4.5 yıllık yıkımdan sonra inşaatına başlanan ve şu günlerde beton koyma işlemi büyük ölçüde halledilen 19 Mayıs Stadı'nın 2027’de hizmete gireceği açıklandı.
Güray Soysal
Meslektaşım Metiner Erdem’in Viralspor’a yaptığı haberin özetinde 19 Mayıs Stadı bittiğinde, Türkiye’nin en pahalı stadın 19 Mayıs olacağını da öğrendik.
Arkadaşımın haberinin özeti şöyle: “Statta daha sonra, şu an yavaş yavaş başlanan çelik konstrüksiyon işlerine ağırlık verilecek.
Yüklenici firmanın imalatına başladığı çelik konstrüksiyonlar stadın dış çevresi ve çatısında kullanılacak.
Çelik konstrüksiyon hassas montaj gerektirdiğinden stadın tamamlanması biraz zaman alacak.
Her şey istenildiği gibi normal gitseydi, stat gelecek yılın Mayıs ayında açılacak, önümüzdeki sezonun belki son maçları Yeni Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynanacaktı. Ancak zemindeki su sorunu, Ankara Tenis Kulübü’nün tesisleri geç tahliye etmesi, Büyükşehir Belediyesi ile halen devam eden spor salonunun yıkılması konuları stadın açılışını 2027 yılına öteledi.
Yeni Ankara 19 Mayıs Stadı’nın temeli 2022 Temmuz’unda atıldığında tahmini bedel 4,7 milyar TL olarak öngörülüyordu. O günkü döviz kurlarına göre bu rakam 261 milyon ABD Doları’na denk geliyor.
Şu ana kadar Türkiye’de en pahalı stat olan Beşiktaş’ın kullandığı Vodafone Park’ın maliyeti 183,4 milyon ABD Doları.
Galatasaray’ın kullandığı stadın maliyeti 116,6 milyon ABD Doları, Fenerbahçe’nin kullandığı stadın maliyeti ise 90 Milyon ABD Doları.
Ankara’daki stat, Galatasaray ve Fenerbahçe statlarının toplamından bile daha fazla maliyete sahip olacak.”
Akıllar başa alınacak mı?
Süper Ligden tepe üstü düşüp 1’nci Lige giden Ankaragücü bu hataları nedeniyle Disiplin Kurulu’na gitti ve cezalandırıldı.
Tribündeki taraftarı sağa-sola bakmaktan, tribün merdivenlerini doldurmaktan, hakemlere devamlı itiraz etmenin yanı sıra, bir de kulüp Başkanı herkesin gözü önünde santra yuvarlağında hakeme yumruk attı.
Tabii, bu spor dışı hareketlerin cezası olmalıydı.
Geçmişteki hatalardan ders alması gereken Başkent takımının yöneticileri, teknik heyet, futbolcular ve taraftarları 1’nci Ligdde de dikkatli olmaları gerekir.
Eğer bu takım Süper Lige yeniden sevdası ile yanıp, tutuşursa, herkesin aklını başını şimdiden alması gerekir.
Her şey Başkent futbolu için
Gençlerbirliği’nde yaptığı çalışmalarla taraftar sayısını hatırı sayılır seviyede arttıran Ankaragücü yedek yönetim kurulu üyesi İsmet Beltan LGS sınavında başarılı olan öğrencilere Ankaragücü kombinesi ve forması hediye edecek.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan İsmet Beltan şu ifadeleri kullandı:
Sevgili Güçlü Gençler,
LGS sınavına Ankara'da giren ve Ankara'da ikamet eden gençlerimiz arasından, Türkiye genelinde ilk %1'lik dilime giren 10 kardeşimize Ankaragücü’müzün sezonluk kombinesi ve formasını hediye edeceğim.
Başarınızı ödüllendirmek bizim için bir zevk. Kabiliyetli ve çalışkan gençlerimizi tribünlerimizde görmekse büyük bir gurur.
Her çocuk şehrinin takımını, Ankaragücü'müzü tutması için elimden geleni yapacağım.
Sonuçlarınızı bana iletmeniz yeterli. Her şey gönlünüzce olsun.”
Turgay Şeren
Turgay Şeren, 15 Mayıs 1932'de Ankara Keçiören'de, Mustafa Kemal Atatürk'ün özel kalem müdür muavinlerinden Sabit Şevki Şeren ile öğretmenlik yapan Münevver Şeren'in ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Atatürk tarafından Türkay ismi verilen Şeren, Galatasaray Lisesi'nde öğretmenleri ve arkadaşlarının ismini Turgay diye telaffuz etmesinin ardından bu adı kullanmaya başladı.
Lise eğitiminin ardından İstanbul Futbol Ligi'nde mücadele eden Galatasaray'da futbolculuk kariyerine başlayan Turgay Şeren, A takım formasıyla ilk kez 30 Ekim 1949'da Vefa ile oynadıkları ve 1-0 kazandıkları maça çıktı.
Turgay Şeren, 18 yıllık futbolculuk kariyerinin tamamında Galatasaray'da forma giydi. Efsane kaleci, sarı-kırmızılı forma altında 369 lig, 18'er kupa ve Avrupa kupası maçı olmak üzere toplam 405 karşılaşmada görev yaptı.
Şeren, Galatasaray'da 3 İstanbul Profesyonel Lig, 2 Süper Lig ve 3 Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşadı. Galatasaray'ın
Avrupa arenasına ilk kez çıktığı 1956-1957 sezonunda, Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Romanya'nın Dinamo Bükreş ekibiyle 26 Ağustos 1956'da oynadığı maçta kaleyi koruyan isim Turgay Şeren oldu.
Şeren, futbolculuk yaşantısındaki ilk ve tek kırmızı kartı 1962 yılında Beşiktaş ile oynadıkları ve 1-1 berabere biten derbi maçta gördü.
Kariyerindeki son resmi maçta, 11 Haziran 1967'de Karşıyaka ile oynanan müsabakada kaleyi koruyan Turgay Şeren, 2 Temmuz 1967'de ligde forma giyen oyuncuların oluşturulduğu karma bir takım ile Galatasaray arasında yapılan jübile maçıyla futbolculuğa veda etti.
Turgay Şeren, geniş kitlelerce tanınmasını ve sevilmesini sağlayan "Berlin Panteri" lakabını milli takım forması altında aldı. A Milli Takım kalesini ilk kez 28 Mayıs 1950'de İran ile oynanan ve Türkiye'nin 6-1 kazandığı hazırlık maçında koruyan Şeren'e, 17 Haziran 1951'de deplasmanda Batı Almanya ile oynanan ve ay-yıldızlıların 2-1 üstünlüğüyle sona eren hazırlık maçında yaptığı kurtarışlar sonrasında "Berlin Panteri" lakabı takıldı.
Turgay Şeren, 1968 yılında Mersin İdmanyurdu ile teknik direktörlük kariyerine başladı. Mersin İdmanyurdu'nun yanı sıra Vefa, Samsunspor ve Galatasaray'ı da çalıştıran Şeren, futbolculuk kariyerindeki başarılara teknik direktör olarak ulaşamadı. Futbol hayatının ardından çeşitli gazetelerde spor yazarlığı, televizyonlarda da yorumculuk yapan Turgay Şeren'in üç evliliğinden 4 çocuğu oldu. Turgay Şeren, 7 Temmuz 2016'da 84 yaşında hayata gözlerini yumdu. Efsane kalecinin naaşı, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.