Süreyya ORAL
1972 yılında bir grup gazeteci Alman Kültür Merkezi ile Gazeteciler Cemiyeti’nin gerçekleştirdiği bir kültür anlaşması çerçevesinde Almanya’ya gitmiştik.. Amaç iki ayl...
Süreyya ORAL
1972 yılında bir grup gazeteci Alman Kültür Merkezi ile Gazeteciler Cemiyeti’nin gerçekleştirdiği bir kültür anlaşması çerçevesinde Almanya’ya gitmiştik.. Amaç iki aylık bir kurs çerçevesinde yeterli düzeyde Almanca öğrenmekti…
Grubumuzda çok değerli ağabeyim rahmetli Fikret Otyam başta olmak üzere bir kısmı hayata veda etmiş değerli ağabeylerim vardı… Ders sırasında bir şeyler kapmaya çalışıyor ama çok şeyi de anlamakta zorlanıyorduk… Bir alış veriş sırasında cebimizdeki en büyük parayı çıkarıyor, üstünü bozuk para olarak alıyor onu bir kavanozda biriktiriyordum…
O biriktirdiğim bozuk paralar kurs yerinden Mühih’e dönüşte bilet paramı karşılayacak kadar birikmişti.. Kurs sırasında çok sayıda yabancı arkadaşlarımızda olmuştu… Fikret abi sayesinde biz Almanca öğrenme yerine onlara Türkçe öğretmeye çalışmış oldukça neşeli günler geçirmiştik.. Hatta onlara acılı yemekler bile tattırmıştık Fikret abi sayesinde…
Böyle neşeli geçen günlerin sonuna doğru ben üretim yeri Almanya olan Agfa marka fotoğraf kartlarından yerinde ucuz olur diye bir iki kutu almak istedim… Mühih’te bir fotoğraf malzemesi satan dükkana girdiğimde hayal kırıklığı ile karşılaştım… Çünkü benim ucuz diye satın almak istediğim 13X18 ve 18X24 ebatlarındaki fotoğraf kartları Ankara’da ki satış fiyatından hayli yüksekti… O nedenle malzeme alamadan Ankara’ya ellerim boş dönmüştüm…
Almanya’da öğrendiğim bir şey yüzünden de Ankara’ya geldiğimde araç altında kalıyordum… Almanya’da bir yolda yaya geçiş çizgisi varsa sağınıza solunuza bakmanıza gerek yok.. Kaç kilometre hızla gelirse gelsin yaya geçidi çizgisinin bulunduğu yere geldiğinde mutlaka duruyor ve yayaya yol veriyordu… Bu kurala uymuş ve geçitlerde sağa sola bakmadan karşıdan karşıya geçiyorduk… Ankara’ya geldiğimizde Necatibey caddesi başlangıcında yerdeki yaya çizgilerini görünce alışkanlıkla adımımı attım ve karşıya geçmeye çalıştım…Bir dolmuşun altında kalmaktan son anda kurtulmuştum…O zaman anladım medeniyetin daha bizim ülkeye gelmediğini ve aynı sıkıntıyı yıllar sonra da olsa aynen yaşıyoruz…