Yavuz Bingöl’e hem kırgın hem kızgınım.
Çıkar siyasetinin önünde el bağlayıp, bölücü ihanete toleransla bakmasından ötürü.
Sanatçı dediğin düzene secde etmez; sorgular ve eleştirir.
Bizimki maalesef aksini yaptı.
Gene de sanatına saygı duyuyorum.
Bir şarkı yapmış ki, kar altında kalmış umutları seslendiriyor.
Bu şarkı gerçekten de umudun türküsü olmuş:
"Bekle buğday tanesi"
Dilerim kendisini de içine düştüğü bu sarmaldan kurtarır.
You Tube’a girip "Buğday Tanesi" yazdığınızda karşınıza çıkıyor.
İçinizdeki umut kırıntılarını diriltip yüzeye çıkarıyor.
Birçokları gibi benim de hit şarkım oldu.
Sözleri şöyle:
Bekle kar altında kalan buğday tanesi
Yine onun sularıyla yeşereceksin
Gözyaşların çare değil ağlama büyü
Başını dik tutabilirsen boy vereceksin
Her yanımda allı morlu
Güller açar türlü türlü
Bu fırtına dünden belli
Başedeceksin
Korku kâr eylemez bir kez yola düşene
Sen bir aşkın içindesin yaşayacaksın
Dört yanını börtü böcek sarsa ne çıkar
Toprağa sıkı sarıl başedeceksin
Her yanımda allı morlu
Güller açar türlü türlü
Bu fırtına dünden belli
Başedeceksin
Herkes, kendi umudunun tohumunu atar toprağa.
Benim umudum da, ülkenin bu kara kâbustan kurtulması.
Bekle buğday tanesi,
Milletimizin üstüne çöken kâbus bitecek!
Tabiata bakın; baharın tomurcukları açıyor.
Yara bere içinde bırakılan Cumhuriyet değerleri allı morlu çiçekler halinde yeniden filizlenip, aydın gönüllerdeki yerlerine serpilecek.
Bekle buğday tanesi.
Bu devran böyle gitmez.
Karanlık mutlaka yenilecek….