Can yakan hayat pahalılığında zorlukla geçinen emekçiye bir darbe de yüksek vergi diliminden geliyor. Yıl sonuna değin artan vergi oranları ücret ve maaşları kuşa çeviriyor.
Şükrü Karaman
Ocak ayında yüzde 15’le başlayan vergi dilimi yıl içinde ve yılın sonuna değin gelirin tutarına göre aşamalı yüzde 20, 27, 35 ve 40’a yükseliyor, maaş ve ücretlerden yüksek oranlı kesintiler yapılıyor. Maaş ve ücretlerdeki kısıtlı artışlar yüksek vergi diliminden ötürü anlamını yitiriyor. Milyonlarca işçi ve memur baş ağrısı olan vergi yükü altında eziliyor.
2005 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 13.5 katı iken günümüzde 7 katı olarak hesaplanıyor. Toplam vergi yükünün yüzde 70’ten fazlasını emekçinin sırtladığı dikkate alınırsa yük altında ezildikleri net olarak görülüyor.
İşçi sendikaları konfederasyonlarının yıllardır “vergide adalet sağlansın” haykırışlarına karşın adaletsiz vergi sistemi sürüyor. Türk-İş, DİSK, Hak-İş ve Türk Tabipleri Birliği “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın” diyerek alanlarda haykırıyor, taleplerini siyasi iktidara duyurmaya çalışıyor. Mitinglerde “Dilim dilim soyuluyoruz, vergide adalet istiyoruz” sloganlarını atan emekçiler yıllardır süren haksız uygulamaya karşı tepkilerini ortaya koyuyor, yüksek vergi dilimine isyan ediyor.
En büyük işçi sendikaları konfederasyonu Türk-İş, emekçiler açısından 2024’ün birinci gündem maddesinin “vergide adalet” olduğunu duyurmuştu. Türkiye’de ücretli çalışanlar üzerinde ağır vergi yükü bulunduğunu vurgulayan Türk-İş, adaletsiz yapının değişmesi için vergide reformun kaçınılmazlığına dikkat çekti. Bu yönde hükümet ile görüşmeler yapılmasına karşın somut adım atılmadı, ilgili yasal düzenlemeler hayata geçirilmedi.
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu da (DİSK) vergi adaletsizliğine siyasi iradenin dikkatini çekmek amacıyla geçen yıl Ekim ayında İstanbul’dan Ankara’ya “Vergide Adalet “ yürüyüşü gerçekleştirmişti.
Sendikalar asgari ücret toplantılarında vergi yükü altında ezilen emekçilerin durumunu ve ücretlerin yılın ikinci yarısından itibaren erimesini yıllardır dile getirdiler, dilimlerin yükseltilmesini talep ettiler.
Siyasi irade ısrarlı talepler sonucu salt asgari ücreti vergi dışı bıraktı, dilimler yükseltilmedi. 2022 yılı başında hayata geçen uygulama ile asgari ücretli işçinin yanı sıra memur ile diğer emekçilerin ücret ve maaşının brüt asgari ücreti kadar tutarından vergi kesintisi yapılmıyor. Lakin yetmiyor, yüksek vergi kesintilerinden ötürü ücretler yılın ikinci yarısında yine kuşa dönüyor.
Emekçinin üzerindeki vergi yükünün artmasında, gelir vergisi oranlarının çok yüksek olması, gelir vergisi tarife dilimlerinin düşük tutulması ve böylece çalışanların kısa sürede üst vergi tarife dilimine girmesi önemli etken.
Emekçilerin vergide adaletin sağlanmasına yönelik temel talepleri şunlar:
- Gelir vergisi ilk tarife oranı ücretlerde yüzde 10’a düşürülmeli,
- Gelir vergisi tarife dilimleri yeniden değerleme oranı kadar artırılmalı,
- Asgari ücret istisnası vergiden indirim değil, matrahtan indirim yolu ile uygulanmalı,
- Patronlara uygulanan 5 puan SGK prim desteği çalışanlara da yansıtılmalı,
- Damga vergisi kaldırılmalıdır.
Halen ücretiler açısından ayrım yapılmaksızın tek bir gelir vergisi tarifesi uygulanıyor. Herkesten kazancı oranında vergi alınsa adalet sağlanacak. Ama aynı tarife yıllardır sürüyor. Çalışanların dile getirdiği gibi “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması” sosyal devlet olmanın temel ilkesi.