AKP iktidarında gazeteciler mesleksizleştirildi, örgütler atıllaştırıldı, gazetecilik etkisizleştirildi ve yalnızlaştırıldı. Tek tek örgütler tüm bunlarla mücadele etmeye ve kendi sözlerini üretmeye çalışıyor ama önümüzdeki süreç için gerçek bir hazırlık yapılmadığı da gerçek.
Gökhan Bulut
Türkiye’de gazetecilik, kimi zaman bir suç örgütü liderinin ifşalarıyla kimi zaman bir siyasetçinin gazetecilere işlerini öğretmeye kalkmasıyla, kimi zaman da fiili saldırılarla gündeme geliyor. Başta etki ajanlığı olmak üzere kamuoyunda da çokça tartışılan yasal düzenlemeler bir yana güvencesizlik, sansür ve oto-sansür, mesleğin değersizleşmesi gibi pek çoğu artık kangren olmaya yüz tutmuş sorunlar var. Bunların çözümleri ve bu çözümler için gerekli örgütlenme form ve yöntemleri gazetecilik alanının görünmeyen ama asıl gündemini oluşturuyor.
Günümüzde artık gazeteciliğin ve gazetecilik örgütlerinin de yeniden tartışmaya açılmasında fayda var ve bu tartışmayı bugün var olan kadar gelecekte olması gereken ile birlikte yürütmeli.
İhtiyaç, yaşananları her düzeyde konuşmak, tartışmak ve analiz etmek. Buradan yeni bir görev çıkarıyor: Olana müdahale etmek kadar geleceğe hazırlık yapmak. Yaşanan sorunlar nasıl çözülecek, yeni bir toplum ve gazetecilik nasıl inşa edilecek? Temel konu ve sorular bunlar. Gazetecilikle ilgili gündelik gelişmelere tepkiler ve eleştiriler tabii ki sürmeli ama yeninin kurulması iradesinin de adımları atılmalı.
Öte yandan, gazetecilik alanında yaşananlar tekil konular değil bütünüyle bir toplum tartışmasıdır. Bunun için de “yeni bir toplum ve yeni bir gazetecilik nasıl mümkündür” sorusunu sormak gerekiyor. Bu, aslında gündelik olanı değil tarihsel olanı işaret ediyor. O nedenle yeni bir gazetecilik ve yeni bir toplum için aktüel olana refleksle tepki göstermeli, konjonktürel olana birikimle müdahale etmeli, tarihsel olana yeni ve uygun araçlar yaratarak hazırlık yapmalı.
Neye ihtiyaç yok?
Gazetecilerin gerçek ihtiyacı yeni bir örgüt; örgütlerin ihtiyacı yeni bir çatı; kamuoyunun ihtiyacı yeni bir basın açıklaması metni değil. Türkiye’de bugün yeni bir gazetecilik derneği, cemiyeti, sendikası, çatı örgütü ihtiyacı yok. Hatta söylemek gerekiyor ki var olan meslek örgütlerinin büyük kısmı da zaten, en hafif deyimle, gereksiz. Ayrıca bugün karşı karşıya olduğunuz durum tek tek örgütlerin, platformların, çatı örgütlerinin yalnız başlarına mücadele edebileceğinden çok daha büyük ve derin.
Gazeteciliğin ihtiyacı bugün basitçe ve sadece bir araya gelme ve bir arada davranma da değil. Mümkün olduğu her an bir araya gelmeli, bir aradalıklar büyütülmeli ve geliştirilmeli ama hedefin yalnızca bu olması; bununla yetinmek eksik davranmak olur/oluyor.
Neye ihtiyaç var?
İhtiyaç, "ortak bir gazetecilik kamusu" yaratılmasıdır. Sorunların yalnızca konuşulmadığı çözümlerine dönük programların geliştirildiği, kamuoyuna gazetecilikle ilgili bilgi ve görüş kaynağı olan, gazetecilerin kendi meslekleri hakkında referans alabilecekleri bağımsız bir kamuoyu oluşturma aracına ve yeni bir hareket anlayışına ihtiyaç var. Tartışma da ihtiyaç da görünenden büyük aslında.
Bu konu "geleceğin gündemi" gibi görünebilir ama bugünde ortaya çıkmış bir eksikliktir ve o yüzden de şimdinin konusudur.