Atatürk'ten sonra Türkiye’nin sağlıklı bir tarım politikası olmamıştır. İstisnasız her dönemde tarım sektörü güç kaybetmiştir. Türkiye'de tarımsal yapı bozulmuştur.
Necdet Topçuoğlu
Kırsal kesimi öncelikle ‘’köylü’’ ve ‘’çiftçi’’ olmak üzere ayırmak gerekir. Bu şimdiye kadar yapılmamış bir tasniftir. Köylülük sosyal bir tabirdir. Köylü, ürettiğini sadece kendisi tüketen, pazara ürün götürüp satmayan toplum kesimidir. Bu kesimin sorunlarını çözmek için ‘’Sosyal Politikalar’’ uygulanmalı, bu kesime destek verilmeli fakat geri ödeme beklenmemelidir.
Çiftçilik ise ekonomik bir tabirdir. Çiftçiler üretim yaparlar, girdi kullanır, pazara ürün götürüp satarlar. Muhasebesi, geliri gideri vardır. Bu kesimin sorunlarını ''Ekonomik Politikalarla'' çözmek gerekir. Girdi temini, kredi kullanımı, vergi ödeme gibi işlem ve yükümlülükleri söz konusudur. Daha önce bu tasnif yapılmadığı için, kırsal kesime verilen krediler batık krediler durumuna düşmüştür.
Medeni Kanunumuzdaki miras hükümleri sebebiyle işletme arazileri bölünerek arsa durumuna düşmüştür. Ekonomik işletme büyüklüğünü kaybeden işletmeler, tarımsal üretimden vaz geçmektedirler. Arazilerin ortakların mülkiyetinde kalmak üzere, kooperatif işletmeler kurulmasını teşvik ederek, yeni bir modelin uygulamaya konulması zorunludur.
Stok üretim yapılmasını önlemek amacıyla iklim alanlarını esas alan üretim planlaması yapılması zorunludur. İsrafın daha üretim safhasında önlenmesi için tarımsal üretim planlaması şarttır. Toprak kıt kaynaktır ve en verimli şekilde kullanılmalıdır. Her ürün kendi ekolojik alanı içinde yetiştirilmeli, farklı ekolojilere yayılmamalıdır.
Hayvancılıkta büyükbaş, küçükbaş, kanatlılar ve su ürünleri üretimi konusunda sektörel dengeler sağlanmalıdır. Bu dengelerin bozulmasına izin verilmemelidir.
Tarım sektörünün en temel sorunlarından birisi teknisyen düzeyindeki ara eleman ihtiyacıdır. Kapatılan Tarım Meslek Liseleri ve Veteriner Sağlık Teknisyeni okulları tekrar açılmalıdır. Her şeyden önce çiftçi tarımı terk etmiştir. Geri döndürülmesi kolay değildir. Bunun için destekleme politikaları geliştirilmelidir.
Tarım Politikası, ülkenin Genel Ekonomik Politikası ile dengeli ve uyumlu olmalıdır. Genel ekonomik politikadan izole bir tarım politikasının uygulanma kabiliyeti yoktur. Tarımın amacı, ülkeyi kalkındırmak değil, ülke insanlarını yeterli ve dengeli beslenmesini temin etmek olmalıdır. Ülkenin kalkınması katma değeri yüksek sanayi ürünleri dışsatımı ile mümkündür.
Küresel ısınma ile birlikte değişen iklim koşulları, Türkiye'yi su sorunu yaşayacak ülkeler arasına dahil etmiştir. Özellikle Orta Anadolu da yeraltı suları aşırı kullanılmıştır. Bu durum Orta Anadolu bölgesini yeniden çölleşme sürecine sokmuştur. Bu nedenle bölgede aşırı su tüketen ürünlerin üretiminden vaz geçilmelidir. Gerekirse bu ürünlerin ithalatına öncelik verilerek su tasarrufu sağlanmalıdır.
Türkiye değişen iklim koşullarına bağlı olarak yeni bir "Su Yönetim Politikası" oluşturmak zorundadır. Tarımsal sulamada, su tasarrufu sağlayan basınçlı sulama sistemlerine öncelik verilmelidir. Su kaynakları sabit kalırken, gittikçe artan canlı nüfusu, kişi başına düşen su tüketim rakamlarını düşürmüştür. Türkiye yakın gelecekte sulama suyu ve içme suyu darboğazına girecek ülkeler sırasında gösterilmektedir.