Utku ŞENSOY
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde, yıkıma uğrayan Şanlıurfa ve Adıyaman’ı bu kez de sel vurdu. Peş peşe yaşanan felaketleri doğal afetler olarak nit...
Utku ŞENSOY
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerde, yıkıma uğrayan Şanlıurfa ve Adıyaman’ı bu kez de sel vurdu. Peş peşe yaşanan felaketleri doğal afetler olarak niteleyenler olsa da aslında bir altyapı faciası yaşandı demek kanımızca daha doğru olur. Öngörüsüzlük ve bilimsel raporları görmezden gelen bakış açısının felaketlere zemin hazırladığını düşünenlerdeniz. Dere ıslahının taşkınlara uygun yapılmamış olması, dere yataklarına fütursuzca dikilen binalara göz yumulması, menfezlerin ve rögarların yetersizliği, ana arterlerdeki trafiğin hesapsızca dal-çık üzerinden akışı gibi doğayı yok sayarak, bilimsellik dışı uygulamalar başımıza büyük felaketler getiriyor, bedelini her zaman olduğu gibi yurttaşlar ödüyor. Benzer biçimde depremde canını kurtarabilenler çadırkentlerde sel sularıyla mücadele etti. Hesapsızca kurulan çadırkentler sular altında kaldı, çoğu çadır ve eşyalar kullanılamaz hale geldi yurttaşlar bir kez daha yıkıldı.
Bu topraklarda 50’li yıllardan beri, büyük sıkıntılarda yetkililer ve siyasi kadrolar her zaman, afet, felaket, devlet, millet, birlik, beraberlik, iman, dış güçler gibi hamasi sözlerin arkasına sığınıp sorumluluktan sıyrılırken, büyük hasarlarda bedeli her zaman yurttaş öder. Yurttaş faturayı bazen yüksek vergiler ve hayat pahalılığıyla, bazen de canıyla, malıyla öder. Aslında tüm bu olup bitenin altında eğitimsizlik, liyakatsizlik ve demokrasi kültürünün bu topraklarda yeterince yeşerememiş olduğu gerçeği yatıyor. Hak, hukuk, adalet, eşitlik, insanca yaşam gibi onlarca kriter alt alta yazılıp incelendiğinde, sorunun altında demokrasinin olgunlaşmamış olduğunu görürüz. Köklü demokrasilere sahip uygar toplumlarda ise tablo daha da farklıdır.
***
[caption id="attachment_267641" align="alignright" width="462"]
Fransa çöp yığınlarından geçilmiyor[/caption]
FRANSA
Fransa'da temizlik işçilerinin grevi nedeniyle başkent Paris sokaklarına yığılan çöp yığınları güvenlik ve sağlık için sorun teşkil etmeye başladı. Yetersiz ücret, daha fazla özlük hakları için binlerce temizlik işçisi greve gidince, ortalık çöp yığınları, pis koku ve fareden geçilemez oldu. Zor durumda kalan hükumet, çareyi "zorla işe dönme" prosedürünü devreye sokmakta buldu. "Kamu hizmetinin devamlılığı ve toplum ihtiyacını sekteye uğratan grevin” ardından, çalışanlar işe dönmeye zorlandı, karşı çıkanlara hapis ve para cezası tehdidi yapıldı.
Fransa’da Macron yönetiminin başı sadece çöpçülerin greviyle değil, emeklilik düzenlemesine tepki gösterenlerle de dertte. Emeklilik yaşının 64’e yükseltilmesini protesto eden binlerce kişi Paris’te ortalığı ateşe verdi. Eylemcilerin çöp yığınlarını ateşe verip ortalığı savaş alanına çevirmesi üzerine, polis göz yaşartıcı bomba ve tazyikli su kullanıp onlarca kişiyi göz altına aldı.
***
[caption id="attachment_267648" align="alignright" width="444"]
Trump'ın başı dertte[/caption]
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
ABD eski Başkanı Donald Trump, Bölge Savcısı'nın soruşturmasının ardından tutuklanabileceği gerekçesiyle destekçilerini protestoya davet etti. “Protesto edin, ülkemizi geri alın!” şeklinde çağrıda bulunan Trump, Bölge Başsavcılığının siyasete alet olup, dünyanın sayılı zenginlerinden George Soros tarafından satın alındığını iddia etti. Manhattan Bölge Mahkemesi, Trump'ın malikanesinden “devlete ait gizli belgeleri" ele geçirmiş, bu konuda Trump’ın avukatını ifade vermeye çağırmıştı.
***
DEMOKRASİNİN SINIRI
İster Arapça ister Latin kökenli olsun yabancı kelimeleri kullanmamaya özen gösteririz. Ancak bazı durumlarda tam ifade için kaçınılmaz olabiliyor. Bu yazımızda “İfrat ve tefrit” başlığı kasıtlı kullanıldı. Başta komşularımız olmak üzere dünyanın her yerinde onlarca cumhuriyet var. Hatta adaletsizlik, kötü yönetimler ve huzursuzluğun adresi olan Afrika kıtasında bile 48 Cumhuriyet mevcut. Demokrasinin olmadığı yerde cumhuriyet tabeladan ibarettir, içi boştur. Demokrasi her topluma lazım bizim de öncelikli hedefimiz ve vazgeçilmezimiz olmalı. Demokrasiden nasibini alamamış toplumlar geri kalır, aynı yerde patinaj yapar. Ancak, Fransa’daki gibi nadir durumlarda demokrasiyi kullanılıp, kamuya ve ülkeye zarar verecek art niyetlilere de izin vermeyelim. Demokrasiye evet, her tür hak ve özgürlüklerin en geniş biçimde kullanılmasına evet ancak; “Trop de démocratie tue la démocratie” çok fazla demokrasinin demokrasiyi öldürdüğünü de unutmayalım.
***
[caption id="attachment_267632" align="alignright" width="420"]
Çanakkale geçilmez[/caption]
18 MART
Bir 18 Mart’ı daha geride bıraktık. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 108. yılında, Çanakkale kahramanlarını unutmadık Anzak askerinin ailesine yazdığı şu satırları anımsayalım;
“Burası Türklerin vatanı ve bu savaş bizim savaşımız değil. Bizler İngilizlerin de söyledikleri gibi sadece hevesli oğlan çocuklarıyız. Asıl kahraman olan Türkler. 'Johnny Türk' dediğimiz Türkler vatanlarını savunmak için bize karşı çok ağır şartlar altında direniyorlar ve kahramanca ölen asıl onlar.”
Çanakkale’yi geçilmez kılan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, şehit Onbaşıları ve tüm şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyoruz.