Şaşırtan şaşırtana
Mehmet Necati Güngör
Her sabah bir şaşkınlığa uyanıyoruz desek ayıp olmaz herhalde.
Her sabah 93 yaşındaki anamı ararım, sağlığı yerinde mi diye.
Sonra, sıra ile bakanların beyanlarına bakarım.
Ekonomi ile ilgili bakan çokomel dağıtıyor.
Ekonomi V yapacakmış, bu gün dünden daha iyiymiş.
Oysa piyasa aynı şeyleri söylemiyor.
Pazara çıkanın canı çıkıyor.
Evine iki kilo domatesle bile dönemeyen aileler var.
Bahçeli’yi es geçiyorum.
O’nun sözlerini ciddiye alan yok nasılsa.
Beni de şaşırtmıyor.
En son TTB kapatılsın diye kükremiş.
Kalbinden önemli ameliyatlar geçirdi.
Kendi canını bile koruyan hekimlere karşı yaptığına bakar mısınız?
Bir de Dışişleri Bakanımız var.
Son olarak 12 Lozan’a sataşmış.
Burnumuzun ucundaki adaları vermişiz, neden Meis’i alamamışız türünden sözler.
Bir tarihçimiz şöyle demiş:
“Sevr ile bize dayatılan toprak Ankara ve çevresi iken, Lozan ile bütün Anadolu’yu emperyalizmin elinden söküp aldık. Anadolu’da Ermenistan ve Kürdistan kurulmasını önledik. Kapitülasyonlardan kurtulduk. Daha ne olsun? Bugün kalkıp Meis’i alamadık diye Lozan’a başarısız bir anlaşma demek tarih bilmezlik olur. Mes’i kurtaramadık ama Bütün bir Anadolu’yu, Türk milletinin geleceğini, şerefini, onurunu kurtardık.”
Burnumuzun dibinde 18 ada daha var.
Onlar için söz söylemeyen Dışişleri Bakanı, ülkemizin tapu senedi hükmünde olan Lozan’a laf saydırıyor.
Çok şaşırdım.
Rahmetli Tevfik Rüştü Aras’ın, Rahmetli Şükrü Saraçoğlu’nun, Rahmetli Fatin Rüştü Zorlu’nun, İhsan Sabri Çağlayangil’in, Rahmetli Vahit Halefoğlu’nun, Rahmetli Turan Güneş’in kemikleri sızlıyordur.
Ne diyebiliriz?
Herkes bildiğine inandığını konuşuyor.
Laf ola beri gele mantığı.
Kakafoni.
Yorumlar