Dar gelirliyi vuran hayat pahalılığı ile yüksek enflasyonun giderilmesi, emekli ve asgari ücretlinin içinde bulunduğu olumsuz durumun iyileştirilmesi için toplumsal uzlaşmaya şiddetle gereksinim var.
Şükrü Karaman
31 Mart yerel seçiminin ardından siyasette başlayan normalleşmenin ekonomide ve çalışma yaşamında da ivedilikle uygulanması kaçınılmaz.
Siyasetteki normalleşmenin bir numaralı gündem maddesi yeni anayasa. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmalarında sürekli yeni anayasanın zorunluluğuna dikkat çekiyor, muhalefetin buna destek vermesi gerektiğine vurgu yapıyor. Ne ki CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “önce mevcut anayasaya uyun” diyerek bu çağrılara kapıyı kapattı.
CHP lideri yeni anayasa çalışmalarına vize vermese bile, iktidar ve muhalefet arasında gerçekleştirilen görüşmeler ülke çıkarı adına olumlu. İç ve dış sorunların iktidar-muhalefet işbirliği ile daha kolay çözümleneceği belli. Yıllardır hapiste olan 28 Şubat’çı yaşlı askerlerin Erdoğan-Özel görüşmesinin ardından özgür kalmaları bunun somut örneği. Kuşkusuz siyasi tutumlarından ötürü içeride olan diğer tutukluların da salıverilmeleri olası görüşmelerin ardından hayata geçmesi beklentiler arasında.
Siyasette olduğu gibi ekonomide de normalleşme adımlarının atılacağı platform yıllardır toplanamayan, unutulan Ekonomik ve Sosyal Konsey. Milyonların derin ekonomik sorunlara çözüm bulunması için sivil toplum kuruluşlarının sunacağı öneriler ve görüşler son derece önemli ve yaşamsal. Emekçi, emekli, çiftçi ile esnafın temsilcileri ve sözcüsü olan kuruluşlar, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Görüşleri mutlak dikkate alınmalıdır.
Milyonlarca dar ve sabit gelirli kitlenin sesi olan sivil toplum kuruluşlarının ekonomide yaşanan sorunlara ilişkin önerilerini ve taleplerini siyasi iradeye sunabilecekleri platform olan Ekonomik ve Sosyal Konsey (ESK) 9 Şubat 2009’dan bu yana toplanmıyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildiğinden bu yana iyiden iyiye unutuldu, varlığı kağıt üzerinde kaldı.
Avrupa ülkelerinde hükümetlerin görüşlerine ve değerlendirmelerine son derece değer verdiği ESK, Türkiye’de anayasal kurum haline getirilmesine karşın işlevsiz konumda. İşçi, memur, işveren, esnaf ve çiftçi örgütü temsilcilerinden oluşan ESK, tam 15 yıldır toplanmıyor. Nedeni de bilinmiyor. Konseyin toplanamamasından ötürü toplumu çok yakından ilgilendiren başta hayat pahalılığı olmak üzere temel ekonomik sorunlar masaya yatırılıp değerlendirilemiyor. Sosyal ve ekonomik sorunların ele alınıp, irdeleneceği, hükümete öneriler üretileceği yegane platform Ekonomik ve Sosyal Konsey. Ancak siyasi iradeden ses yok.
12 Eylül 2010’da gerçekleştirilen anayasa değişikliği referandumuyla anayasal kurum haline getirilen ESK, düzenli olarak belirli aralıklarla toplanacaktı. Güya, konsey hükümete öneriler sunacak hem de alınan kararların topluma sağlıklı şekilde ulaşmasını sağlayacaktı. Büyük savlarla anayasal statüye kavuşturulan ESK, bilinmeyen nedenden ötürü 9 Şubat 2009’dan bu yana toplanmıyor. Varlığı kağıt üzerinde kaldı, unutuldu.
Sosyal taraflar arasında diyalog sağlamak, uzlaşma ortamı yaratmak, sağlanan uzlaşma ile başta ekonomi olmak üzere toplumsal bir mutabakatla ülke sorunlarına çözüm bulmak amacıyla 2001’de kurulan, yılda en iki kez toplanması gereken ESK bugüne dek salt 8 kez toplanabildi. Bir anlamda işlevini yitirdi, hedeflenen iş barışı yeterince sağlanamadı, çözüm bekleyen sorunlar katlanarak arttı, artmaya devam ediyor.
Türkiye 2001 yılında kurulan, 2010’daki referandumla yasal statüye kavuşan ESK’ya Fransa’nın ardından anayasal statü kazandıran ikinci ülke olmasına karşın, uygulamada başarılı olamadı, yeterli diyalog ve uzlaşma sağlanamadı. Milyonlarca garibanın canını yakan hayat pahalılığı ve yüksek enflasyonun dindirilmesine yönelik önlemlerin, görüşlerin değerlendirileceği ESK ivedilikle toplantıya çağırılmalı. Gereksinimi her geçen gün belirginleşen toplumsal uzlaşmanın ön adresidir Ekonomik ve Sosyal Konsey.