Hayat uzun bir yol ve bizler de bu yolda ilerleyen yolcularsak, yol boyunca bize eşlik edenler olacaktır; kimileri bu yolculukta kısacık bir an eşlik ederken, kimileri ile belki de yolun büyük bir kısmını beraber yürüyeceğiz. Beraber yol alırken hem öğreneceğiz hem de öğreteceğiz.

İnsanın en büyük hatalarından biri de doğru zamanı yanlış kişilerle doldurmaktır.  
CHARLES BUKOWSKİ 


Yaptığımız her seçim ile birlikte kimi zaman iyi, kimi zamanda kötü diye adlandırdığımız insanlarla karşılaşacağız. Kimileri ile yollarımızı ayırmak isteyeceğiz ama kolay olmayacak, kimilerinden de belki hiç ayrılmak istemeyeceğiz ama ayrılmak zorunda kalacağız. Bizler yaşadığımız deneyimlerle sürekli değişiriz, tecrübe dediğimiz şeyde aslında yaşadıklarımızdan, seçimlerimizden ve sonuçlarından çıkardığımız dersler değil midir? Tecrübelerimiz çoğunlukla yanlış insanlarla gereğinden fazla yol almak ya da alınan yanlış kararlarda ısrarcı olmak üzerinden edinilir. Aslında yanlış insan veya yanlış karar diye bir şey yoktur. Kişisel gelişimimiz için öğrenmemiz gereken dersler vardır ve hayat bu derse uygun insanları karşımıza çıkarır. Bizler öğrenmemekte kararlı oldukça da kendimizi kısır bir döngünün içerisinde buluruz. Ya uzun süre aynı kişi ile benzer olayları defalarca yaşarız ya da kişiler değişse de olaylar benzerdir.

Örneğin hayır diyemeyen ya da sınır koyamayan insanların hayatına, onları hayır demeye ya da sınır koymaya mecbur bırakacak kişi veya kişilerin girmesi gibi. Öğrenmeyi reddetmenin bir anlamı yoktur çünkü insanlara onları zorlayan zorlukların neler olduğunu sorsanız genelde aynı tip insanlar ve benzer olaylara maruz kaldıklarını söylerler. Burada aslında kişi içinden geçen tepkiyi vermekte çekiniyordur bunun sebebi; kaybetme korkusu, sevilmemekten korkmak ya da yeniden başlamaktan korkmak olabilir. Alınan yanlış kararda ısrarcı ya da bize iyi gelmeyen insanları hayatımızda tutmak konusunda ısrarcı olmanın bir bedeli vardır. Bazı insanları idare etmek zorunda olduğumuza kendimizi ikna etmişsek, bunu bedeli önce ruhsal sıkıntı, ilerleyen zamanlarda ise bedensel sağlık sorunları şeklinde kendini gösterebilir. Doğru kararı alabilmek için büyük kayıplar vermeyi beklememek gerekir, bizler aslında çevremizdeki insanları değiştirme gücüne sahip değiliz böyle bir görevimizde yok, yapmamız gereken tek şey karşılaştığımız insanlardan neyi öğrenmeyi tercih ettiğimizdir. Yaşadığımız deneyimler bizim dönüşmemiz için bir fırsattır ve dönüşüm bize iyi gelecek şekilde olmalıdır.

Eğer bize iyi gelmeyen bir dönüşüme uğruyorsak, yanlış yerde, yanlış kişilerle olduğumuzu fark etmeliyiz. Genelde bizi sıkıntıya düşüren kişiler yabancı kişilerden ziyade eş, dost, akraba ya da aile üyelerimiz olabilir. Bu insanlarla yolunuzu ayırma kararı almanız daha zordur çünkü bizler içinde bulunduğumuz toplumun etkisi ile sınır koymaktan, hayır demekten ziyade hoşgörülü olma, idare etme, görmemezlikten ya da duymamazlıktan gelmeyi öğrenmiş kişileriz. Bazen ayıp olmasın diye, bazen sorun çıkmasın diye sustuklarımız bizim kendimizle aramızı bozmamıza neden olur. Önce neden bu şekilde davranıyor diye karşı tarafı suçlarken, zamanla neden buna izin verdim diye kendinizi suçlama noktasına gelebilirsiniz. Gerektiğinde kendinize duyduğunuz özsaygıyı hatırlayıp vazgeçmeyi göze almanız gerekebilir. Siz sabırlı olduğunuzu zannedersiniz fakat gereğinden fazla verdiğiniz tavizler, karşı tarafın buna hakkının olduğunu düşünmesine sebep olabilir ya da siz hayır demedikçe bir sorun olmadığını düşünmesine sebep olabilirsiniz. Bizler yaptığımız ve yapmadığımız her şeyin sorumlusuyuz o yüzden vazgeçemediğimiz insanlar için, bu insanın hayatımda olmasını istiyor muyum, istemiyor muyum ya da bu kişi ile aramdaki ilişki bana iyi geliyor mu, yoksa gelmiyor mu sorusunu sorabilirsiniz.  

Hayat vazgeçebildiklerindir. Çıkmaz sokakta geri adım atmakta ilerlemek sayılır. Uğraşarak düzeltemediklerinden, vazgeçerek kurtulursun. 
                                       FRİDA KAHLO