On binlerce emekli, dul ve yetim 26 Mayıs’ta Ankara Tandoğan Meydanı’ndan yaşanabilir aylık için hükümete bir kez daha seslendi. CHP’nin öncülüğünde düzenlenen “Büyük Emekli Mitingi”ne yurdun dört bir yanından gelen ak saçlılar yoğun ilgi gösterdi.
Şükrü Karaman
Bastonları ile katılanların yanında yarının emeklileri gençler de alanı doldurdu. Yakınlarının yardımı ile yürüyerek mitinge katılan çok sayıda eli öpülesi emekli vardı. Hayat pahalılığından en çok etkilenen insanlar içlerini dökmek için alana akın etti. Tandoğan Meydanı’nda son yılların en görkemli mitinginde temel talepler dile getirildi, insanca yaşama olanak sağlayacak aylık istendi.
10 bin TL tutarındaki en düşük aylık ile bayram ikramiyelerinin asgari ücret düzeyine yükseltilmesi, hastane muayene ve ilaçtan alınan katkı payının sonlandırılması, yeni intibak yasasının hayata geçirilmesi en çok dillendirilen başlıklardı.
Hiç kuşku yok ki utanılası 10 bin TL en düşük aylığın yükseltilmesi emeklinin olmazsa olmazı idi. Kime sorsanız bu paranın ayıbına vurgu yaparak, “Bize bunu layık görenler 10 bin TL ile bir ay geçinsin de görelim” diyerek haklı serzenişte bulundu. Öyle ya bir kilo Papaz Eriği 120 TL, 1 kilo kiraz 160 TL iken hala 10 bin TL en düşük aylığı göreceli yükseltmemek, ya da ek zam vermemekte neyin nesi?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Türkiye’nin En Büyük Korosu” olarak tanımladığı 16 milyon 154 bin 322 emekli, dul ve yetimin istemleri alanı dolduranlar tarafından haykırıldı. Koro acı türkülerini birlikte çığırdı. Kendilerine “e- kuşağı” adını veren, alanı hınca hınç dolduran gariban emekli siyasi iradenin seslerini duyduğu umudu ile memleketlerine döndü.
Mitinge katılanlar arasında Özgür Özel’in eşi, kayınvalidesi ile kayınbabası da vardı. Babası ve annesi de emekli. O nedenle emekliye, sorunlarına yakın ilgi gösteriyor, her platformda dile getiriyor. CHP’nin tarihinde ilk kez emekli mitingi düzenlemesi dar gelirli tarafından olumlu karşılandı, sahipsiz olmadıklarını hissetti.
Yaz meyve ve sebzelerinin pazarlarda kendini göstermesine karşın yüksek fiyatları cep yakıyor. 10 bin TL aylıkla geçinme uğraşındaki 3 milyon 666 bin emekli, dul ve yetim en çok yoksun olanlar. Bu kitlenin aylığına temmuzda 6 aylık TÜFE artışının yanı sıra refah payı verilmesinin kaçınılmazlığını yinelemekte yarar var.
Eğer kök aylıklarda düzenleme yapılmaz, temmuzda salt öngörülen yüzde 25 artış yansıtılırsa kök aylığı 5,6,7,8 bin TL olan emekli sıfır zam alacak. 3,4,5 bin TL gibi komik aylığı olan dul ve yetim daha yoksunlaşacak. O nedenle temmuzda ne derseniz deyin ek zam veya refah payı mutlaka verilmeli.
Açlık sınırının 19 bin 926 TL’ye ulaştığı göz önüne alınırsa 10 bin TL’ye mahkum olan “Türkiye Korosu’”un Tandoğan’da söylediği acı türkü umarım duyulmuştur ve kayıtsız kalınmaz.
Diğer yanda çalıştıkları sürenin emekli olmada dikkate alınmasını isteyen binlerce çırak ve stajyer, önümüzdeki günlerde İstanbul’da bir kez daha alanlara çıkacak. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katılması beklenen mitingde çıraklar çalıştıkları sürenin uzun vadeli sigortalılık dalı kapsamına alınmasını dile getirecek.
Çalışma yaşamına genç yaşta atanan binlerce çırak ve stajyer için salt iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortalarından oluşan kısa vadeli sigorta kolları üzerinden prim ödeniyor. Hali ile emeklilik sürelerine yararı olmuyor, geç emekli oluyorlar. Bundan ötürü yıllardır uzun vadeli sigorta kapsamına alınmalarını talep ediyorlar. Ne ki hükümet bu konuda kapıyı çok önceden kapattı. EYT yasasından yararlanamayan çıraklar hak mücadelelerini sürdürüyor.
Yaşam pahalandıkça ve cepler boşaldıkça her kitleden dar gelirlinin yakınmaları ayyuka çıkıyor. Önümüzdeki günlerde emekliler gibi esnaf ve çiftçilerin sorunlarına dikkat çekmek üzere mitingler yapılacak. Memur sendikaları da her gün basın açıklaması ile kamu emekçilerinin taleplerini duyuruyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşmeye başlayacağını, yaşamın ucuzlayacağını açıklamış. O halde temmuzda emekçi ve emekliye istediği zammı verin yaz mevsimini rahat geçirsinler. Ekonomik sorunlar giderilmedikçe toplumun homurtuları, tepkileri sürecektir.