Utku ŞENSOY Yaz geldi, 2 buçuk yıllık pandemi kapanmasının ardından kuzey yarı küre daha sakin, gerginlikten uzak tatil günleri hedeflerken sorunlar bitmiyor. Bir yanda kavurucu sı...

Utku ŞENSOY Yaz geldi, 2 buçuk yıllık pandemi kapanmasının ardından kuzey yarı küre daha sakin, gerginlikten uzak tatil günleri hedeflerken sorunlar bitmiyor. Bir yanda kavurucu sıcaklar, diğer yanda ortamın giderek daha da ısındığı dünyadaki gerginlik insanlığın huzurunu tehdit ediyor. Fransa’da yaşanan isyan kaosunda ülke yangın yerine döndü. İsrail Cenin’den çekildi ama gerilim sürüyor. Rusya Wagner isyanını tam olarak bertaraf edemeden, bu kez savaş açtığı Ukrayna’dan Moskova’ya yönelik dron saldırısı hamlesi geldi. İsveç’te dini kitap yakma çılgınlığı sürerken, gözler Vilnius'ta gerçekleşecek olan NATO Zirvesi’nde Ankara’nın vereceği kararda. İşte dünyanın dört bir yanına serpiştirilen pimi çekilmiş bombalar olarak tanımlayabileceğimiz huzursuzluklar, insanlığı diken üstünde tutuyor. FRANSA’ nın başkenti Paris’in banliyösü Nanterre’de 27 Haziran’da Nahel isimli Cezayir asıllı gencin yakın mesafeden polis kurşunuyla vurarak öldürmesinin ardından ülkede kaos sürüyor. Gece sokağa çıkma yasağına, güvenlik güçlerinin takviye edilmesine rağmen, kundaklama ve yağmalama eylemleri sürüyor. Kamusal alanda 25 bine yakın noktanın kundaklanması ülke ekonomisine büyük bir yük getirirken, bu kez Marsilya’daki protestolarda 27 yaşındaki bir kişi göğsüne plastik merminin isabet etmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu ölüm protestocuları daha da çılgına çevirirken, Cumartesi günü ülke genelinde kitlesel eylem çağrısı yapıldı. İSRAİL birlikleri Cenin’den çekildi çekilmesine ama gerilim devam ediyor. İsrail ordusu 2 gün kuşatma altında tuttuğu Cenin Mülteci Kampı’ndan çekilirken bir İsrail askerinin öldüğü açıklandı. Birliklerin çekilmesine rağmen bölgede tansiyon yüksek. Son olarak Gazze'den İsrail topraklarına roketler fırlatıldı, bunu fırsat bilen İsrail Gazze'yi vurdu. RUSYA isyancı Wagner birliklerinin şokunu atlatamadan bu kez havadan dron saldırısına uğradı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yönetime isyan bayrağı aça Wagner grubu ve kurucusu Yevgeniy Prigojin’in hamlesini zamanında engelleyip saf dışı bırakmayı başardı. Ancak bu kez Kremlin’in başında başka bir dert var. Batı’nın silah ve para desteğini alan Ukrayna güçlerinin, Moskova yakınlarına kadar dron sokmayı başarıp saldırı gerçekleştirmesi Putin yönetimini zor durumda bıraktı. Ukrayna’nın bu karşı saldırısı sonrası Rus birliklerinin Ukrayna’ya yönelik saldırılarının daha da yoğunlaşması bekleniyor. İSVEÇ bir türlü akıllanmıyor. Ülkede polis gözetiminde dini kitap yakma çılgınlığı yeni provokasyonlarla farklı bir boyuta taşınıyor. Müslüman ülkeleri ayağa kaldıran Kuran yakma provokasyonunun ardında, “sözde ifade özgürlüğü” adı altında dini kitap yakma furyasında iş çığırdan çıkıyor. Kuran’ın yanı sıra İncil ve Tevrat yakmak için İsveç Polisi’ne çok sayıda başvuru yapıldı. Oysaki İsveç, gelecek hafta Litvanya’nın başkenti Vilnius'ta yapılacak NATO zirvesinde Türkiye engelini aşıp birliğe üye olmayı umut ediyor. Türkiye, Finlandiya ve İsveç ortaklaşa imzalanan 3'lü momerandum ile sular bir süreliğine durulmuştu. İsveç’in teröre desteğini kesmemesi ve başkent Stockholm'deki son Kur'an-ı Kerim yakma eylemlerinin ardından Ankara, İsveç'in NATO'ya henüz giremeyeceğini açık biçimde ifade etmişti. Bir yanda İsveç, diğer yanda yeni Başbakan Miçotakis’li Yunanistan’la ilişkilerin önem kazandığı NATO zirvesinde Salı günü yaşanacaklar merakla bekleniyor. Dünya böylesine sancılı günlerden geçerken, suç ve suçluya yönelik önlemler önem kazanıyor. Suçluyu cezalandırmak ya da suçluyu cezalandırırken rehabilite etmeye çalışmak mı önemli? Yoksa insanları suçtan uzak tutup suça bulaşmayacak önlemlerin, eğitimin küçük yaşlardan başlayarak alınması mı? Yönetimlerin en kolay yolu seçip, suça bulaşanları kodese göndermesi bir çözüm mü bu da bir başka tartışma konusu. Suçu ceza yoluyla caydırıcı hale getirip devasa hapishaneler yapıp suça karışanları içeri tıkmak günümüz dünyasında nereye kadar geçerli olacak ilerleyen yıllarda göreceğiz. Ancak bu konuda özellikle ülkemizin atması gereken adımların olduğu, yeni çözümlerin bulunması gerektiği tartışma götürmez. Zira Türkiye, Avrupa’da tutuklu ve hükümlü sayısında ilk sırada yer alıyor. Avrupa Konseyi'nin 2022 Yıllık Ceza İstatistikleri Raporu'na göre Avrupa'da en çok tutuklu ve hükümlü ülkemizde. 31 Ocak 2022 itibariyle Avrupa Konseyi üyesi 48 ülkede 981 binin üzerinde mahkum bulunduğu vurgulanan raporda Türkiye, cezaevlerindeki 304 bin kişi ile ilk sırada. Türkiye’yi, 79 bin mahkumla İngiltere ve Galler, 71 bin ile Polonya ve 69 bin ile Fransa izliyor. Türkiye’de her 100 bin kişi başına 355 tutuklu ve hükümlü bulunuyor.