Yusuf KANLI
Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nin bahçesinde sıkıntıdaki medyamızın sorunlarının çözümüyle ilgili çalışmalarımız ve bu çerçevede “önümüzdeki dönemde neler yap...
Yusuf KANLI
Gazeteciler Cemiyeti Basın Evi’nin bahçesinde sıkıntıdaki medyamızın sorunlarının çözümüyle ilgili çalışmalarımız ve bu çerçevede “önümüzdeki dönemde neler yapabiliriz” diye sohbet ederken arkadaşlardan birisi dillendirdi: “Haber masası kursak… Genç gazeteci arkadaşlara deneyimli gazetecilerin de konuk olacakları, gündem toplantısı yapılan, haberlerin nasıl işlenebileceği beyin fırtınaları gerçekleştirsek.”
Maalesef günümüz gazeteciliğinde ciddi sıkıntılar var. Genç gazetecilerin neredeyse staj yapma imkanları kalmadı. İş başvurularında ise tecrübe aranıyor. Gerçi medya grupları “havuz” sistemine geçtiğinden bu yana Ankara ofisleri bile küçüldü, birkaç kişiye indirildi, çok az sayıda muhabir kaldı. Önceden soru alan güya muhabirlerin olduğu bir ortamda özgür ve mesleğin gereği cesaretle soru sorabilecek, etik ilkelerin farkında ve onlara riayet eden muhabir yetiştirmek, zor iş…
ANKA ajansı bize cesaret verdi. Cemiyet basın özgürlüğü projelerinde rapor yazımında görev alan, Cemiyet bursu alan, bir genç öğrenci arkadaşımıza muhabir olarak, üstelik de kadrolu görev verince, “Bu işe başlasak fena olmayacak galiba” dedik.
Mesleğimizin saygın isimlerinden Bekir Çoşkun’un izniyle sağlığında, Cemiyetimizin Avrupa Birliği desteği ile yürüttüğü Medya için Demokrasi (M4D) çerçevesinde telif desteği ile yine Cemiyet’in 24 Saat gazetesinde yayınlanan haber ve araştırma yazılarının yer aldığı “9. Köy” diye bir e-dergi yayınlamaya başlamıştık. Bu kez de “9koy.org” diye bir haber sitesi oluşturup hem 24 Saat gazetesinde yayınlanan telif ödenilen haberlerin, hem de oluşturulacak haber masası ürünlerinin yayınlanmasına karar verdik.
İngiltere Büyükelçiliği’nden küçük bir fonla beş genç öğrenci arkadaşımızı Kenan Şener arkadaşımızın “editör” olduğu, değerli gazeteciler Nursun Erel, Zeynep Gürcanlı, Sedat Bozkurt ve benim de hem değerlendirici, hem katkı verici bir rolle bu çalışma Kasım başında başladı.
İleyda Özmen’in “Anıtkabir’in engel tanımayan ziyaretçileri” gibi engelleri aşıp Anıtkabir ziyaretine gelen yüzbinler arasından paralimpik sporcu Ahmet Dönmez’in hikayesi de vardı, veya Deniz Dalgıç’ın “Zarar eden çiftçi mahsulü toplamıyor” ve “Krizdeki süt üreticileri ineklerini kesiyor” ya da Berfin Bayır’ın “Ankara barajları kuruyor, İç Anadolu’da kuraklık alarm veriyor” gibi güncel sıkıntıların altını çizen ciddi haberler işlendi Haber Masasında.
Melis Yıldırım’ın “Üniversite mezunlarında işsizlik yüzde 40’a dayandı” ve “Kadınlar şiddete karşı haykırdı: Yasaları uygulayın” haberleri de, “Salda Gölü kurumaya başladı, Burdur gölleri çölleşiyor” haberiyle İlknur Yağumli, “Ankara’nın Damlataş’ı Tulumtaş Mağarası şifa dağıtacak” araştırmasıyla ve mağara içerisinden ilk kez görüntüler sağlayan İleyda Özmen sosyal medya paylaşımlarında da oldukça yüksek beğeni aldılar. Keza İleyda arkadaşımızın “Dershane öğretmenliği madende çalışmak kadar zor” haberi de ilgi gördü.
Döviz kurundaki büyük artış, neredeyse gerek kağıt, gerekse baskı malzemeleri açısından tamamen ithalata dayalı medya ve yayın sektörlerindeki etkiyi “Basın yayın sektörü ‘felaketi’ yaşıyor” haberinde Berfin Bayır deneyimli gazetecilerden çok daha güzel bir şekilde işledi. Yine Berfin arkadaşımızın “Z kuşağının yurt dışı kaygısı: Gitmek mi zor, kalmak mı?” araştırması gençliğin çok önemli bir ikilemine parmak bastığı kadar, gündemin yakalandığının göstergesi idi. Berfin’in “Üniversite öğrencisi yeterli beslenemiyor” haberinin çok benzerinin bir yaygın medya gazetesinde de birkaç gün sonra görülmesi “Yakın takip” olduğunu göstermekteydi.
Daha birçok haber yapıldı bu genç arkadaşlarımızca. Saatler boyunca haber teklifleri, ülke gündemi tartışıldı, haberler düzeltildi, nasıl daha güzel başlık verilir, giriş yazılır, spot yazılır gibi konularda kafa patlatıldı.
Güzel çalışmalar oldu. Umarım bu beş arkadaşımız ve benzer programlarla önümüzdeki dönemde “basında normalleşme” sağlandığında çok ihtiyaç duyulacak, gazeteciliğin temel direği muhabirlerin yetişmelerine katkı verebileceğiz.
Dokuzuncu Köy’ü ben çok sevdim.