Utku ŞENSOY Uluslararası Para Fonu IMF, 4 buçuk trilyon dolar gücündeki Almanya ekonomisinin, bu yıl küçülmesi beklenen tek G7 ülkesi olacağını açıkladı. Bu yıl için Alman ekonomis...

Utku ŞENSOY Uluslararası Para Fonu IMF, 4 buçuk trilyon dolar gücündeki Almanya ekonomisinin, bu yıl küçülmesi beklenen tek G7 ülkesi olacağını açıkladı. Bu yıl için Alman ekonomisinde yüzde sıfır virgül 5’lik bir daralma bekleniyor. Tablo böylesine karamsar olunca Almanlar tasarrufa yöneldi, tüketici güveni düştü. Artan gıda ve enerji fiyatlarından kaynaklanan “inatçı yüksek enflasyon” tüketici güvenini düşürdüğü için, bu yıl ülkede bir toparlanma beklenmiyor. Bundan Almanya’daki istihdam doğrudan etkilenecek ayrıca çok sayıda şirket iflası ve çalışanlarda iş kaybetme endişesi kapıda. Avrupa Birliği’nin lokomotifi konumundaki Almanya üzerindeki kara bulutların, birlik üyesi ülkeleri de doğrudan etkilemesi kaçınılmaz. *** [caption id="attachment_455564" align="alignright" width="383"] Almanya ekonomisinde resesyon beklentisi[/caption] KÜRESEL TİCARETTE DÜŞÜŞ YAŞANIYOR Avrupa Birliğinin başat ülkesi ve G7’nin en önemli aktörlerinden Almanya’daki olumsuz tablo aslında dünya genelinde Pandemi döneminin etkilerinin devamı şeklinde yorumlanabilir. Zira “küresel ticarette son üç yılın en hızlı düşüşü” yaşanıyor. Temmuzdaki yıllık düşüş yüzde 3 virgül 2 oldu. Yüksek enflasyon, faiz artışları ve hizmet harcamaları ticari talepte düşüşe neden oldu. Yüksek enflasyon, oran artışları ve hizmet harcamaları nedeniyle mal ihracatına olan talep, son dönemde iyice zayıfladı. Bunun sonucu dev ekonomiler zayıflama sürecine girdi. Dünyanın en büyük mal ihracatçısı olan Çin’de yıllık yüzde 1 buçuk ve Euro bölgesinde yüzde 2 buçuk düşüş, Amerika Birleşik Devletleri’nde ise yüzde sıfır virgül 6’lık bir daralma gerçekleşti. Uluslararası ekonomi analistleri kredi genişlemesi beklemiyor ve mevcut tablonun ihracat üzerinde baskı yaratacağını düşünüyor. Uzmanlar, bazı mallara artan talep, yüksek faiz oranlarının etkisini birkaç ay içinde daha da yoğun hissettireceği görüşünde. Bunun sonucu, küresel ticaret dip noktasını görebilir. *** KAMU HARCAMALARINA DİKKAT Bir çok ekonomi uzmanı, küresel ticaretin sıkıntılı bir sürece gireceği, buna bağlı olarak 2024’ün ilk çeyreklerinde büyük ekonomilerde yavaşlamanın kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. Almanya başta olmak üzere G7 ülkelerindeki sıkıntının küresel ticaret üzerindeki baskıyı arttırırken, bunun Türkiye’ye de yansımaları olacaktır. Ülkemizde, sıcak para arayışlarının ivme kazandığı, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in son 5 ayda 3’ncü kez Körfez Ülkelerinde kaynak aradığı bir dönemde, en önemli ekonomik partnerimizde yaşanan sıkıntı bizi de doğrudan etkileyecektir. Kısacası, 2024 yılına ilişkin tablo ülkemiz açısından da pek parlak değil, tünelde ışık arayışını sürdürüyoruz... Karın tokluğuna yaşam mücadelesi veren yurdum insanının kemerinde sıkacak delik kalmadığı için, üç-beş kuruşunu dikkatli kullanıyor. Kamunun da mali disipline harfiyen uyup, harcadığı her bir kuruşu hesap edip, boşalan hazinenin güçlenmesine katkıda bulunmasını temenni ediyoruz. *** GELİR DAĞILIMINDAKİ ADALETSİZLİK Domates, salatalık ve meyveyi taneyle seçip, karpuzu dilimle almayı öğrendiğimiz bu yeni dönemde, dar gelirli ve emekliden, vergisini ödeyip vatandaşlık görevini en iyi biçimde yapmasının ötesinde daha ne beklenebilir ki? Tüketici Hakları Derneği Başkanı Turhan Çakar, Türkiye’deki durumu, “84 milyon aç, iki milyonun keyfi yerinde” sözleriyle özetledi. Çakar, Türk-İş’e atıfta bulunup, Türkiye’de 56 milyon yurttaşımızın aç, 28 milyon yurttaşımızın yoksul, 2 milyon azınlığın ise keyif içinde yaşadığını iddia etti. Türk-İş'in hesaplamalarına göre, “13 bin 334 liranın altında aylık geliri olanları aç, 43 bin 433 liranın altında geliri olanları da yoksul” olarak kabul ediliyor! Buna göre, Türkiye’deki emekli, dul ve yetimlerim neredeyse tamamına yakınını açlık sınırında. Turhan Çakar, emekli ve dar gelirliler için, “Halkın sosyal hayatı bitti, karın doyurmak en büyük başarı haline geldi” ifadeleri bazıları için ağır olabilir ancak pek de haksız sayılmaz. Dar gelirli ve emekli yurttaşların yeme-içme-fatura-vergi ödeme dışında harcayıp çarçur edecek tek bir kuruşu kalmadı! Burada sorun kamuda ve o iki milyon azınlıkta! Acaba onlar ülke bütçesine gerektiği ölçüde hassasiyet gösterip, yeterince katkıda bulunuyor mu? *** [caption id="attachment_455565" align="alignright" width="375"] TTB, Eris varyantına dikkat çekti[/caption] TTB’DEN ERİS UYARISI Mutfaktaki yangın-elektrik-doğal gaz faturalarındaki artış derken kapımızdaki kış özellikle dar gelirli ve emekli için hayli çetin geçecek. 52 ülkeyle birlikte bizde de görülen Eris varyantı da işimizi zorlaştırıyor. Son olarak, Adana Erzin Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Ersin Mahmutluoğlu hayatını kaybetti. Türk Tabipleri Birliği’nden, “COVID-19 PCR testi negatif olmakla birlikte klinik ve radyolojik olarak COVID-19 ile uyumlu vakalarla karşı karşıya kalınma sıklığı artış göstermektedir. Eris varyantına karşı koruyuculuğu yüksek aşılar en kısa sürede yapılmalı” açıklaması geldi. Bu uyarıya kulak verip, TTB’nin, “El yıkama alışkanlığının korunması, kamusal alanların temizliğinin sağlanması, kapalı ve kalabalık alanlarda ve sağlık kurumlarında maske kullanılmalı” çağrısını dikkate almalıyız.