SSK ve Bağ-Kur emekli, dul ve yetim aylığına 1 Ocak 2025’ten geçerli yansıtılacak zam oranı ortaya çıkmaya başladı. Dev kitlenin aylığında refah payı eklenmezse yüzde 15 civarında artış olması yüksek olasılık.
Şükrü Karaman
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre eylül ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) yüzde 2.97, yıllık enflasyon 49.38 düzeyinde gerçekleşti.
Bazı uzmanların dile getirdiği gibi maaş değil, emekli aylıklarına 6 ayda bir yapılan zam oranında esas alınan TÜFE, temmuzda yüzde 3.23, ağustosta yüzde 2.47 ve eylülde yüzde 2.97 olmak üzere üç ayda kümülatif yüzde 8.92 oldu. Ekim, kasım, aralık aylarına ilişkin TÜFE oranı ile aylıklara yansıtılacak zam tutarı netleşecek.
Hükümetin izlediği sıkı para politikası dikkate alındığında hayat pahalılığı altında en çok yoksun olan işçi, esnaf ve çiftçi emekli, dul ve yetim aylığına refah payı verilmezse salt yüzde 15 dolayında TÜFE zammının yansıtılması söz konusu.
Aşırı hayat pahalılığında yüzde 15 düzeyinde artışın yetersiz kalacağı, ekonomik sorunlara çözüm olmayacağı belli. Yakınmaları iç burkan garibanlara TÜFE zammının yanı sıra göreceli refah payı verilmesi kaçınılmaz. Aylıklara temmuzda yansıtılan yüzde 24.73’lük artışın iki ayda erimesi karşısında ocaktaki ek zammın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Yüzde 15’lik zam karşısında halen 12 bin 500 TL alan dört milyona yakın emeklinin kök aylığında artış olmayabilir. Bu durumda yine Hazine desteği ile en düşük aylık 12 bin 500 TL’nin yükseltilmesi gündeme gelebilir.
Temmuzda toplu sözleşme ve enflasyon farkı ile birlikte yüzde 19. 31 oranında zam alan memur ve memur emeklisine 6 aylık enflasyonun yüzde 10’u aşması durumunda ocakta aşılan tutar kadar fark ödenecek. Memur maaşı ile memur emekli aylığına ocakta yüzde 6, temmuzda ise yüzde 5 oranında toplu sözleşme zammı eklenecek. Bu zamlar yeter mi ? Asla yetmez. Eli öpülesi emekli her şeyin en güzelini hak ediyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünyada sağlık dahil kamuya Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 19.3’ü oranında kaynak aktarılırken, Türkiye’de bu oran yüzde 10.5. Dünyada emekliler için hükümet harcamalarının GSYH’ye oranı yüzde 7.9 iken Türkiye’de bu oran yüzde 4.3.
Emekliler için Doğu Avrupa ülkelerinde GSYH’nin yüzde 9.3’ü, Batı Avrupa ülkelerinde yüzde 11.3’ü oranında kamu harcaması yapılıyor. Türkiye, emeklilik harcamalarına en az kaynak ayıran ülkeler arasında yer alıyor. Veriler emekliye ne denli cimri davranıldığını, aylıklarının ne denli yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.
Emekli aylıkları ve emeklilik yaşı gündeme geldiğinde sürekli “kaynak yok”, “sosyal güvenlik sistemi açık veriyor” diye inandırıcı olmayan yanıtlar veriliyor. Oysa sermayeye ya da garanti ücretli yatırımlara ayrılan paranın yarısı kadar tutar emekliye ayrılsa 16 milyonu aşkın dev ordunun sorunlarına kalıcı çözüm bulunabilir, aylıkları da muhannete muhtaç olmayacak düzeye yükseltilir. Tabii emekliye ve emekçiye bakış açısı ile orantılı bu dediklerim.
Eğer, insanca yaşanabilir bir aylık ödenecekse emekçiye ve emekliye daha fazla kaynak ayrılmak zorunda. O zaman Avrupalı emeklilerin gönencine ulaşırlar.