Hükümet, memur emekli maaşı ile SSK ve Bağ-Kur emekli aylığı arasında oluşan 12 puanlık zam farkının giderilmesi amacıyla yasal düzenleme çalışmalarına başladı.
Kamuoyunda oluşan yoğun tepkiler, siyasi iradeye SSK ve Bağ-Kur emeklisini sonunda anımsattı. Zira milyonlarca dar ve sabit gelirli işçi, esnaf ve çiftçi emeklisi ile dul ve yetimi yıllardır komik aylıkla yaşamaya çalışıyor.
Bilindiği üzere TÜİK 2023 aralık ayı TÜFE oranını yüzde 2.93 olarak açıkladı. Son 6 aylık enflasyon oranı da yüzde 37.57 oldu. Buna göre SSK ve Bağ-Kur emekli aylığına 2024 yılının birinci altı ayı için yüzde 37.57, memur –memur emekli maaşına yüzde 15 toplu sözleşme zammı ile birlikte yüzde 49.25 oranında artış yansıtılacak.
Bu duruma göre 2.5 milyon dolayındaki memur emeklisi son derece düşük aylıkla geçinmeye çalışan 14 milyona yakın işçi, esnaf ve çiftçi emeklisinden yüzde 12 oranında fazla zam alacaktı.  Memur emeklisinin kamu çalışanlarını kapsayan toplu sözleşme zammından yararlanmasından ötürü oluşan yüzde 12’lik zam farkı doğal olarak SSK ve Bağ-Kur emeklisi, dul ve yetimini ayağa kaldırdı.
Çeşitli eylemlerle zam eşitsizliğini ve derin aylık uçurumunu dile getiren, her yerde haykıran yoksul kitle sesini hükümete duyurmayı başardı. Medyada yer alan haberlere göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, SSK ve Bağ-Kur emeklisine de yüzde 50’ye yakın zam verilmesi, 7.500 TL tutarındaki en düşük aylığın 10 bin TL’nin üzerine çıkarılmasına ilişkin çeşitli seçenekleri içeren yasal çalışmalara başlamış.
Elbette bu konuda son kararı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verecek. Bu hafta içinde ya kabine toplantısının ardından ya da AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda ek zam oranını kamuoyuna duyurabilir. Emekli gözünü Erdoğan’dan gelecek ek zamma çevirdi. Bakalım beklediği artışı alabilecek mi? Umarım yeniden hayal kırıklığı yaşamaz. 
Aslında emekli arasında oluşan zam farkının ortadan kaldırılması için SSK ve Bağ-Kur emeklisini de kapsayacak toplu sözleşmenin hayata geçirilmesi kaçınılmaz. Öyle ya biri toplu sözleşmeden yararlanırken diğeri bu haktan yoksun.
Yasal nitelik kazanacak emekli sendikaları ile hükümet arasında 6’şar aylık zam için  toplu sözleşme görüşmeleri yürütülür ve varılan uzlaşma ile toplu sözleşme bağıtlanır. Hatta bu kapsama memur emeklisi de alınabilir. Tüm emekli için toplu sözleşme imzalanabilir. 
 Ne ki mevcut emekli sendikaları yasal olarak siyasi irade tarafından kabul görmüyor. Sendikaların kapatılmasına ilişkin çeşitli davalar yargı aşamalarında sürüyor. Belirsizliğin ortadan kaldırılması amacıyla emeklilere de sendika kurma, toplu sözleşme yapabilme hakkı olası yasal düzenleme tanınmalıdır. Emeklinin de beklediği sendikal haklara ivedi kavuşmak.
Bu arada milyonlarca sıradan yoksul emekli ile emekli vekil arasında maaş ve aylık farkı dudak uçuklatacak kadar arttı. Milletvekili emeklisinin 64 bin 960 TL olan maaşı yüzde 49.25 zamla 96 bin 958 TL’ye, milletvekilinin 95 bin 64 TL’lik maaşı 141 bin 833 TL’ye, hem emekli hem de TBMM’de bulunan vekillerin maaşı da 161 bin 918 TL’den 238 bin 843 TL’ye çıktı.
Kendilerine gelince bol kepçeden artış ve birtakım avantajlar. Söz konusu emekli olduğunda “ tasarruf, mali disiplin”. Hiç de inandırıcı değil bu gerekçeler. Yıllarca devlete primini, vergisini düzenli ödemiş emekliye ne verilse azdır. Zira onlar ülke kalkınmasına tertemiz alın teri ile omuz verdi. Toplumun en ezilen, en gariban kitlesi tokgözlü SSK ve Bağ-Kur emeklisine ise yüzde 37.57 zam.  Hak mıdır, adalet midir? 
Toplumda derin huzursuzluk ve eşitsizlik yaratan kara tablonun ortadan kaldırılması için emekliye insanca yaşayacağı aylık vermek, en düşük aylığın net asgari ücrete eşitlemek ötelenemez temel görevdir. Yüzde 35’lere dek gerileyen karmaşık aylık bağlama sisteminden vazgeçilerek, anlaşılır tek sisteme geçmek kuşkusuz aylıkları yükseltecektir.