Karşındakini rahatsız etmemek koşuluyla özgürlükler sınırsız kullanılmalıdır. Ama karşındakini rahatsız eden özgürlük, özgürlük değil tacizdir…
Süreyya Oral
Mesela arabanda gezerken müziği sonuna kadar açıp dinlemek sakin veya boş bir yolda insana huzur verebilir. Ama aynı müziği kalabalık bir yolda veya gece yarısı dinlemek isterseniz o özgürlükten çıkar insanları rahatsız eden bir tacize döner… Çoğu kez bu iki yaklaşıma da tanık oldum. Gece yarısı bağıran müzik sesi nedeniyle aracın sürücüsünü bir güzel dövmek aklımdan geçmedi değil…
Bir başka olayı da çevremize baktıkça görüyoruz… Bazılarının yolda yürürken, parkta oturup dinlenirken içtiği suların meyve sularının ve alkollü içeceklerinin şişelerini ayağımızın dibinde görmemiz kaçınılmaz bir durum.. Gece esen rüzgar nedeniyle uçuşan bir bölgede toplanıp çöp görüntüsü veren bu manzara hiçbir kentimize yakışmıyor…. Belediyeler ne kadar temizlese, çöpleri toplasa da herkesin peşine bir çöpçü takmadığı sürece bunu önlemesi mümkün değil…
Nerde trak orda bırak!
Bu olayda sorunun çözümü yine kişilerin kendisinde… Hep çöpten şikayet eden kişiler ellerindeki çöp niteliğindeki nesneleri birkaç metre taşıyabilseler bir çöp kutusu ile karşılaşmaları işten bile değil.. Ama en kolayı “nerde trak orda bırak” misali anında elden çıkarma taktiği oldukça çözüm çok zor…
Yenen kuruyemişlerin kabuklarını, içilen sigaraların izmaritlerini baktığımız her yerde görme şansımız var…. Evlerimizde halılarımıza kilimlerimize balkonlarımıza verdiğimiz özeni sokakta da göstermeliyiz… Çünkü caddeler sokaklar büyük bir evin antresi gibidir, çimler salondaki ve odalardaki halılar gibidir... Parklardaki oturma grupları, odalarımızdaki kanepe, koltuk ve sedirler gibidir... Yediğimiz yemişlerin kabuklarını, içtiğimiz içeceklerin boşlarını nasıl salonun ortasında yere atmıyorsak, sokakta da aynı hassasiyeti göstermeliyiz…
Japonya gezisinde aldığımız hediye
Yıllar önce Japonya’ya yaptığımız bir gezide en büyük sigara fabrikasını da gezmiştik… Bu ziyaret sırasında bizlere hediye olarak birer tane sigara kutusu büyüklüğünde paketler verdiler... Biz pakette sigara olduğunu düşünürken içinden beş tane içi amyantlı poşet çıktı... Düşüne düşüne ne işe yaradığını da bulduk… Bu poşetler cepte taşınan bir kül tablasında başka bir şey değildi… Bunları yanında taşıyan Japonlar, sokakta içtikleri sigaraların izmaritlerini poşetlerin içinde topluyor ve uygun zamanda temizleyerek tekrar kullanıyorlardı….
Buradan okurlarıma ve halkıma bir önerim var: Çevremizi önce bizler koruyalım, korunmasına destek olalım... Bizim talep edeceğimiz tek şey cadde ve sokaklardaki çöp toplama kutularının artırılması olmalıdır… Ondan sonrasında çevreyi temiz tutmak bizim görevimiz olmalı… Belediyeler de o çöp kutularını sıklıkla temizlemeli…
Unutmayalım çevremizi temiz tutmak başkasının değil bizim elimizde.