Mehmet Necati GÜNGÖR Önce, Şanlıurfa’lı kardeşlerimizin ürettikleri tabirden başlayalım: “Yellehçi” Yalakalar için kullanılan bir tabirmiş. Şimdi, bazıları için dillere...

Mehmet Necati GÜNGÖR Önce, Şanlıurfa’lı kardeşlerimizin ürettikleri tabirden başlayalım: “Yellehçi” Yalakalar için kullanılan bir tabirmiş. Şimdi, bazıları için dillere pelensek olmuş bu tabir kullanılıyor: Yellehçi! Yellehçi diye nitelenen bazı çevreler, iktidara yaranmak için Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı kampanya yürütüyorlarmış. Bunlar, partisi içinden ve dışından iktidar yellehçilerinin algı yaratma taktikleri imiş. Biz de işitiyoruz. “Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz, dolayısıyla olmasın.” Söyleminin etrafında dönüp dolaşıyorlarmış. Kaç kere ifade ettim; Hiçbir parti ile bağım yok. Yani, tarafsızım. Ancak, ülkemin çıkarları karşısında tarafsız olamam. Ülkemden ve milletimden yanayım. Yıllarca merkez sağ partiler içinde bulundum. Bu partilere oy verdim. Ülkeme güzel hizmetlerde bulundukları için. Şimdilerde iki partili oldum sayılır. Hem CHP’ye, hem İyi Parti’ye sempati duyuyorum. İki partinin liderlerini de beğeniyorum. Stratejik oy kullanacağım. Oyumun hakkını vermek istiyorum. Oyum zayi olmasın istiyorum. Erzurum’da oy kullanacak olsam İyi Parti’ye veririm. Ankara’da oy kullandığım için oyum CHP ve onun saygın liderine olacak. Kılıçdaroğlu’nu gerçekten çok beğeniyorum. Her şeyden önce dürüst bir kişilik. Yalan söylemiyor. Vaatleri karşılık buluyor. İnandırıcılığı yüksek. Son yıllarda yürüttüğü politikalar ve söylemleri akılcı söylemler. “Helâlleşelim, Kucaklaşalım” çağrısı milletin iç ve dış dinamiğini güçlendirmeye yönelik bir çağrı. Çok tuttu. Onun için de, Cumhurbaşkanlığına aday olması isteniyor ve konuşuluyor. “Onu mezhebinden vurmak istiyecekler” endişesiyle keşke aday olmasa modunda idim. Şimdi fikrim değişti. “Aday olmalı ve kazanmalı.” Devlet tecrübesi var. “İktidar yellehçilerinin inadına Kılıçdaroğlu” sözlerini işitiyoruz.