Pazar akşamı dakikalar birbirini kovalıyor, akrep ile yelkovan gece yarısına doğru ilerliyordu. O saatte içilecek çay keyif verebileceği gibi tam tersine uykusuz da bırakabilirdi. Tarih tekerrür etti, maçtaki duraklamalar telafi edilirken yer yerinden oynadı.
Murat Gürgen
Ankaragücü ile Rizespor bu sezon ikinci kez gerilimi yüksek maça taraf oldu. Sezonun ilk yarısında başkent ekibi 3 puanı kutlamaya hazırlanırken, Karadeniz ekibi 90+7’de beraberlik golünü bulmuş, günün sonunda hafızalara kazınan ise Faruk Koca’nın Hakem Halil Umut Meler’e attığı yumruk olmuştu.
Bu kez maçın adresi Rize idi. Ev sahibi takım ilk yarıda skoru 2-0’a getirdi. Sarı lacivertliler kötü oynamıyordu ama savunmadaki basit hatalar, soyunma odasına girerken yüzleri asmıştı. Emre Belözoğlu devre arasında iki kritik değişiklik yaptı. Bal yapmayan iki arı Ali Sowe ile Cephas’ın yerine Bajic ile Tasos’u sahaya sürdü.
Değişiklikler etkisini göstermişti. Ankaragücü ilk devre yüzde 56 seviyesinde olan topa sahip olma oranını bir ara yüzde 80’e kadar yükseltti. Rizespor’a savunmaya çekilmenin bedelini ise son anda ödetti. Bajic’in açtığı gol perdesini, 90+9’da Garry Rodrigues kapattı. Skoru 2-2’ye getiren Güçlüler belki kazanamadı ama stadyumdan şampiyon olmuş kadar mutlu ayrıldı. Adeta Rize çayının keyfine vardı.
Ligde son dört haftaya yaklaşılırken elde edilen 1 puanın değeri, tablodaki görününüm çok ama çok üzerinde. Antalyaspor ve Beşiktaş maçlarında çok iyi oynamasına rağmen 3 puanı çıkaramayan Ankaragücü, yine iyi oynadığı bir maçı kaybetmiş olsa moraller yerle bir olacaktı. Skorun 2-0’den beraberliğe getirilmesi ise özgüveni artırdı. Ligde kalma mücadelesi ve Türkiye Kupası hedefine umut kapısı araladı.