1974 yılında Diyarbakır'da bulunan 'Ortak Savunma Tesisi'nde (Common Defense Installation) mühendis olarak çalışmaya başladım.

Abdullah Cenkciler

Esasen bu tesis 1956'da Orta Doğu ülkeleriyle Sovyetler Birliği'ni gözetlemek üzere ABD tarafından Amerikan Hava Üssü (American Air Station) olarak kurulmuştu. Ancak Demirel'in iktidarda olduğu 1966 yılında yoğun eleştirileri karşılayabilmek amacıyla ''Bizde üs yok, tesis var'' deyince, tabela değiştirilerek tesisin adı 'Ortak Savunma Tesisi' (Common Defense Installation) yapıldı.

Ne var ki bu tesiste çalışan biz Türkler sadece yemekhane, bulaşıkhane, temizlik gibi işlerle motor, makina, inşaat, elektrik bakım ve arızalarının  giderilmesi işlerinde yani yardımcı ve idari hizmetlerde çalışıyorduk. Sabahları işe geldiğimizde de (artık tanıdıkları halde) mutlaka otobüsler Amerikalı güvenlik personelince kontrol ediliyor, sık aralıklarla da indirilip tepeden tırnağa aranıyorduk.

Bunun yanı sıra tesislerin içinde tel örgülerle çevrilen ve içlerinde elektronik teçhizat ve uydu haberleşmesinin bulunduğu bina ve komplekslere girmek de biz Türklere yasaktı. Günün birinde Sat-Com 105 Satelit Haberleşmesi bölümünde arızalı elektrik şalterini değiştirme gereksinimi doğdu. İşlemi gerçekleştirecek Türk teknisyeni elektronik cihazların bulunduğu bölümleri görmesin diye başına örtü geçirerek elektrik panolarının olduğu odaya götürdüler!

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) gibi son derece önem arz eden tesislerdeki inanılmaz 'güvenlik zaafiyeti'ni görünce, tamı tamına 50 yıl önce yaşayıp bizzat tanık olduğum bu olay aklıma geldi.