Savaş kötüdür, acımasızdır, çocuk, kadın, yaşlı, hasta dinlemez. TRT Muhabirliği yıllarımda, Bosna-Kuzey İran ve Afganistan’daki görevlerimde savaşın soğuk ve kirli yüzüne bizzat tanık olmuş, çatışma...
Savaş kötüdür, acımasızdır, çocuk, kadın, yaşlı, hasta dinlemez. TRT Muhabirliği yıllarımda, Bosna-Kuzey İran ve Afganistan’daki görevlerimde savaşın soğuk ve kirli yüzüne bizzat tanık olmuş, çatışma bölgelerinde yaşanan trajedileri yayınlarımızda ekranlara yansıtmıştık. Körfez savaşının ardından, 2003 yılında başlayan Irak işgalinin 9 yıllık döneminde 4 bin 747 Amerikan askeri yaşamını yitirmiş. Savaş bu ABD’nin bu bölgede ne işi var diyenlere hak verenlerdeniz. Ancak konumuz bu değil. İşgal yıllarında intihar bombalarının peş peşe ateşlendiği o karanlık 9 yıllık dönemde bile Amerikan kayıplarının 5 binin altında olduğu gerçeğine dikkat çekmek istiyoruz.
Oysaki günümüzde Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan silahlı şiddet olaylarında sadece son 7 ayda 25 binden fazla Amerikan vatandaşı yaşamını yitirmiş…
Birinde 9 yıllık savaş dönemi dünyanın bir ucuna sevk edilen Amerikan askerlerinin kayıpları, diğeri ise ülkelerinde özgürce yaşayan Amerikan halkının kendi topraklarında 7 aylık süreçte verdiği 25 binden fazla can kaybı!
Bu ne yaman çelişki değil mi? Özgürlükler ülkesinin sokaklarında güven içinde olduğunu düşünen Amerikan vatandaşlarının, ülkedeki şiddet olaylarında pisi pisine kurban oluşu!
Rapor son derece çarpıcı ve tüyler ürpertici… ABD’nde geçtiğimiz yıl 44 binin üzerinde Amerikan vatandaşı silahlı şiddet sonucu hayatını kaybetmiş, 38 bin kişiden fazlası da yaralanmış! Ateşli silahlara erişimin bu kadar kolay olduğu bir ülkede bu sonuç çok da şaşırtıcı olmasa gerek.
***
TÜRKİYE’DE DURUM FARKLI MI?
Hani hep deriz ya, “Burası Teksas mı diye?” Orası ABD ve bireysel silahlanmanın tavan yaptığı bir ülke. Peki ülkemizde durum çok mu farklı? Ne yazık ki değil.
Amerikan filmlerine özentiden midir, Amerikan rüyası tutkunluğundan mı yoksa Orta Asya’daki atalara özentiden mi bilinmez yurdum insanının silah tutkusu hiç bitmiyor. Özellikle son dönemde ciddi bir artış gösteren bireysel silahlanma nedeniyle ülkemizde, silahla yaralama, çatışma ve ölüm haberleri gündemin en ön sıralarında yer alıyor.
Umut Vakfı’nın raporuna göre, bu yılık ilk 7 ayında basına yansıyan, iki bine yakın silahlı şiddet olaylarında bin 200 kişi yaşamını yitirmiş, iki bine yakın kişi yaralanmış!
Savaştan daha beter değil mi? 7 ayda bin 200 ölü, iki bin yaralı!
Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere, pek çok ülkeyle birlikte Türkiye'deki bireysel silahlanmada yaşanan kontrolsüz artış, kaygı veriyor. Gün geçmiyor ki silahla yaralama, çatışma ve ölüm haberleriyle karşılaşmayalım. Sadece son bir haftalık gündeme göz attığımızda karşımıza çıkan haberler ne yazık ki can sıkıcı, tedirgin edici. İşte onlardan bazıları;
*“SEYİR HALİNDEKİ KAMYONETE SİLAHLI SALDIRI”
Adana'da kamyonetle seyir halindeyken, otomobille takip eden kişiler tarafından önü kesilerek silahlı saldırıya uğrayan Ali Çiftçi (32), hayatını kaybetti.”
*“İSTANBUL’DA İŞ YERİNE SİLAHLI SALDIRI: 2 ÖLÜ
İstanbul Esenyurt'ta iki ay önce ateş açılan tekel bayisine, bu gece de silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda, Batuhan Bayındır ile Yunus Emre Erzen hayatını kaybetti.”
*“ACİL SERVİSTE SİLAHLI SALDIRI:5 YARALI
Rize’de daha önceden aralarında husumet bulunan M.S.Z. ile M.Ç. Rize Devlet Hastanesi’nin acil servisinde karşılaştı. Bir süre tartışan taraflar, daha sonra silahla birbirlerine ateş etti.
Olay sırasında, M.Ç. ve beraberindeki Y.E.Ö’nün yanı sıra polis memuru E.E, jandarma uzman çavuş Ş.Ş. ile sağlık personeli F.H, yaralandı.”
Bazı haberleri başlıkları böyle. Maalesef Türkiye de ABD’deki bu yeni trendden nasibini kötü biçimde aldı, ülkemiz de adeta suç cenneti haline geldi. Bireysel silahlanmaya paralel olarak silahlı şiddet oranı artarken, silah satıcıları bu durumdan memnun. Dünyanın dört bir yanından ülkemize gelen mafyavari yapılanmalar sokaklarımızda hesaplaşıp çatışıyor, evler, işyerleri silahla taranıp baskınlar yapılıyor. Jandarma Genel Komutanlığı’nın verilerine göre 2018-2021 yılları arasında silah bulundurma ruhsatı yüzde 100’ün üzerinde artıp, 7 bin 630’dan on bine çıkmış!
“Ülkemizde silahlanmadaki artıştan ve çatışmalar yaşanmasından, suçu işleyenler kadar silahlanmayı önleyici tedbirler almayanlar da suçludur.”
“Dünyanın en sinirli ülkelerinden biri olan ülkemizde silaha erişim kolay olmamalı.”
“Bireysel silahlanmaya dur denilmeli, yasal düzenleme yapılmalı.”
“Cezasızlık uygulanmalarından vazgeçilip, silahlanmanın önüne geçilmeli.”
“Suçluların birkaç ay sonra aramızda dolaşmalarının engellenmesi için sık, sık çıkarılan aflarla suç teşvik edilmemeli.”