Haftanın sözü İrfan Can Kahveci’den geldi. Kahveci’nin adeta buz pistinde oynadıkları milli maç sonrasında sosyal medyadan yaptığı "Ankara ayazını görmüş, İzlanda soğuğu fark etmez" paylaşımı, başkentte ayakta kalabilmenin ne kadar zor olduğunu bizlere bir kez daha hatırlattı.

Murat Gürgen

Siyasetin dolambaçlı sokakları, her mecrada ayak kaydırma operasyonları, spor branşlarında hedefsizlik ve başarısızlık… Ankara Türkiye’nin başkenti ama ismindeki o “kara” şehrin puslu havasına sirayet etmiş adeta. Bu köşenin gündemi elbette spor, özellikle de futbol. İçimizdeki büyük yara ise 6 milyon nüfusa ev sahipliği yapan Türkiye’nin başkentinin Süper Lig’de temsil dahi edilmiyor olması.

114’üncü yaşını kutlayan Kurtuluş Savaşı gazisi Ankaragücü bugün en büyük mücadelesini spor alanlarından ziyade içte, Beştepe’de veriyor. Haziran ayı sonundaki kongrede yeni bir yönetim göreve gelmişti ama taşlar hala yerli yerine oturmadı, oturacak gibi de görünmüyor.

Aslında yeni yönetimdekiler de Faruk Koca’nın kurduğu ekiple bu kulübün kapısından girmiş insanlar. Seçilmeleri sonrasında ise aralarına mesafe girdiğini inkar eden yok. Futbol kulislerinde, Koca’nın yumruk olayı sonrasında aldığı ömür boyu hak mahrumiyeti cezasının kaldırılacağı konuşulurken, Beştepe’de Koca’ya yakın isimler ile ayrışma ortaya çıktı.

Ankaragücü’nde, tıpkı önceki sezonlarda olduğu gibi, bu sezon da sportif başarısızlık yaşanmasının nedeni yönetim hataları aslında. Görünen tablo ise faturanın Koca döneminde de görev yapan personele kesilmeye başlandığı yönünde. Kulüp Müdürü Bekir Aracı ve Akreditasyon Sorumlusu Gülay Çakmak’ın yanı sıra Beştepe’nin emekçilerinden Medya Sorumlusu Cumhur Başak, Masör Ferit Kemal Şenaydın’ın da aralarında bulunduğu bazı çalışanlarla yollar ayrıldı.   

Adanaspor maçında iki yardımcı antrenörün yanlış akreditasyon kartlarıyla sahaya çıkmaları üzerine TFF kulübe ceza kesmişti. Aracı ile Çakmak’ın işten çıkarılmaları belki bu olaya bağlanabilir.  Emekçi kadronun durumu ise izaha muhtaç. Basın Sözcüsü Mehmet Şanal "Ankaragücü'nde değişim olur. Verimli olmayan personelimizle bu nedenle yollarımızı ayırdık. Kaos çıkartılmamalı” dedi ama önceki Teknik Direktör Kenan Koçak’a selefi Cihat Arslan döneminden hiçbir veri aktarılmamasının sorumlusu bulundu mu, ona da fatura kesildi mi, merak ediyorum. Bu süreçte Sportif Direktör Seyit İçgül ile ilgili bir tasarruf oldu mu ya da olacak mı, o da resmi kanallardan açıklanmadı. 

İrfan Can Kahveci’nin sözünü ettiği, İzlanda soğuğundan beter Ankara ayazına bir örnek de bu yaşananlar olsa gerek!