Utku ŞENSOY
Üçüncü doz aşılar da yapılıyor, böylece toplam aşı sayısında 64 milyona yaklaştık. Ancak hala toplumun yüzde 75’den fazlasının ikişer doz aşı olmasıyla ulaşab...
Utku ŞENSOY
Üçüncü doz aşılar da yapılıyor, böylece toplam aşı sayısında 64 milyona yaklaştık. Ancak hala toplumun yüzde 75’den fazlasının ikişer doz aşı olmasıyla ulaşabileceğimiz sürü bağışıklığından hayli uzağız. Ülkemiz gerek Rus turistlerin gerekse düzensiz göç edenlerin gözde hedeflerinden biri olması nedeniyle, toplumumuzun tamamını aşılasak bile dış etkenlere karşı tam korumada olamayacağız. Türkiye’nin Afganistan, Suriye, İran ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nden gerek çalışmaya gelenler, gerekse diğer ülkelere kaçak girmek için kritik noktada olması nedeniyle kilit ülke konumundayız.
[caption id="attachment_217527" align="alignright" width="372"]
Yabancıların gözdesi Antalya[/caption]
Hal böyle olunca da Korona Virüs vaka sayımız bir türlü 5 binlerin altına inemiyor. Bu arada aşı karşıtlarının olumsuz etkisini de unutmayalım. Tüm bu faktörler ışığında Bilim Kurulu'ndan aşı olmayanlara yaptırım önerisi geldi. Korona Virüs Bilim Kurulu, aşı olmayanların AVM, tiyatro, sinema salonları, maç, konser, düğün ve kongre gibi etkinliklere alınmamasını önerdi ki kanımızca da son derece doğru bir öneridir ve caydırıcı olması bakımından hızla bunun yaşama geçirilmesi gerekir.
Öte yandan tatil beldelerimizin uzun bayram tatilinde deyim yerindeyse üst üste olması aylardır ilmek ilmek işlenen Korona Virüs önlemlerinin rafa kaldırılmasına neden oldu. En önemli turizm başkentlerimizden Antalya’da 100 bin kişide görülen Covid-19 vaka sayısı bir önceki haftaya göre yüzde 80’den fazla artış göstermesi uzmanların gözünü korkuttu. Yerli turist sayısındaki artışa paralel olarak, Rusya'dan gelen konukların da artmasıyla yöre büyük bir risk altına girdi. Bir başka sıkıntı da varyantlar. Ülke genelinde 750’den fazla delta varyantı görüldüğü yönünde resmi veriler var elimizde.
[caption id="attachment_217526" align="alignleft" width="700"]
Bodrum geceleri[/caption]
Başta Bodrum ve Çeşme gibi sahil beldeleri olmak üzere İstanbul’da da restoran, kafe ve eğlence mekanları kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte lebalep doldu. Gece kulüpleri yeni normalleşmeyle birlikte akşam 20'de müşteri alıp, gece yarısına kadar devam eden eğlenceye sahne oluyor. Doğrudur, insanlar, gençler bir buçuk yıllık kapanma ve kısıtlamalardan bunaldı. Biraz nefes almak, güneşe çıkmak ve sosyalleşmek herkesin en doğal hakkı ama kuralları da göz ardı etmemeliyiz. Zira salgın hala sürüyor. Dileriz bayram burnumuzdan gelmez, sonbahar öncesi salgında yeni pikler yaşanmaz.
***
SU FAKİRİ
Bakmayın siz Doğu Karadeniz ve Rize’de yaşadığımız sel felaketlerine. Ülkemiz gerçek anlamda su fakiri olma yolunda hızla ilerliyor. Aslında bu sorunun nedenlerini hepimiz iyi biliyoruz da suçu iklim değişikliğine atıp sıyrılıyoruz. Çarpık yapılaşma, ormanlık alanların talan edilmesi, tarımda yıllardır süregelen bilinçsiz sulamadaki hatalarımıza değinen suçu üstlenen yok. Şuursuzca yapılan işlere rant sevdası ve siyasilerin beceriksizliği de eklenince canım ülkemizin şırıl şırıl akan pınarlarını elbirliği ile ya bitme noktasına getirdik ya da kirletip mahvettik. Eskiden iyi kötü kendimize yetecek kadar olan suyumuzu da bitme noktasına getirdik.
Bahçesi olanlara da bir çift sözümüz var, 70-80 metrekarelik çim alanlar normal insana ve ailelere rahatça yeter. Binlerce metrekareye çim ekip kendi göz zevkiniz için gelecek nesillerin suyunu gasp etmeyin. Girin internete az suyla yetinen bitki türleri, çakıl, kum vb. materyallerden yapılan Japon zen bahçelerini inceleyin, karbon izinizi minimum seviyeye çekip yaşlı dünyamıza daha fazla yük olmayın! Param var, on dönüm çim sefam olsun egoistliğinden kurtulun. Ülkemizde kişi başı içilebilir su seviyesinde hayli sıkıntılı bir noktayız, durum daha da kötü olmadan kendimize bir çeki düzen verme zamanıdır. Bir bardak suyun kıymetini bilmeli ve yeni nesillere de bunu anlatmalıyız. Aksi takdirde 3-5 çocukla, Orta Doğu ve Orta Asya’dan aldığımız kitlesel göçlerle kısa bir süre sonra yüz milyonluk bir ülke olarak ciddi su sıkıntısı yaşamamız kaçınılmazdır.
***
İKLİM KRİZİ
Sel felaketinden 150 den fazla insanın yaşamını yitirdiği Almanya’da Başbakan Angela Merkel, iklim değişikliğinin sonuçlarına uyum sorununun sadece Afrika'da değil, Avrupa’da da yaşandığına dikkat çekti.
Merkel, "iklim krizine karşı mücadelede daha hızlı olmalıyız" dedi.
Almanya, Belçika ve İsviçre’yi vuran sel felaketi, ekonomik açıdan güçlü ülkelerin bile doğal afetler karşısında ne kadar çaresiz olduğunu gösterdi. Bu son felaketler, iklim değişikliğinin sonuçlarını gelecek yıllarda daha fazla yaşayacağımız gerçeğinden hareketle, tarım alanları, imara açılacak yerler ve orman arazileri arasındaki hassas dengeye çok daha fazla dikkat edip, doğaya saygılı olmamız gerçeğiyle yüzleştirdi.
***
REKOR BEKLENİYOR
Döviz kurlarındaki artış reel sektörü, ekonomiyi olumsuz etkilemekle, faiz yükselişine neden olmakla kalmayıp, ülkemizde köylü, işçi, küçük esnaf ve emeklinin yaşamını derinden sarsıyor. Hal böyleyken kurdaki artış bir tek yabancıya satış yapan proje sahiplerinin yüzünü güldürüyor. Yabancılar özellikle sahil kesimlerindeki cazip projelere ilgi gösteriyor, konut satışlarında büyük bir artış yaşanıyor. Bu yılın ilk 6 ayında Irak, İran, Rusya ve Körfez Ülkelerinin başını çektiği yabancılara 20 binden fazla konut satıldı. Sektör temsilcileri yılsonuna kadar yabancılara satılacak konut sayısının 50 bine ulaşarak rekor kırılabileceğini belirtiyor.