Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla saatlerin 1 saat ileri alınarak yapılan 'yaz saati' uygulamasına 2016 yılından itibaren süreklilik kazandırılarak bu uygulamanın kış aylarında da yani yıl boyu devam ettirilmesi ne yazık ki hükümetçe uygun görülmüştür.
Abdullah Cenkciler
Ancak bu uygulamanın elektrik tüketiminde bırakın tasarrufu, uygulama öncesi 2015 yılına nazaran (yıllık enerji tüketimi artışı gibi parametreler çıkarıldıktan sonra) uygulamanın yapıldığı 2016'da yaklaşık 600 milyon kilovat-saatlik bir tüketim fazlalığına yol açtığı Enerji Bakanlığı'nın resmi veri ve istatistiki değerleri esas alınarak yapılan hesaplama sonucu tespit edilmiştir.
Hal böyle iken bu anlamsız uygulamaya ısrarla devam edilmesi, özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde, başta ilkokul çağındaki çocuklar olmak üzere sabahın kör saatinde insanların perişan olmasına trafik, metrobüs tren v.b. ulaşımda inanılmaz derecede yığılma ve kargaşaya yol açmakta ve bu durumun artık dayanılmaz noktaya gelmesine yol açmaktadır.
‘Ben yaptım oldu’ zihniyetinden hareketle her zamanki gibi, tartışma yeniden alevlendi. Yaz saati uygulamasının bütün yıla yayılmasının gerçek etkileri iyi araştırılmamış. Örneğin, uyku yoksunluğunun sağlık ve güvenlik risklerine yol açtığı da görmezden gelinmiştir.
İleri saat uygulamasının sabit hale gelmesini çok az sayıda da olsa destekleyen kesim, uykunun düzeleceğini, daha fazla egzersiz olacağını ve mevsimsel depresyon, kalp sorunları ve felç risklerinin azalacağını öne sürmektedirler. Ancak yıllar geçtikçe elde edilen bulgulara bakıldığında daha farklı bir hikaye ortaya çıkmaktadır. 2019 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, akşamları bir saatlik ekstra aydınlığın insanların ortalama olarak 19 dakika daha az uyumasına yol açtığını göstermiştir. Bunun yanısıra Amerikan Uyku Laboratuvarları Akademisi ise, ileri saat uygulamasından tamamıyla vazgeçilerek , standart saat uygulamasına geçilmesini önermiştir. Ayrıca 1996 yılında Kanada’da yapılan bir araştırma, Yaz saati uygulaması sebebiyle bir saat az uyumanın, sabah saatlerindeki trafik kazası sayısında ortalamada %8 artışa yol açtığını, oysa standart saat dilimine dönüldüğünde ise kaza sayısının kabaca aynı oranda azaldığını göstermiştir.
“Karanlık öldürür, aydınlık kurtarır” ifadesi iyi bir slogan olsa da, yasa koyucularının, oy kullanmadan önce konunun uzmanı olan kişilerce yapılan araştırmaları dikkate almaları büyük önem taşımaktadır.