14 mayıs 2023 milletvekili seçiminde MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’nin seçim sonucu dikkat çekiciydi. Bahçeli kendi evinde 1 milletvekili ancak çıkarabildi. AKP 2, CHP’de 1 vekil ka...

14 mayıs 2023 milletvekili seçiminde MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin memleketi Osmaniye’nin seçim sonucu dikkat çekiciydi. Bahçeli kendi evinde 1 milletvekili ancak çıkarabildi. AKP 2, CHP’de 1 vekil kazandı. 14 Mayıs’ta gözlerden kaçan, üzerinde pek durulmayan olay AKP’nin yada Erdoğan’ın diyelim.. Osmaniye’de Devlet Bahçeli’nin karşısına bir bakan adayla çıkmasıydı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya yanık Erdoğan tarafından Bahçeli’nin karşısına konuldu. MHP cephesi bu durumdan rahatsızlığını çok belli etmedi. Lakin AKP ve Erdoğan’ın bu tavrı “nezaketsizlik” olarak kayda geçirildi. Bahçeli ve MHP camiası Erdoğan’ın bu adımını not etti. Emeklilere zam konusunda MHP ve Bahçeli’nin tavrı tavrı dikkat çekiciydi. Devlet Bey 8 bin 77 liralık seyyanen zammın emeklilere de yansıtılmasını kararlı şekilde dile getirdi. Kamuoyu ile paylaştı. Haklıydı da.. Zira AKP ve Erdoğan emeklilerin ümüğünü sıkıyordu. Bahçeli’nin bu sözü de yerde kaldı. Erdoğan ortağını kaale almadı yada almak istemedi. Herhalde bu husus da MHP cephesinde not edilmiştir. Muhalefette yaşanan tartışmalar gündemde ama Cumhur İttifakı ortaklarının içi de süt liman değil. Erbakan ve partilileri bir nevi “AKP bize kazık attı” demeye getiriyor. Mustafa Destici ve Fatih Erbakan emekli zammı konusunda muhalefetle aynı görüşte, AKP’ye tepki gösteriyor. Erdoğan oportünist bir politikacı. Menfaati neyi gerektiriyorsa onu yapıyor. MHP ve Bahçeli ekseninde belki de “artık işim kalmadı” noktasına geldiği için Bahçeli’yi umursamamaya başlamış olabilir. Nitekim bir süreden beri Ankara kulislerinde Erdoğan’ın, Hakan Fidan’a, “3 ismi yakamdan al” şeklinde talimat verdiği konuşuluyor. O isimler; Devlet Bahçeli, Hulusi Akar ve Süleyman Soylu olarak sıralanıyor. Tabi bunlar kulislerdeki iddialar. Doğru olup olmadığını zamanla anlayacağız. Akar gitti, Soylu gitti. Ekipleri de gitti. Bahçeli’nin sözleri ise yerde bırakılıyor. Mevcut tabloya göre bu iddia kısmen de olsa gerçekleşmiş görünüyor. Belki de Hakan Fidan da bu sayede Bakanlığa geçiş yapmıştır.. 2002 de Türkiye’yi erken seçime götüren Devlet Bahçeli idi. Bunun nedeni olarak da 3’lü koalisyondaki ortaklarının MHP’siz hükümet arayışları olduğu iddiasıydı. Erdoğan da şu anda benzer bir davranış içinde gibi. Bu da Bahçeli’nin her an sürpriz bir adım atabileceği olasılığını gündeme getiriyor. Bahçeli’ye argo ifadeyle 'kazık' atmaya çalışmanın faturası ağır oluyor. Bunu da anımsatmış olayım. 2002 seçiminde ANAP ve MHP baraj altında kalmıştı hatırlarsınız… EKREM İMAMOĞLU HAMLE YAPMAZSA KILIÇDAROĞLU ONU ÖĞÜTECEK... Ekrem İmamoğlu 25 senenin ardından AKP’nin elinden İstanbul’u aldı. Büyük bir olaydı bu sonuç. Popülerliği arttı, Erdoğan’ın alternatifi olarak görülmeye başlandı. Derken Karadeniz gezisinde çuvalladı. Masasına muhalif seçmenin neredeyse nefret ettiği isimleri oturtması ve ardından da densiz açıklamalar yapması tam bir skandaldı ve derin yara bıraktı imajında. Sonra biraz durumu toparladı. Afet zamanı İstanbul da olmaması, İngiliz elçi ile randevu gelişmeleri de tepkilerin odağına koydu kendisini. Bunlara rağmen seçmen ona umut olarak sarıldığını gösterdi. Herkes Cumhurbaşkanı adayı olmasını bekliyordu. Ama olmadı. Kemal Kılıçdaroğlu kendi adaylığını dayattı. Siyasal İslamcı partilere milletvekili ve bakanlık rüşveti ile bu dayatmasını hayata geçirdi. Ama seçmen bu dayatmayı affetmedi ve en kötü halinde dahi Erdoğan’a oy verdi. Kılıçdaroğlu’na güvenmediğini belli etti. Kılıçdaroğlu adaylığını dayattığında Meral Akşener 6’lı masayı terketti ve İmamoğlu ile Mansur Yavaş’a adaylık çağrısı yaptı. Ne demişti Akşener hatırlayalım: “85 milyonun geleceğini tehlikeye atmayacağız. Cumhuriyetimizin yeni asrını göz göre hiç etmeyeceğiz. Milletimizin kazanma ümidini yok etmeyeceğiz. Sayın Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'na çağrıda bulunmak istiyorum. Değerli başkanlarım, siz milletin iradesi ile seçildiniz. Tüm engellere rağmen çok çalıştınız. Milletimizi enkazından altında bile yalnız bırakmadınız. Milletimiz sizi göreve çağırıyor. Bu vazife reddedilemez, görmezden gelinemez bir vazifedir. Bu çağrının sahibi millettir. Bu karar milletindir. Bu saatten sonra bizlere düşen bir seçim yapmaktır. Ya şanlı mücadelede milyonlarla yürüyeceğiz ya da trajik hikayede figüranlık yapacağız. Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız." İmamoğlu ve Yavaş bu çağrıyı duymadı, basiretli davranamadı. Gidip Kılıçdaroğlu’nun dibinde oturdu. Ama görünen köy kılavuz istemezdi. Millet, Kılıçdaroğlu’nu seçmemekte kararlıydı. Öyle de oldu. Halbuki İmamoğlu Meral Hanım’a “varım” deseydi aday olsaydı 2. tura kalıp seçimi kazanabilirdi. Büyük, tarihi fırsatı heba etti İmamoğlu. Siyasette en önemli şey organizasyon yeteneği ve zamanlamadır. Bir o kadar da cesaretli olunması zorunludur. İmamoğlu işte bu altın fırsatı heba etti. Meral Hanım da zor durumda kaldı doğal olarak. Seçim sonrası İmamoğlu’nun gidişatı da pek hoş görünmüyor. Değişim sitesi açtı, ara sıra bazı açıklamalar yapıyor. Ama toplumun beklediği cesaretli duruşu gösterdiğini söyleyemem. Ekrem Bey, Kılıçdaroğlu seni öğütecek. Bu kesin. Seni Cumhurbaşkanı Adayı yapsaydı kazanacaktın. Bunu Kılıçdaroğlu’da biliyordu. Buna rağmen adaylığını engelledi. Erdoğan’ın tekrar kazanmasına vesile oldu. Bu saatten sonra Kılıçdaroğlu’ndan sana gelecek şey 'okkalı bir kazık' olur. Bunu unutma. Diyelim ki İstanbul'a yeniden aday oldun. Seni kaybettirirler. O kadar hasettirler bilesin. Kaybedersen siyasi geleceğini de kaybedersin o zaman. O nedenle yapacağın tek şey var: O da gemileri yakmak… Cesur olup risk almak… Delikanlı gibi meydana çıkmak. Millet tutunacak dal ararken bunu görememek liderlik değil.. Merhum Turgut Özal, İzmir’e oğlu Efe için kız istemeye gitmişti. Sohbet başladığında lafı alan Özal ekonomi anlatmaya başlamış. Saat su gibi akmış ama Özal’ın ekonomi anlatmasının biteceği yokmuş. Engin Güner dayanamamış devreye girmiş. Kağıda not yazmış. "Efendim kız istemeye geldik” diye ve Özal’a uzatmış. Özal notu almış sesli şekilde okumuş. Herkes basmış kahkahayı.. Diyeceğim o ki millet senden sohbet değil eylem bekliyor Ekrem Bey... Ülkenin durumu ortada, millet açlıkla, yoklukla sınanıyor bekleyecek zaman mı? Cumhurbaşkanlığı adaylığında basiretsiz davrandın, altın bir fırsatı teptin. Şimdi benzer bir durumla karşı karşıyasın. Korkarım bunu da kaçırırsan telafisi imkansız olacak…