AKP’de çaptan düşen siyasetçiler, parti içinde çapı büyük dalgalar peydah etmeye başladılar.
Başı Van’lı Hüseyin çekti.
Ardından şimdilerde "troller" ve "troliçeler" tarafından adı Lawrence’e çıkarılan, kimileri tarafından da "Bilo" diye söylenmeye başlanan, bir zamanlar partinin ağabeysi durumundaki Bülent Arınç konuştu.
Bu konuşma AKP’yi derinden sarsmışa benziyor.
Bu konuşma çaptan düşen bazı eski bakanlar tarafından Twitter’de RT edilerek desteklendi.
İzmir’den eski bir milletvekili de Arınç’a destek verdi.
Diğer bazı parti içi muhalifler ise işi sessiz ve derinden götürüyorlar.
Dalganın çapı giderek büyüyecek gibi görünüyor.
Eski bir DP milletvekili, seçmenlerine şunu telkin edermiş:
"Hadiseyi siz olgunlaştırın, ben bitiririm."
Bunu da şöyle bir misalle açıklarmış:
"Karpuzu dilimlemek sizden, başına vurup dağıtmak benden."
AKP’de şimdi birileri karpuzu dilimliyor.
Başına kimin vuracağı ilerleyen haftalarda, ya da aylarda görülür.
Tehlikeyi, DSP’den AKP’ye savrulmuş "pervane" lâkaplı milletvekili sezmiş olmalı ki, çıktığı yandaş kanalda Tayyip Erdoğan’ı tasfiye etmeye yönelik çok ciddi ve tehlikeli bir darbe plânından söz etti.
Bu darbe plânının içinde Genel Kurmay’dan, MİT’e, medyadan, sivil toplum kuruluşlarına ve muhalefet partilerine kadar pek çok unsur yer alıyormuş.
Bunun partideki uzantıları ise Bülent Arınç’la başlayan "dalga hareketi" imiş.
Partideki suskunluk belirsizlikten kaynaklanıyormuş.
Bu ifadelerden anlaşılan şu ki; AKP’deki kaynama, parti tabanını da, üst katları da bir hayli tedirgin etmiş durumda.
Tekil irade, başkanlık için referandum sayısını zorluyor.
330’a ulaşmak için 14 milletvekilinin transferi gerekiyor.
CHP’nin iddiasına göre, bu amaçla bir "milletvekili pazarı" kurulabilirmiş.
Hadi, Pazar kuruldu, 330 sayısına erişildi diyelim.
Ya AKP içindeki muhalifler gizli oylamada organize olur, bu sayıyı aşağı çekerlerse?
İşte, meselenin bu tarafı karanlık.
Yani, başkanlık için referandum sayısı öyle sanıldığı gibi çantada keklik değil.
Buna, Başkanlık sistemine kalben muhalefet ettiği söylenen Başbakan’ı da dahil edersek, O’nun etrafındaki milletvekillerinin (sayıları kaç olursa olsun) bu oylamada evet oyu kullanacakları tahmin edilebilir mi?
Biz bu ayak oyunlarını 9. Cumhurbaşkanımızın görev süresinin uzatılması için yapılan "Beş artı beş" oylamalarında gördük.
Demirel’e önce kendi partisinin içindeki bazı milletvekilleri kazık attılar.
Başbakan yaptığı partinin lideri de buna dahildi.
Şimdi, aynı oyunun, başkanlık oylamasında tekrarlanmayacağını kim garanti edebilir?
Görünen o ki, bu kazan daha çok kaynar.