Bu yazıyı Hollanda’yı 3-2 yendikten sonra yazıyorum. Sultanlar, olimpiyatlarda belki madalya alabilir belki de elenebilir; ama sorun başarıda değil, sorun voleybolun içinde.
Ergun Mengi
İkinci kez takım olarak Olimpiyatlara katılan Sultanlarımız takım olma kimyasını bozdular. Son yazılarımda gidişatın iyi olmadığını, öncelikle takımı motive edecek yeni gençlerin takıma monte edilmesi gerektiğini defalarca yazmıştım.
Şimdi bugüne gelecek olursak, en önemli sorun Tuğba Şenoğlu’nun son anada takımdan çıkartılarak, İlkin Aydın’ın takıma alınmasıdır. Bunun olacağı dedikoduları çok önceden başlamış ve bu nedenle kadroda olmayan İlki Paris’e giden kafilede yer almıştır.
Bunu “basit bir ihtiyaç” olarak göstermek mümkün değil. Hele İlkin’in ayrılıkçı açıklamalarından sonra hiç mümkün değildir. Bu “kol kırılır yen içinde kalır” konusu da değildir. Bu skandal ve İlkin’in ayrılıkçı konuşmalarıyla dünya basınına malzeme oldu Sultanlarımız.
Hollanda maçında gördük, takımda bir ruh eksikliği var. Zannediyor musunuz ki, İlkin’in Vargas’la ilgili söyledikleri takıma etki yapmadı. Konuyu kapatalım demekle kapanır mı? Eda’nin Zehra’nın, Hande’nin, Vargas’ib ve hatta İlkin’in kafasında dönüp duruyor. Bazı sporcular “iyi oldu İlkin’in Tuğba’dan daha çok severim” derken, bazıları bu haksızlığa içlerinden haykırarak karşı çıkıyorlar. Bu çığlıklar doğal olarak kötü manşet, kötü savunma veya kaçırılan servis olarak takıma geri dönüyor. Takımın kimyasını bozdunuz.
İlkin Aydın, daha sonra yaptığı açıklama ile iyice yerin dibine batırdı, sırf kendisini değil, ülkemizi, ülke sporcularımızı, halkımızı ve voleybol federasyonunu yerin dibine soktu. Diyor ki; “ İstiklal marşını söyleyemeyen oyuncu istemiyorum. Sayıdan sonra el vuracağım Kübalı olmayan bir oyuncuyu tercih ederim vb” çok yazık, daha fazla yorum yapmak istemiyorum. Ama o zaman Çalıştırıcı Santerelli’yi hangi kaba koyuyor. Onu da mı istemiyor.
O zaman 2003’te Türkiye’nin gümüş madalya aldığı Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda inanılmaz katkı yapan Natalia Hanikoğlu’nu nereye koyuyor. Natalia bir röportajında “insanların ilgisinden sokakta yürüyemiyorduk. İnsanlar bize sarılıyordu, öpüyordu. Sizi çok seviyoruz, size teşekkür ediyoruz” diyordu. Sayın İlkin Aydın Natalia’ya teşekkür eden Türk vatandaşlarımı hangi kefeye koyuyor.
Sultanların kadrosunda bu sıkıntıyı dile getirmişken bir de kadroya bakalım. Geçen Tokyo olimpiyat takımının ilk altısına bakarsak, Vargas hariç Paris’te takım aynı. Tüm takımlar 16-20 yaş arası 3-5 arası yeni oyuncuyu takıma monte ederken; biz yedeklerde bile genç oyunculara yer vermiyoruz. Bu yıl U22 Avrupa üçüncüsü, U16 Balkan Şampiyonu olan genç kızlarımızdan Ege Melisa Bükmen, Liza Safronova, Begüm Kaçmaz, Bianca İlayda Mumcular ve birçok değerli genç oyuncu nerede? Tokyo’nun yıldızlarından, bu sene Group Azoty’yi Polonya şampiyonluğuna taşıyan Saliha ŞAHİN nerede? Milli takım antrenörlüğü bu değildir. Geleceğe bakmayı da gerektirir.
Yazımı merhum Metin Görgün’ün söylediği “Sultanlar, 12 Dev Adam’a benzemesin” sözüyle bitiyorum.