Ülkenin her yeri cinayet alanına dönüştü. Silahlanma çılgınlığı beraberinde kavga ve can kayıplarını getiriyor.
Beline silahı takan aklını yitirmiş caniler gözünü kırpmadan insan öldürüyor. Filmlerde...
Ülkenin her yeri cinayet alanına dönüştü. Silahlanma çılgınlığı beraberinde kavga ve can kayıplarını getiriyor.
Beline silahı takan aklını yitirmiş caniler gözünü kırpmadan insan öldürüyor. Filmlerde izlediğimiz Teksas ve Meksika’daki can kıyımlarına andıran cinayetler ülkenin sıradan olayı haline geldi. Gazetelerin üçüncü sayfası ve televizyonların ana haber öncesi kuşağı ön haberler kan donduran görüntülerle dolu. Son günlerde artış gösteren ve sosyal medyada infiale yol açan silahlı saldırılar gündemin birinci maddesi oldu.
Son olarak İstanbul Esenyurt’ta bir tekel bayisinde gerçekleşen silahlı saldırıda iki kişi yaşamını yitirdi. Güvenlik kamerasına takılan görüntülere sinemada Amerikan ve Meksika filmlerini izler gibi tanık olduk. Alacak meselesi nedeniyle işlendiği belirtilen cinayeti gerçekleştiren katiller o denli rahat ki. İşini bitirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi elini kolunu sallayarak uzaklaşıyor.
Her yerde ortaya çıkıyor bu tür iğrenç olaylar. Toplumun yozlaşması, eğitimsizlik, kısa yoldan köşeyi dönme ve para tutkusu, ipin ucunu kaçıran silah ruhsatları, cehalet, cezalarda yapılan iyi hal indirimi cinayetleri tetikleyen önemli etkenler. Adam düşmanı veya tartıştığı kişiyi herkesin gözü önünde öldürüyor, mahkemedeki tutumu veya başka nedenlerden ötürü ağırlaştırılmış müebbetten kurtuluyor. Yok böyle bir şey.
Silahlarla ilgili işlemler 6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun uyarınca yapılıyor. Yasaya göre ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla savunma ve saldırıda kullanılmak için üretilen diğer aletlerin ülkeye sokulması yasak. Aykırı davrananlara 6 aydan iki yıla kadar hapis cezası öngörülüyor.
Yasaklara karşın toplumun hatırı sayılır kesimi bu silahları edinebiliyor. Toplumda silahlanma çılgınlığı aldı başını gidiyor. Ardından yürek parçalayan cinayetler her yerde işleniyor. O görüntüleri dehşetle izleyerek içimiz kararıyor.
Silah ruhsatını alabilmek bu denli kolay olmamalı. İçişleri Bakanlığı ile Emniyet’in daha titiz olması gerekiyor. Önüne gelen beline her an faciaya yol açabilecek ateşli silahları kondurmamalı. Bu çılgınlığı dizginleyecek yetkili makamlar.
İnsan canından değerli başka ne olabilir ki? Yargıçların bu tür sanıklara hoşgörü göstermemesi gerekiyor. Trafikte hatalı araç kullanıyor, gösteriş için sollama yapıyor çok sayıda canı hayattan koparıyor. Trafik terörünün silahla işlenen cinayetten farkı yok. Onlar da en ağır cezalara çaptırılmalı.
Zorunlu ve görevleri gereği dışında kalanlara verilecek ruhsatlarda kılı kırk yarılmalı. Silahlanmaya değil, kardeşliğe gereksinimi var ülkenin. Çağdaşlaşma silah ve cinayetle değil, toplumsal bilinçlenme, akıl, üretim ve barış ile olası.