İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki sivil halka yönelik insafsız saldırıları sürerken, yüz binlerce sivil halk zorla yerlerinden edildi. BM İnsan Hakları Filistin Ofisi, İsrail askerlerinin saldırıları ve "tahliye" uyarıları nedeniyle aralarında çocuk, yaşlı ve engellilerin de yer aldığı 700 binin üzerinde sivilin yerlerinden edildiğini açıkladı.
Utku Şensoy
Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Joe Biden’ın girişimiyle ateşkes yolunda yeni bir umut belirdi. Ateşkese Hamas da sıcak bakıyor. Ateşkesin önündeki en büyük engel 5 Kasım’da yapılacak Amerika Birleşik Devletleri’nin 1792’den başlayarak 4 yılda bir yapılan 60’ıncı başkanlık seçimleri. Zira Demokratların muhtemel adayı Joe Biden ile Cumhuriyetçi Parti’nin muhtemel adayı Donald Trump’ın kapışmasından Trump’ın zaferle çıkması, Hamas’ın da bölgede devamı halinde Filistin sorununda çözümün başka bir bahara kalacağı anlamına geliyor. Sertlik yanlısı Trump’ın bu tutumunu Hamas ortadan kalkıncaya kadar sürdürmesi bekleniyor.
Şimdilik tüm bunlar varsayımdan öteye geçmiyor, çünkü Trump’ın da yargıyla başı dertte. New York'ta yargılandığı "sus payı" davasında, jüri tarafından hakkındaki tüm suçlamalardan suçlu bulunan ABD eski Başkanı Donald Trump'ın mahkumiyet alıp almayacağı gelecek ay belli olacak. Trump, geçen yıl yetişkin filmlerinde oyunculuk yapan Stormy Daniels'e 2016 başkanlık seçimleri sırasında yasa dışı "sus payı" ödenmesiyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında büyük jüri tarafından suçlu bulunmuştu. Aleyhinde sürdürülen 3 ayrı davada Trump, "Gizli belgeleri saklamak", "Seçim sonuçlarına müdahale etmeye çalışmak" ve Georgia eyaletinde süren "Seçim sonuçlarını değiştirmeye çalışmak" suçlamalarıyla yargılanıyor.
ABD'de bir suçtan dolayı suçlu bulunan ilk başkan olarak tarihe geçen Trump'ın herhangi bir mahkumiyet alıp almayacağı, 11 Temmuz’da belli olacak. Trump suçlu bulunsa bile, çok az bir hapis cezası alabilir ya da para cezası, tazminat, denetimli serbestlik gibi cezalara çevrilebilir. Tüm bunlar anketlerde bir adım önde görünen Trump'ın başkanlık seçimlerine girmesine engel teşkil etmeyecek. Trump, "Suçlu bulunup hapis cezası alma durumda” seçmenin nasıl davranacağı ise bir başka tartışma konusu.
Kaçak Türk akınına karşı tedbir
Başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri, “Kaçak girişler için” yeni tedbirler almaya başladı. Almanya, son dört ayda yasa dışı yollardan yaklaşık 15 bin “Türk ilticacının” birlik topraklarına girmesinin ardından geçtiğimiz hafta kaçaklara aman vermeyecek sert önlemler başlattı. Buna çerçevede sınırlarda kontroller daha da artırıldı. İltica hakkı olmayan, Türkiye’den geldiği belirlenen kaçaklar birlik sınırlarının dışında durdurulacak ve ülkeye alınmayacak. İnsan kaçakçılığı yapan bazı örgüt ve çeteler 15 bin Euro’ya varan para karşılığı kaçakları Almanya sınırına sokuyor. Bu dönemde ülkeye 36 bin Suriyeli ile 15 bin Afgan kaçak giriş yaptı.
Yurttaş kart borcunun sadece faizini ödeyebiliyor
Ekonomik sıkıntılardan bunalan yurttaş çareyi kredi kartına sarılmakta buluyor. Hemen her cüzdanda birkaç bankanın kartı bulunan yurdum insanının kart borcu 1 buçuk trilyon liraya ulaştı. Geçim sıkıntısındaki yurttaş bu borcun sadece 330 milyarlık faiz dilimini ödeyip kalan borcunu öteliyor. Ortalama kart limiti 50 bin liranın altındaki 9 milyona yakın kişi, 90 milyar liraya varan kart borcunu çevirmekte zorluk çekiyor. Merkez Bankası verilerine göre, bireysel kredi kart borçlarının da yüzde 23’ü ödenmeyerek faize bırakılıyor. Bu durumu, “Tarihsel ortalamasının üzerine çıkmıştır” şeklinde değerlendiren Merkez Bankası raporunda, artan kredi kartı faiz oranları ile birlikte gelir ve borçlanma uyumsuzluğu olan kesimin “Faize bırakma davranışının borç servis yükünü artırabileceğine” dikkat çekiliyor. MB raporuna göre Mart 2024’den bu yana varlık yönetim şirketlerine devredilen hane halkı batık kredi ve kredi kartı borcu 50 milyar liraya yaklaştı.
Bu rakamlardan da görüleceği üzere, emekli ve dar gelirlinin hali harap! Bu kesimin gelirinde bir iyileşme sağlanamazsa, yakın bir gelecekte ülkede çok daha karmaşık ve vahim sorunlar yaşanabilir. Her şeyin dövize endekslendiği ülkemizde adil olan tek çözüm, asgari ücreti ivedilikle 23 bin TL seviyesine çekip (ki bu da 715 ABD Doları yapıyor) üç ayda bir dövize bağlı olarak bu rakama uygun artış sağlanmasıdır. Benzer bir uygulamanın, 15 bin lira seviyesine yükseltilecek en düşük emekli aylığından başlayıp, tüm emekli aylıklarının yine dövize endekslenmesi ülke huzuru ve refahın paylaşılması için isabetli bir adım olacaktır. Ayrıca geliri asgari ücret ve altında olanların vergi dilimlerinden muaf tutulması başka bir haksızlığı ortadan kaldıracaktır. Türkiye gibi güçlü bir ülke, adil vergi ve takip sistemiyle bunu başaracak güçtedir.