Mehmet Necati GÜNGÖR Demokrasi anlayışımız, parti kapatmayı uygun bulmaz. Aynı zamanda, bir partinin tabelasına sığınarak suç işlemeyi de… Hakkında kapatma davası açılan partinin hanım eş başkanı, terörist katilden “sayın” diye söz edip, hakkındaki tecrit işlemini kınarsa elbette o partinin kapatılması işlemine demokrasi adına karşı çıkmamız söz konusu olamaz. Sadece partinin kapatılması yetmez, o caniye “sayın” diyen milletvekilinin de milletvekilliği düşürülmelidir diye düşünülür. Sayın Cindoruk’un söylediği gibi; yasama dokunulmazlığı Meclis’in saygınlığı için getirilmiştir. Milletvekilleri, o saygınlığa gölge düşürmedikleri sürece dokunulmazlık zırhı içinde korunurlar. Ama, onca insanımızın kanını içmiş bir caniye “sayın” diyerek o zırhın koruması içinde kalınamayacağının idrakine de varılmalıdır artık. Hakkında kapatma davası açılan parti, terörle arasına mesafe koymadıkça, başına gelenlere kimsenin karşı çıkmasını beklememelidir. Evet, kapatılan partinin seçmenleri kapatma ile daha da bilevlenmiş olabilirler. O partinin oyları daha da artabilir. Nitekim, bunlar yaşanmıştır ülkemizde. Ama, haddini aşanlara da her kim olursa olsun haddi bildirilmelidir. Ne demek, o caniye “sayın” diye hitap etmek?! Hiçbir hitap o caniyi halk nezdinde saygın bir yere taşıyamaz. O caninin yakasında binlerce şehidin ve o şehitlerin ailelerinin elleri varken, eş başkan hanım bu söylemle partisine yönelik hasmane bakışları tersine çeviremez. Aksine, o bakışların şiddetini arttırır. Tamam, 6 milyon seçmenin oy verdiği bir partiyi siyaseten kapatmak uygun olmayabilir. Zira, partileri seçmen kapatır, seçmen açar. Böyle bir hitap karşısında hiçbir savcı o parti hakkında dava açmaktan imtina edemez. Suçun şahsiliği ilkesinden hareketle, bu hanımefendinin “sayın” hitabıyla alçak bir teröristi aklama çabasına girişmesi, bağışlanabilir bir hareket değildir. Milletvekilliği düşürülüp, yargı önüne getirilebilir. Sanırım, kendisini böyle bir son bekliyor. Partinin öteki milletvekilleri de ayaklarını denk almalı, terörü, teröristi olumlayan her hitaptan, her hareketten kaçınmalıdırlar. Aksi halde devletin eli, onların ve partilerinin yakasından düşmeyecektir. Şehitlerinin acısını unutmayan milletimizin bu tür hareketleri bağışlaması beklenemez. Kendinize gelin!