Türkiye’de futbol heyecanı yeniden başlarken başkent Ankara’nın maalesef boynu bükük. Stadyum sorununun yıllardır çözülememesi bir yana, Süper Lig’de de kentin temsilcisi dahi yok bu yıl. 1. Lig’e düşen Ankaragücü’nün kadro değeri ise birçok Süper Lig takımının üzerinde.
Murat Gürgen
Ali Sowe, Flips, Macheda, Mujakic, Tasos, Pedrinho, Radakovic, Hanousek, Kazımcan Karataş, Atakan Çankaya, Alper Uludağ sözleşmesi sona eren ve sezon öncesi yolların ayrıldığı futbolculardı. Yerlerine maliyeti daha düşük futbolcularla takviye yapıldı. Son olarak, geçen yıl Hatayspor forması giyen Renat Dadashov’un bonservisi ise İsviçre ekibi Grashoppers’dan alındı.
Tasarruf sağlayıcı adımlara rağmen 1. Lig’in en değerli kadrosu sarı lacivertlilerde. Takımın geçen sezon otoriteleri şoke edecek şekilde son hafta Süper Lig’e veda etmesine ise değil günlerce, haftalarca, hatta aylarca üzülmemek mümkün değil. Zira bugünkü kadro bile Süper Lig’de yarışmaya çıksa, orta sıralara oynayacak nitelikte. Takım düşmese ve üzerine iki –üç nokta transfer yapılsaydı, hedef kuşkusuz üst sıralar olacaktı.
Nasıl mı bu kadar emin konuşuyorum? Bakın bir Süper Lig’e… Bodrumspor, Göztepe, Hatayspor, Gaziantep FK, Sivasspor, Kasımpaşa, Alanyaspor ve Adana Demirspor ya transfer tahtası kapalı ya da kadrolarını yeterince takviye edemeyen takımlar. Ekonomik darboğaz en üst ligi kasıp kavurur durumda.
Tam aksine, 1. Lig’de ise Malatyaspor hariç tüm takımlar şampiyonluk ya da play off için kıyasıya rekabete hazır. Ankaragücü ilk maçında Şanlıurfaspor’u ağırladı ve 2-0 galip gelerek haftayı kayıpsız tamamladı. Bajic’in ceza alanı dışından sert şutuyla gelen şık gol ve tam 29 hazırlık pası sonrası Dadashov’un attığı ikinci gol camiada morali artırdı.
Teknik Direktör Cihat Arslan takımın Süper Lig’den gelen iskeletinin zaman zaman zorlandığını, çünkü farklı bir lige adaptasyon süreci yaşadıklarını anlattı. Transfer döneminin kapanmasına daha bir ay süre olması ise en büyük handikap. Zira her yeni gün bir başka futbolcuya talip çıkıyor. Süper Lig’e ya da yurt dışına gitme düşüncesi ise futbolcuların aklını çeliyor. Bir buçuk aylık kamp döneminde korunan takım iskeleti sezon başladıktan sonra bozulursa, bir kez daha çok ama çok yazık olur.