Utku ŞENSOY Doğalgaz krizi, benzin, mazot zamları, gıdadaki fahiş artışlar, yüksek elektrik faturaları virüs salgını derken hepimizi zorlu bir kış bekliyor. Zengin ülkeler...

Utku ŞENSOY Doğalgaz krizi, benzin, mazot zamları, gıdadaki fahiş artışlar, yüksek elektrik faturaları virüs salgını derken hepimizi zorlu bir kış bekliyor. Zengin ülkelerin halkları, gariban ülkelerle yurdum insanına göre bu süreci son 2 yılda olduğu gibi daha kolay atlatacak. Parası olmayan, kasası boş olan borçlu ülkeler ise doğrudan ya da dolaylı olarak “Soros çocuklarına” daha da fazla borçlanıp sıkıntıya girecek. İktidarın işaret ettiği gibi mevcut sorun sadece yurdumuza özgü değil hemen her yerde. Doğalgaz krizinin yarattığı zincirleme etkiyle artan gıda fiyatlarından Avrupa da mustarip. Ama onlar bu sıkıntılara bin beş yüz avro düzeyindeki asgari ücretleriyle karşı koyarken, yurdum insanı Çin’den bile daha düşük seviyeye gerileyen 290 küsur dolarlık asgari ücretiyle göğüs gerip dik durmaya çabalıyor. Hayli soğuk geçmesi öngörülen 2022 kışının sürekli artan elektrik ve doğalgaz faturalarına yüksek gıda fiyatların da eklenmesi dar gelirlinin belini daha da bükecek. Uzmanlar, elektrik, doğal gaz gibi enerji maliyetlerindeki artışla, benzin ve mazottaki olağan üstü yükselişin zincirleme etkisinin hemen her alanda görüleceğini bunun sonucu pek çok kritik sektörde kriz yaşanabileceğine dikkat çekiyor. Enerjideki artış nedeniyle gübre ve karbondioksit üretiminin etkilenmesiyle, kış boyu gıda fiyatlarında daha da yüksek artış yaşanacak. Tüm bu veriler ışığında bu kış zor geçecek, gıda, doğalgaz, elektrik zamlarıyla mutfaktaki yangına dayanabilmek için bahara kadar kemerlerimizi daha da sıkmamız gerekecek. *** 2 DOZ AŞILI NÜFUSU ARTTIRAMADIK Korona virüsü salgınında “sonbahar dalgası” başladı. Dünya genelinde 5 milyondan fazla insanın ölümüne neden olan Korona Virüsü, Delta varyantıyla birlikte kış mevsiminde daha da etkili olmaya başladı. Dünya Sağlık Örgütü İngiltere ve Rusya’daki artışlarla birlikte Türkiye’yi de en çok artışın görüldüğü ülkeler arasında sayarken, Sağlık Bakanlığı vaka sayısında altıncı sırada olduğumuzu açıkladı. Ülkemiz aşılama konusunda hedeflenen seviyenin çok gerisinde bu nedenle her gün 30 binler seviyesindeyiz ve vefat sayımız da iki yüzlerde seyrediyor. Bu da hala her gün 5 otobüs dolusu insanımızı yitirdiğimiz anlamına geliyor. Uzmanlar vaka sayısının bir türlü düşürülemeyişini, aşı karşıtlarının direnci sürerken bu kesimin ikna edilememesi ve çift dozu olan nüfusun henüz yeterince arttırılamamış olmasına bağlıyor. Öte yandan, Delta varyantından daha bulaşıcı olan AY.4.2 varyantı da kapıda. Konunun uzmanları, yakın zamanda bu salgının sona ermesinin beklenmediğini ancak, aşılanmanın hızlanıp ağır hastalık ve ölümlerin önlenmesiyle grip gibi sıradan mevsimsel bir hastalık haline gelebileceğine vurgu yapıyor. Dolayısıyla bu kış zor geçecek, gıda, doğalgaz, elektrik zamlarıyla mutfaktaki yangına bir de varyant virüs belası eklenecek. Ülkemizin, dünyanın selameti için bahara kadar kemerlerimizi bir kez daha sıkmak, çok dikkatli olmak gerekecek. *** [caption id="attachment_227215" align="alignleft" width="700"] Eskişehir Porsuk Çayı[/caption] SU KITLIĞI HAD SAFHADA Uzmanlar, yaşlı dünyamızdaki su kaynaklarının son derece sınırlı olduğunu içilebilir su kaynaklarına ilişkin şu sözlerle dile getiriyor, “sadece yüzde 2 buçuğu tatlı su, bunun da yaklaşık yüzde 70’i buzullar altında!” Özetle erişebileceğimiz tatlı su miktarı, dünyamızdaki toplam su varlığının yüzde biri kadar! Aşırı nüfus, sera gazı etkisi, iklim değişikliği, suyun dikkatsiz kullanımı, tarımsal ve evsel su yönetiminin kötü yapılması gibi çeşitli etkenler nedeniyle milyonlarca insan temiz suya hasret yaşıyor. Dünyamız kuraklığa doğru koşar adım ilerliyor. Musluklarımızdan su akmayacak, insanların su bulabilmek için birbirini gırtlaklayacağı günler ne yazık ki çok da uzak değil. Evlatlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak suya saygıyı, su tasarrufunu öğreneceğiz. Evde, işyerinde, tarımda, sanayide suyu hoyrat kullananların uyarılıp, caydırıcı cezalara çarptırılması gerekiyor. Boşa akan her damla su milli servetin kaybıdır, doğaya, dünya mirasına saygısızlıktır, bunları görmezden gelmek vatan hainliğiyle eşdeğerdir. Yerküredeki sular hızla tükeniyor. Kuraklığa doğru hızla ilerliyoruz. İnsanların su bulabilmek için, yoğun çaba göstereceği gün için bilim insanları “sıfır günü” tanımlamasını kullanıyor. Yurdumuz, bugün “su stresi” yaşayan ülkeler arasında, yakın gelecekte “su kıtlığı çeken” ülkeler kervanına katılmamak ve sıfır gününü yaşamamak için, aklımızı başımıza devşirmemiz gerek. Su olmazsa hayat olmaz. Bu kış zor geçecek, gıda, doğalgaz, elektrik zamlarıyla mutfaktaki yangına, varyant virüs belasıyla birlikte bir de su kıtlığı, kuraklık eklenecek. Suyumuza sahip çıkalım, çok dikkatli kullanıp özen göstermemiz gerekecek.