Güray SOYSAL
İSMET ABİM DE GİTTİ
Güray SOYSAL
İSMET ABİM DE GİTTİ
Hem meslekçe, hem de yaşça bende büyüktü.
O benim gerçek abimdi.
Bir lokmayı ikiye bölüp, büyük parçasını hep bana verirdi.
Aynı gazetede çalıştık başka gazetelerde görev yaptım, ama İsmet Özkan abim hep arkamdaydı.
Mustafa Özkan abim, beni rahmetli kardeşi Yavuz’un yerine koyar, desteklerini hiç eksik etmezdi.
Son dönemlerde rahatsızlanmış, sık sık hastahaneden durumunu öğrenirdim.
Şimdi…
O artık bu dünyadan göç etti.
Artık, bir tarafım boşta.
Bu acıyı nasıl unutacağımı bilmiyorum.
Lafı daha fazla uzatmadan, İsmet Özkan büyüğüm,
meslektaşım ve bunların ötesinde gerçek abime rahmet dilerken, İncesu’da Yavuz ile yanyana huzur içinde yatmasını yüce Allah’tan dilerim.
Benden ayrıldı, ama Yavuz’una kavuştu…
YİNE TESİS FUKARALIĞI
Ankara’nın spor tesisi fukaralığını sık sık gündeme getirmeme rağmen yetkililerin umursamazlığı devam ediyor.
İşte onlardan birisi daha…
Koskoca Başkent’te plak atış poligonu bulunmuyor.
Bu konuda Başkentli sporcular, buldukları arazide sporlarını devam ettirmeye çalışıyor.
Bu konuda sıkıntıda olan Atıcılık Federasyonu Başkanı Prof.Dr. Gürsel Çolakoğlu Başkentli bazı Milletvekilleri ile biraya gelip, bu konudaki derdini sıralıyor.
Başkan Çolakoğlu’nun bu dert sıralamasına Ankara Milletvekili Nevzat Ercan’da nasibini aldı.
Bakalım Başkent Ankaralı atıcılar, yetkililere seslerini duyurabilecek mi?
RUSLARA SOYADINI EZBERLETEN GÜREŞÇİ
Türk sporunun madalya deposu güreşimizin birçok efsanesi bulunuyor.
Bunlardan bazıları öbür dünyaya göç etti, bazıları ise hayatta..
Hayatta olandan birisi de İsmail Oğan…
9 yaşında başladığı güreşte olimpiyat şampiyonluğuna ulaşan 89 yaşındaki İsmail Ogan, sporcular için başarıya giden yolun düzenli ve mutlu bir aile hayatından geçtiğini ifade ediyor.
Güreş yaptığı dönemde, soyadını Ruslara ezberleten bu büyük şampiyon, Serik’te eşi İve 5 çocuğu ile birlikte hayatını, sürdürmeye çalışıyor.
Attığı kündeleriyle bilinen, Rus güreşseverlerin o dönem kündeye "Ogan" ismini vermesini sağlayan İsmail Ogan, güreşi bıraktıktan sonra bir süre antrenör olarak genç güreşçilere hizmet etti.
Şimdilerde 86 yaşındaki eşi Zeynep hanımın gayreti işle ayağa kalkıp, yürümeye çalışıyor.
İŞ BULMANIN YOLU EKRANDAN GEÇİYOR
Faal futbolculuk döneminde biz spor yazarlarına dişlerini gıcırdatarak bakanlar, şimdilerde bizim ekmek kapımızın önünde gezinip duruyorlar.
Antrenörlük, teknik direktörlük veya sportif direktörlük gibi iş bulamadılar mı, hemen ekran veya gazete sütunlarına atlıyorlar.
Bunun örneği yüzlerce var.
Futbol oynadıklarında, dünyayı toz pembe görüp, vurdulu ve kırdılı hayatı dünyasını yansıtanlar, mevcut serüvenlerini şimdilerde bizim mesleğe, yanı spor yazarlığına (!) katılıp, işin kaymak tabası olmaya devam ediyorlar.
Öyle ki…
Bu ulemaların söylediğine göre Emre Belözoğlu Dünya’nın 1 numaralı teknik adam olurmuş gibi, işin başındakileri başka yerlere oturmaya çalışıyorlar.
Güldürmeyin bizi…
Daha Emre’nin teknik adamlıktaki büyük adam olmasına bin fırın ekmek yemesi gerekir.
Yanılıyor muyum?
Unutulmayanlar / METE BİNAY
Mete Binay, 19 Ocak 1985 tarihinde Abil ve Züleyha Binay'ın çocuğu olarak Tokat'ın Emirseyit beldesinde doğdu. Haltere 1997 yılında Tokat'taki sporcu seçmelerine katılmasıyla başladı. Seçmelerde yer alan görevliler, onu haltere teşvik ettiler. Bu sayede ailesinin de desteğiyle 12 yaşında haltere başladı. Binay, uluslararası ilk şampiyonluğu 2000 yılında Slovakya'da düzenlenen Yıldızlar Avrupa Şampiyonası'nda elde etti. Minsk'te yapılan 2004 Dünya Gençler Halter Şampiyonası'nda üçüncü, Busan'da yaplan 2005 Dünya Gençler Halter Şampiyonası'nda da ikinci olan Mete, ilk büyükler turnuvası olan ve 2006 yılında Dominik Cumhuriyeti'nin başkenti Santo Domingo'da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda da koparmada 147 kilo ile gümüş madalya kazandı. Fakat silkmede üç hakkında da 170 kiloyu kaldıramayınca dereceye giremedi. 2008'de fıtık olduğu anlaşılan Mete ameliyat oldu ve sporu bırakma kararı aldı. Fakat Şırnak'ta askeri görevini yaparken komutanının emriyle TSK Karagücü'nde yarışmaya başladı. Sakatlığı tamamen geçince eski formuna tekrar kavuşan Mete, millî takım kampına katıldı. 2010 yılına kadar pek bir başarı elde edemeyen Mete, 2010 Avrupa Halter Şampiyonası'nda koparmada 149 kilo ile gümüş madalkya kazandı.
Doğru söze ne denir?
Gülümsemek, adaleti bozuk düzene, sessiz bir küfürdür. AZİZ NESİN