İktidar, bu güne kadar hep tek kale oynadı.
Forvet de, kaleci de kendi içinden.
Tezahüratçılar da öyle…
Kendi çalıp, kendi oynayan bir ekip.
Ama, işler değişiyor.
Güçlü bir muhalefet geliyor.
Ayak seslerini duyuran bir muhalefet.
"Ferman sizinse meydanlar bizimdir" kükreyişi ile geliyor.
MHP’deki kurultay tartışmaları devam ededursun; ister muhalefet ister Genel Merkez’in dediği olsun; anlaşılan odur ki, mevcut konjonktürün de etkisiyle, Türk Milliyetçiliği’nin siyasal olarak yükselen marjı, MHP’yi beklenenden çok daha fazla bir temsil gücüne sahip kılacak gibi.
CHP’de de muhaliflerin homurtuları işitiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun şahsiyetine, ahlâkına, söylemlerine güven tam da,
Partinin yerinde saymasından memnun olmayan gruplar var. O gruplar seslerini şimdiden yükseltmeye başladılar.
Yeni bir genel başkan ve yeni bir ekiple CHP’yi fabrika ayarlarına geri döndürme çabası içindeler.
Bu dönüş CHP’ye ne getirir, ne götürür, kestirmek zor.
Ne olursa olsun, CHP bundan böyle sert muhalefet yapacak ve meydanlara inecek.
Alınan bütün işaretler bu yönde.
Kaynaklarını yerli yerinde kullanabilirse CHP’de de onemli bir miktar oy sıçraması yapabilir.
Meselâ CHP’de merkez sağdan gelen ve Cumhuriyetçi-milliyetçi-muhafazakâr bir çizgiyi temsil eden İlhan Kesici’nin bir önceki hükümet programı üzerinde yaptığı konuşma kamuoyunda çok büyük ve çok olumlu bir etki bırakmıştı.
Tarafsız çevreler, susadıkları muhalefeti "İlhan Kesici AKP’ye ders verdi" diye yorumlamışlardı.
Bu konuşma hafızalarda yer etti ve etkisi günlerce, haftalarca, hatta aylarca konuşuldu.
Ne yazık ki son hükümet programı üzerinde CHP sözcüsünün yaptığı konuşma benzer bir etki bırakmaktan uzaktı.
Her şeye rağmen, güçlü muhalefetin ayak sesleri her geçen gün daha tempolu bir şekilde geliyor.
MHP’nin genç ülkücüleri ile CHP’nin gençlik kolları, meydanları sallayacak gibi.
Vatan Partisi’nin gençlerini de unutmayalım.
İktidar, zorlu bir sürece giriyor.