçlar neredeyse karaborsada. Eskiden SSK, kendi ilaç fabrikalarında hastalarına yetecek kadar ilaç üretirken, bunların kapatılmasıyla yerli ilaç bulunamazken, yabancı ilaçlarda 70-80 liralara varan katkı payı ödenmeye başlandı. Yerli ve milli derken önceliği yeniden ilaç sanayiine vermenin zamanı çoktan gelmedi mi? *** ULTRA ZENGİNLER ARTIYOR Pandemi sonrası ekonomide küresel sıkıntılar, enflasyona ve Rusya-Ukrayna savaşındaki sorunlara rağmen, zenginin işi tıkırında! İsviçre bankası Credit Suisse, küresel servetin büyümeye devam edeceğini, milyoner sayısında 5 yıl içinde patlama yaşanacağını açıkladı. 2022 yılı Küresel Varlık Raporu’na göre, en az 1 milyon dolar serveti olan kişi sayısı geçen yıl 62 milyon civarındayken, 2026’da 87 milyonu aşması bekleniyor. En zengin yüzde 1, tüm varlıkların yarısına yakınına sahipken, sadece ABD’de 140 binden fazla kişinin 50 milyon dolar ve üstü servete sahip olduğu açıklandı. İflasların yaşandığı, insanların büyük geçim sıkıntısına girdiği geçen yıl dünya çapında 887 süper yat satılırken satışlar yüzde 77 artmış! En zengin yüzde 10’un, küresel servetin yüzde 82’sine sahip olduğu bu adaletsiz dünyanın düzenine sessizce boyun mu eğmeli, dövünmeli mi, yoksa bu çarpık düzene dur demenin zamanı geldi mi?