Mehmet Necati GÜNGÖR
Erzurum’da Adalet Partisi’nden fikirdaşım, değerli arkadaşım Av. Sadullah Kaya bir paylaşımında DYP’nin son dönem liderlerini kastederek demiş ki:
“T...
Mehmet Necati GÜNGÖR
Erzurum’da Adalet Partisi’nden fikirdaşım, değerli arkadaşım Av. Sadullah Kaya bir paylaşımında DYP’nin son dönem liderlerini kastederek demiş ki:
“Takım tutar gibi tutmasaydım, ….’ların pisledikleri bankta halen oturur olur muydum?”
Bir paylaşımında “CHP iyi yolda” dediğim için bana da kısa bir dokunuşta bulunmuş:
“Biraz da bizim yola gelsen.”
Dostumun sebatkârlığını iyi bilirim. Şimdiki yolu, eski yolun temsilcisi olan: Demokrat Parti.
Belki haklı bir sitem. Ancak, takım tutar gibi parti tutmadığımı iyi bilir Kaya kardeşim. Kastettiği o liderlerin pislettiği banktan öncelikle kalkanlardan biriydim. Bir daha DYP’ye yüzümü dönüp bakmadım. Şimdi, evet şimdi CHP’yi ve onun değerli liderini destekliyorum.
Dürüst bir lider, söylemlerine yürekten katılıyorum. Devrin, öncelikle fakir fukaranın kucaklanması devri olduğunu elbette biliyor ve onun için “ülkemize bu defa sosyal demokrat bir iktidar lazım” diyorum.
Katılanlara da, katılmayanlara da saygım var.
AKP Şanlıurfa milletvekili sayın Eşref Fakıbaba’nın partisinden istifası üzerine yorumlar yapılıyor.
Kimi yorumcular, Fakıbaba gibi güçlü bir figürün açtığı yoldan başkalarının da gelebileceğini iddia ediyorlar. Bu iddialara katılıyorum.
Bu durum bana Adalet Partisindeki 41’ler olayını hatırlattı.
Süleyman Demirel, Ispartalı hemşehrisi Dr. Sadettin Bilgiç’in de aday olduğu Genel Başkanlık seçimini üstün oy farkıyla kazandığında, Bilgiç’in bunu kolay kolay hazmedemeyeceğini, partide maraza çıkaracağını tahmin edenlerden birisi de bendim.
Dediğim çıktı.
Adalet Partisi, iktidarın doruğundayken 41 milletvekilinin istifasıyla bölünmüş, iktidardan düşürülmüştü.
Başını Bilgiç’in çektiği bir grup milliyetçi- muhafazakâr milletvekili, belki de lider Demirel’in
Parti içindeki yanlı tutumunu gerekçe göstererek partilerinden istifa edip, eski Meclis Başkanı Ferruh
Bozbeyli’nin kurduğu Demokratik Parti’ye katıldılar.
Bu hareket, iktidardaki Adalet Partisi’ne büyük darbe olmuştu.
Ülkeye büyük hizmetler yapan Adalet Partisi’nin hizmet hızı bu hareketle kesintiye uğratılmıştı.
Sonraki yıllarda Başta Bilgiç olmak üzere, yaptıklarından pişmanlık duyanlar tekrar AP’ye dönüp, lidere sadakat içinde bu partide siyaset yapmaya başladılar.
Fakıbaba’dan sonra bazı milletvekillerinin AKP’den istifa edecekleri yönündeki iddialarda isimleri zikredilen milletvekillerinden biri partinin ağır toplarından Bülent Arınç’ın oğlu, diğerleri soy adı Güldoğan olan bir milletvekili ile soy adı Atalay olan Ardahan milletvekili.
Rahatsız olan başka milletvekillerinin de istifa kervanına katılacakları söyleniyor.
Sorum şu: AKP’de de, AP’de olduğu gibi yeni bir 41’ler olayı tekrarlanır mı?
Bekleyip göreceğiz.
Dostlarım beni soracak olurlarsa; halâ tarafsızım ve halâ bir partinin üyesi değilim. Siyasetten tek beklentim, memleketimin düzlüğe çıkması. Yani, siyasetten kendi adıma bir beklentim yok.