Tam da düşük profilli Başbakan’ın göreve başladığı güne denk geldi.
Başbakan, her sözünün başında nasıl Tayyip beydeyip başka bir şey demiyorsa, MHP’deki düşük profilli kurnazlar da genel başkanlarının yüzünü yıkamaya devam ediyorlar.
Hayır, bununla kirli bir yüz iddiasında bulunmuyorum.
Zira, Bahcçeli’nin dürüstlüğüne, ahlâkına söylenebilecek aykırı bir söz bulunamaz.
Ne var ki, şu olağanüstü kongre bahsinde sergilediği tutum, kendini siyaseten bir hayli yıpratmış görünüyor.
Yargıtay’ın muhalifleri haklı çıkaran kararınndan sonra el çabukluğu ile kongre gününü tespit etmesi, hatta iki ara bir derede salon kiralanması nasıl bir mantıkla açıklanabilir?
Biz buna, günün moda deyimiyle ancak "düşük profilli kurnazlık" diyebiliriz.
Herkesin kurnazlığı kendi zekâsı ölçüsündedir.
Kurnazlıklar, kurnazlığı yapanın zekâ seviyesini de ortaya koyar.
Görüldüğü kadarıyla MHP Genel Merkezindeki bazı adamlarda bu seviye bir hayli aşınmış görünüyor.
Ne yani, kazanılmış mahkeme kararına rağmen "siz durun, bizim tayin ettiğimiz günde, bizim tayin ettiğimiz gündemle toplanın" demek kurnazlık değilse nedir?
Macun tüpten çıkmıştır.
Muhaliflerin önünde tek fırsat ve tek çıkış yolu vardır.
Bir an önce kongreyi toplayarak tüzüğün ilgili maddesini değiştirmek ve yeni genel başkanla, yeni parti yönetimiyle yola devam etmek.
Karşının tuzağına basmadan...
Milletin istediği ve beklediği sonucu alarak...
MHP kendine gelmeden, rejim histerisine yakalananları kendine getirmek mümkün değildir.
Bu arada, ana muhalefet partisi CHP’ye de çok görevler düşmektedir.
El ele, yürekli bir muhalefetle...
Ferman sizin ise meydanlar bizim diyerek...
Hadi, kolay gelsin.