Cumhurbaşkanlığı seçiminin yitirilmesinin ardından kılıçların çekildiği CHP’de son derece kritik kurultay 4-5 Kasım’da yapılacak.
1368 delegenin oy kullanacağı kurultayda mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile TBMM Grup Başkanı Özgür Özel arasında kıyasıya yarış söz konusu.
Genel Başkan aday adaylığını açıklayan gazeteci Örsan Kunter Öymen ile eski milletvekili İlhan Cihaner’in yarışa katılabilmesi için toplam delegenin yüzde 5’inin desteğini alması gerekiyor.  Kemal Kılıçdaroğlu’nun her iki aday adayı için delegelerden imza vermesini isteyeceği konuşuluyor. Böylece Özgür Özel’e gidecek oyların bölünmesini amaçlıyor olabilir .
Genel Merkezcilerin adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun desteğini alan  “Değişimciler” kanadının adayı Özgür Özel arasında salvolar kurultay yaklaştıkça artmaya başladı.
Özellikle 28 Mayıs seçimi yenilgisi üzerine partide ve tabanda oluşan travmanın sorumluluğunu birbirlerinin üzerine atıyorlar. Ancak seçmende oluşan algı Kılıçdaroğlu’nun da Özel’in de sorumluluklarının hayli fazla olduğu yönünde. Ekonomide yaşanan derin sorunlar ve pahalılığın her yeri alev alev yaktığı ortamda en avantajlı seçimin yitirilmesini bir türlü  kabullenemiyor CHP’ye oy verenler. Öyle ya bu koşullarda seçim kazanılamayacaktı da ne zaman kazanılacak? 
Genel Başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında 12 seçim yenilen, 28 Mayıs seçimlerinin kaybedilmesinin ardından parti tabanı ve seçmenden yoğun tepki gören Kılıçdaroğlu, “Gemiyi sakin limana yanaştıracağı” vaadi ile delegeden oy istiyor. O sakin liman neresiyse?  
İstanbul’da desteklediği Cemal Polat’ın il başkanlığı seçimini yitirmesi karşısında belli etmese de “şok” yaşayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun diğer illerde delege üstünlüğünü elde ettiği, dolayısıyla koltuğunu koruyacağı savlanıyor. Ne ki seçim yitirmekten yorulan delegenin sandık başında kime oy atacağı şimdiden kestirilemez. İşte bundan ötürü kıyasıya yarışın olması bekleniyor. Kazanan büyük oy farkı atamayacak. Sonuçlara göre Kılıçdaroğlu, genel başkanlık koltuğunu korusa ya da Özgür Özel yeni genel başkan seçilse de birbirlerine  belirgin üstünlük kuramayacakları aşikar.   
Kurultaya dek oy pazarlığının yapılması siyasetin doğası gereği. Mart 2024 yerel seçimleri bir anlamda delege pazarlığının temelini oluşturacak. Kim hangi delegeye veya tarafa belediye başkanlığı, belediye meclisi üyeliği sözü verirse delegeleri yanına çekecek. Lakin kararlı delegenin bu pazarlıklara alet olabileceğini pek ihtimal vermiyorum. “Yüzer-gezer” diye nitelendirilenlerin pazarlık içinde olmaları kuvvetle muhtemel.
CHP’nin gerçekleştireceği kurultaydan güçlü şekilde çıkması  siyaset arenası ve ülke için kaçınılmaz. Kurucu parti CHP bir anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin temelidir. 100 yaşına basan Cumhuriyet tarihinde çok başarılı olan partilerin bile siyaset çöplüğünde yer aldığı göz önünde bulundurulursa CHP’nin değeri çok iyi anlaşılacaktır.
Seçmene yeniden umut olabilmesi için üzerindeki hantallığı atması, kuruluş ilkelerine dönmesi şart. Devşirme politikacı ve danışmanlarla başarı sağlanamayacağı 12 seçim yenilgisi ile görüldü. Umarım seçilecek genel başkan ve yeni yönetim seçmenin güvenini kazanır. Yoksa olası yenilgiler kaçınılamaz olur.  
Kasım ayı içinde yapılacağı vurgulanan tüzük kurultayı  CHP’nin dirilmesi adına çok önemli. Zira delege ağalığının kırılması, meslek haline getirilen vekil ve belediye başkanı seçilebilmeye sınır getirilmesi çok ama çok yaşamsal.