İki şey sonsuzdur: Biri evren, öbürü aptallık. Ancak ilkinden pek emin değilim! -Albert Einstein
Abdullah Cenkciler
1920 yılında İtalyan asıllı Amerikalı Charles Ponzi, bir şirket kurdu ve "45 günde %50 kâr yapın" diye ilan verdi. Kuşkusuz böyle bir şeyin olması olanak dışıydı. Kısa süre sonra Ponzi, insanları yüklüce bir para kazanarak dolandırdı ve ortadan kayboldu.
Benzer şekilde, 1997 ortalarında Türkiye'de "Titan Saadet Zinciri" kuruluşu peydahlandı. Bu sistem de kısaca, oyuna katılan bir üyenin başka en az iki üyeyi daha oyuna dahil ederek sadece para üzerinden para kazanmasına dayalı bir aldatma türünden başka bir şey değildi.
Titan denilen kuruluş yaygınlaşıp insanları dolandırmaya başlayınca aşağıdaki yazıyı 1988 Mart başında okuyucularla paylaşarak kendilerini uyarma gereksinimini duydum. Özetle; "Sisteme sonradan girenlerin büyük zarara uğrayacaklarını, parayı sistemi kuranlarla, sisteme işin başında katılanların kazanacaklarını" belirttim. Nitekim sisteme her katılan kişi 2 üye daha bulmak zorundaydı. İlk aşamada haftada 2 olmak üzere 4 ayda 32 defa 'üye katılım toplantısı' yapılması planlanmıştı. Bu durumda bile oyuna iştirak edecek insan sayısı 2 milyon 178 bin 309 oluyordu. ( Tavşanların üremesi problemi gibi, Fibonacci dizisinin 32. teriminin değeri)
Kuşkusuz bu kadar insanı sisteme sokmak olanak dışıydı, kaldı ki bunların da kâr edebilmesi için değil Türkiye, dünya nüfusu da sisteme üye yapılsa yetersiz kalacaktı. Yani dipsiz kuyu misali. Sonunda durum açığa çıktı, sistem çöktü kurucuları da tutuklandı. Bu dolandırıcılıkta da sistemi kuranlar büyük para kazandılar, sisteme ilk girenlerle, uyanıklık yapıp sistem çökmeden anapara ve kârlarını alıp çıkanlar kazançlı çıktı. Ama piramidin en alt tabakalarında kalan çok büyük bir çoğunluk için sonuç hüsran ve perişanlık oldu.
"Tarih tekerrürden ibaret."
Fatih Terim ve arkadaşları da aşağı yukarı bu şekilde dolandırıldı diye düşünüyorum.