Güray SOYSAL

FEDERASYONDA PARA BİTTİ

Futbol Federasyonu, bazı kulüp yöneticilerinin sportmenliğe karşı gelmeleri sonunda, hak mahrumiyeti cezası veriyordu. “Veriyordu” derken, şimdi işler başka yöne çevrildi. Mustafa Cengiz'e sportmenliğe aykırı açıklamaları nedeniyle verilen 20 günlük hak mahrumiyetinin kaldırıldığı, 50 bin lira para cezası uygulandığı açıklandı. Buna ilaveten Galatasaray'a protokol tribününde sosyal mesafe kurallarına uyulmaması sonunda verilen 24 bin ve sosyal medya hesabında yer alan sportmenliğe aykırı açıklamalar nedeniyle 100 bin lira para cezası da onandı. Sadece bu değil... Fenerbahçe Kulübü yöneticisi Selahattin Baki'ye sportmenliğe aykırı açıklamaları nedeniyle verilen 15 gün hak mahrumiyeti cezasını kaldıran Kurul, bunu 30 bin lira para cezası verilmesini uygun buldu. İnsanın aklına başka şeyler gelmeye başladı. Federasyon maddi sıkıntılar çektiğinden, hak mahrumiyeti yerine para ile cezalandırılması, kasada para miktarının azalması karşısında bu yola gidilme ihtimalini mi ortaya çıkartıyor, acaba?

BÜLENT ALBAYIM

Onun tanıdığımda henüz yüzbaşı idi. Bir yandan Silahlı Kuvvetlerde, diğer tarafta futbol hakemliğinde görev yapıyordu. Albaylıktan emekli oldu. Merkez Hakem Kurullarında, Başkanlık dahil olmak üzere, görev aldı. Yani... Futbol hakemliğimizin Generali olmuştu. Birçok hakemin yetişmesinde başroldeydi. Daha sonra, bizden birisi olup, Habertürk ve Hürriyet Gazetelerinin yanı sıra televizyonlarda yorumlarda bulundu. Yakın zamandır bizim piyasada da görünmez oldu. Menfur hastalığın pençesinde bulunduktan sonra, ölüm onu da aramızdan ayırdı. Ne diyeyim... Emir büyük yerden gelince boynumuz hep eğik kalacak. Bülent Yavuz’a yüce Allah’tan rahmet dilerim.

ÖNCE DERS, SONRA ANTRENMAN

Geçenlerde Anadolu Ajansı’ndan geçen haber çok hoşuma gitti. Önce bu haberi birlikte okuyalım... “Düzce'nin Akçakoca ilçesinde basketbol eğitimi alan 15 lisanslı sporcu, antrenman öncesinde kitap okuyarak hem zihinlerini hem bedenlerini çalıştırıyor. Akçakoca Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğünde basketbol antrenörü olarak görev yapan Oğuzhan Gümüş (31), sporcularının görsel zekalarına katkıda bulunmak amacıyla 4 yıl önce kitap okuma projesi başlattı. Spor salonunda haftada 3 kez basketbol eğitimi alan 14-15 yaş aralığındaki 15 lisanslı sporcu, proje kapsamında yanlarında getirdikleri kitapları hep birlikte 20 dakika okuduktan sonra antrenmana çıkıyor.” “Spor bir tür zeka oyunudur” diyen eğitimcileri kutlarım.

3 PUANIN MİMARLARINDAN

Gençlerbirliği'nin İsveçli kalecisi Kristoffer Nordfeldt, Kasımpaşa maçının 84.dakikasında kurtardığı penaltıyla takımına galibiyeti getiren birinci isim oldu. İngiltere’nin Swansea takımından transfer edilen Nordfeldt, performansıyla camiasını mutlu etmeye devam ediyor.

HAMİ MANDIRALI

Türk futbolunun unutulmazları arasında yer alan Hami Mandıralı 20 Haziran 1968’de Trabzon’un Arsin ilçesinde doğdu. 10 yaşında Trabzonspor alt yapısında futbol oynayan Hami, kısa zamanda A takım formasını giydi. Sert ve isabetli şutları ile tanınan bu futbol emekçisi Milli takımda oynadığı maçlarda 32 gol atma başarısını elde ederken, Trabzonspor’un çeşitli defalar başarılı olmasında hep başrollerdeydi. Trabzonspor’dan ayrıldıktan sonra Almanya’nın Schalke 04 ve Ankaragücü’nün formalarını giydi. Faal futbolculu bıraktıktan sonra Trabzonspor ve Antalyaspor’da teknik sorumluluk görevinde bulundu. Şebnem hanımla evli bulunan Hami Mandıralı halen Futbol Federasyonunun Milli futbolcuları izleme ekibinin başında bulunuyor.

KADIN ANTRENÖR NEDEN YOK?

Salon sporlarındaki teknik adamaların çoğunluğu dikkatimi çekiyor. Örnek olan Voleybol sporumuzda en üst seviyede antrenörlük yapacak kadının olmayışı, bu işe gönül verenleri üzüyor. Gerçi 2003’de büyük başarılar alan kadın voleybolculara daha sonra antrenörlük kapısı açılıp, diplomalarını almalarına karşın, voleyboldaki erkek hegemonyasını bir türlü kırılamadı. Aldığım bilgiye 8700 voleybol antrenörünün 3100 civarında kadınlarımız diplomalı olmasına karşılık bu rakamdaki en üst liglerde görev alan kadın sayımız bir elin parmaklarını dahi geçmediğini görüyoruz. Anlaşılan, kadın voleybolumuzdaki sporculuk başarısı, kadın antrenörlük bölümünde sınıfta kalmış görünüyor.

Doğru söze ne denir?

Bence insanlara ikinci şans vermek “İlki az oldu, gel bir daha kazık at” demektir