Milli bayramlara karşı tavırlarını iyi biliriz.Onbir arkadaş, sırf törenlere katılmasın diye yalancıktan hastalanırdı. Öteki bir yolunu bulup yurtdışına kaçardı. İçlerinde en kahramanı o çıktı. Şehitleri bahane edip resepsiyonu kaldırdı. Meşrebine göre davrandı. Bana kalırsa 23 Nisan da, 19 Mayıs da yasak kapsamına alınmalı. Tabii ki şimdilik, yani bunlar gidinceye kadar. Vakfına emanet edilen çocuğu koruyamıyor, Okuluna emanet edilen genci kim bilir kimlerin eline bırakıyor. Kimsenin alnında ne olduğu yazmıyor ki bilesin. Ecdadın bize miras bıraktığı bir Vakıf Müessesesi vardı, Önce onu kirlettiler. Birinde çocukları kirlettiler, diğerini rüşvete köprü yaptılar. Oysa ecdadımız o müesseseleri ne asil gayeler için kurmuştu. Bilmeyenler için söyleyelim; İlk vakıf, Hz. İbrahim tarafından Kâbe ve zemzem kuyusu için kuruldu. Sonra, geliştirildi. Sosyal yardımlar, çaresizlerin, kimsesizlerin, yoksulların korunması gibi amaçlarla… Kanadı kırık kuşların tedavisini bile düşünmüştü ecdat. Kuşların göç yollarına yuvalar ve sulaklar kurmuştu. Masum hayvanlar için bunu yapanlar gitti; gelenler, masum çocuklarımızı koruyamadılar. Üstelik, "Bir defacıkla bir şey olmaz" diyerek toplumun sinirlerini hoplattılar. Büyük Atatürk de çocuklarımıza bayram hediye etti. Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu 23 Nisan tarihini "Çocuk Bayramı" ilan etti. Hanım, sabahleyin kahvaltıyı hazırlamadan bitişik okuldaki töreni izlemeye koştu. 23 Nisanlar hepimizi böyle heyecanlandırırdı. Ama şimdi oralarda sapıkların kol gezmediği ne malûm. Önce çocuğu keşfeder, Ailesi yoksul mu, çocuk sahipsiz mi ona bakar İzini takip eder, Evine yardım kolisi götürür. O, kandırmanın ilk aracıdır. Sonra Vakfa davet eder İslâmı öğrensin diye. Bu da ikinci kandırma aracı. Sonrasını, Allah korusun! İki bayram da yasaklanmalı. Hem 23 Nisan, hem 19 Mayıs. Çocuklarımızı sapıkların elinden, Gençlerimizi kirli nazarlardan korumak için…. Yine de, Türk milletinin çocukları için, 23 Nisan kutlu olsun!