Ne demek tek yön demek? Yani tek yön demek tek yön demek.

Barış Durukan

Metin Akpınar ve rahmetli Zeki Alasya’nın Devekuşu Kabare oyunlarından birinde “Alo Galaksi Taksi” diye bir skeç vardı. Kadın olduğunu anladığımız biri telefonla Galaksi Taksi Durağı’nı arıyor, kadının sesini duymuyoruz, Metin Akpınar cevaplıyor telefonu: 

“Aloooo Galaksi Taksi araba yok.”
“Araba yok gadaşum yani araba yook.”
“Ne demek araba yok demek. Araba yok demek araba yok demek. Yani araba yok demek araba yok demek.”

Kısa bir sessizlik sonrası:
“Emredersiniz hanımefendicuğum size tirren göndereceğum”.
Sonra telefonu kapatır:
“Orr……….”
Yazının başlığını bu skeçten esinlenerek yazdım. Tek yön demek tek yön demek, yani tek yön demek tek yön demek. 
Tek yönün kelime anlamı teoride sadece bir istikamette gidecek taşıtların kullanabileceği yol turudur. Yani tek bir istikamete gidiş vardır. İki yönlü, gidiş ve dönüşe izin veren yol değildir. Siz araçta iseniz kuralın izin verdiği istikamete gidebilme özgürlüğündesinizdir, aksi yön ters yöndür, kural olarak gidemezsiniz. Ama ülkemizde nasıl asansör kullanma özürlü isek, tek yön kullanma konusunda da ileri derecede özürlüyüz.

Motorlu kuryelerin zaten yol ve kural tanımadığını kabullendik ülkemizde. Onlardan bahsetmeye bile gerek duymuyorum artık. Ancak araçların bu tek yönde ters yöne girme eğilimi beni giderek daha da geriyor, beni benden alıyor.  Başıma gelen üç örneği vereceğim.

Sabah işe gidiş güzergahımda Ankara Bestekar Sokağın Kenedi Caddesi kesişimi sonrası Kızılay yönü tek yön, ama her sabah ters yöne giden muhakkak iki üç araç ile kesişiyorum. Çoğunlukla takılmak istememekle beraber toplamda üç kez dayanamayıp camı açıp “burası tek yön” demiş bulundum. Aldığım üç cevap da beni benden aldı. İlkinde, ki bu arabada karı koca olduğu belli olan bir çift vardı, (defalarca karşılaştım bu arabayla) şoför olan adam şöyle cevap verdi: “Geçiyorsun ya, uzatma”. Demek ki tek yönde iki araç yan yana sığıyorsa orada tek yön olmasının bir anlamı yokmuş, bunu öğrendim. Yani iki ya da üç şeritli bir tek yön olamıyor buradan çıkardığım. Eğer karşı istikamette giden iki araba sığıyorsa tek yön levhasının bir anlamı kalmıyormuş. Bence o zaman Ankara Tunalı Hilmi Caddesi de teorik olarak tek yön değil.

İkinci cevap oldukça beyefendi görünümlü kibar bir adam tarafından verildi. “İşyerim köşede, ben her sabah bu şekilde gidiyorum”. Demek ki eğer tek yönde ters istikamette ulaşabileceğiniz bir işyeriniz varsa, ki bence ev de kabul edilebilir bu durumda, tek yönde ters yönde yol almak kural ihlali olmuyormuş. Bence cafe, bar, tiyatro, sinema vs. varsa da kabul edilebilir o zaman. Ulaşmanız gereken yere tek yönde ters istikamette seyrederek ulaşılıyorsa kural ihlali olmuyor demek ki.

Üçüncü cevap bir taksiciden geldi, bu adam pek kibar değildi gerçi. “Yolcu alacam lan” dedi. Demek ki taksi, ki bence bu dolmuş ya da otobüste olabilir, hatta bir arkadaşınızı alacaksanız normal ticari olmayan bir araçta bu durumu zorlar zannımca, tek yönde ters yöne girmek kural ihlali sayılmıyormuş. 

Ben bu üç cevaptan şu sonucu çıkardım. Herhangi bir bahaneniz varsa tek yönde ters yöne girmek bir kural ihlali sayılmıyormuş. O zaman aklıma şu laf geldi: “Bahane g… gibidir, herkeste vardır”. Yani anladığım tek yönde ters yönde araç kullanmak hiçbir şekilde kural ihlali değilmiş. Eee, insan sürekli bir şeyler öğreniyor. Ne demiş büyüklerimiz: “Öğrenmenin yaşı yoktur”. Bende öğrendim, hatta diyebilirim ki “Bir yaşıma daha girdim bu durumda”.

Daha önceki yazılarımda nezaket ve birbirimize saygı duyma konusunda geri dönüşü olmayan noktayı geçtiğimizi yazmıştım hep. Yanılmışım biz o noktayı geçeli çok olmuş demek ki. Bu kadar basit kurallar dahi riayet etmekten imtina ediyorsak, her bahane kuralları ihlal etmek için bir rasyonel olarak kabul edilebiliyorsa sorun yok demek ki. Ne de olsa “Bahane g… gibidir, herkeste vardır”. Bu basit kuralı cerrahi asistanlığımda öğrenmiştim. Bir işi vaktinde halledemediğinizde bunun için bir bahaneniz varsa işi isteyen kişi, ki genelde kıdemli asistan ya da çoğunlukla hoca olur bu, böyle derdi. Yani cerrahide işi yapamamak için bir bahane asla geçerli değildir. Ama tek yön olan bir yolda ters istikamette araç kullanmak için bahane varlığı eşittir kural ihlali olmuyor.

Daha bugün yakın bir arkadaşım bana bunlara bu kadar takılmamamı öğütledi. Haklı aslında takıldıkça daha kızgın hale geliyorum, etrafıma yansıtmıyorum bunu ama içim içimi yiyor ve “keskin sirke küpüne zarar” misali kötü hissediyorum kendimi. Bu kadar mı zor gerçekten basit kurallara uymak, birbirimize biraz saygı duymak. Medeniyet yolunda kırk değil, yüz kırk fırın ekmek yememiz lazım. Ekmek yemekle medeni olunmayacağına göre, demek ki işimiz baya zor. O dönüşü olmayan noktayı geçeli çok oldu, geri dönüş yok. Karamsarım ama artık ikna oldum ki gerçekten geri dönüş yok. Ne demiş Yahya Kemal Beyatlı: 

“Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, 
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden”.

Bu arada Devekuşu Kabare’de adını hatırlamadığım bir skeçte Metin Akpınar bu mısraları okur ve Yahya Kemal Beyatlı yerine şöyle der: “Yahya Kemal Boyabatlı”. 

Saygıyla kalın, nezaketle kalın.