Mehmet Necati GÜNGÖR Anket şirketlerinin raporlamalarına saygı duymakla birlikte, gerçeği tam olarak ifade edebiliyorlar mı; işte bu noktada şüphelerimiz var. Biz de kend...

Mehmet Necati GÜNGÖR Anket şirketlerinin raporlamalarına saygı duymakla birlikte, gerçeği tam olarak ifade edebiliyorlar mı; işte bu noktada şüphelerimiz var. Biz de kendimize göre anketler yapıyoruz. Çarşıda, pazarda, şurada burada yaptığımız temaslarda bu iktidarın kesinlikle gidici olduğuna inanıyoruz da, önümüzdeki iktidarın nasıl paylaşılacağına dair tahminlerimiz eksik kalıyor. Yani, iktidar eriyor ama, bu erimenin ne kadarı muhalefete yansıyor, işte orası şimdilik meçhul. Anketlere cevap veren vatandaşlarımız “havet” modundalar sanki. Açıkça ifade etmek gerekirse, iktidardan memnuniyet konusu sorulduğunda ağızlarını hayıra açıyorlar da, son hecesini “vet”e çevirerek kıvırmayı tercih ediyorlar. Tam hayır diyecekken, Erdoğan’ın ve küçük ortağının çatık kaşlı portreleri karşılarına dikiliyor, korkudan “hayır” yerine “havet” diyorlar. Ülkemizde korku ikliminin varlığı, kuraklık iklimi kadar gerçek. Kuraklık gölleri kuruturken, korku gözleri korkutuyor. Onun için de anket sorularına doğru cevaplarlar verilemiyor. Bizce, işin doğrusu şu: İktidara güven iyice dibe vurmuş. Hayır oyları ezici çoğunlukta. Evet oyları ise korkudan çok cılız çıkıyor. Siz, ülkücülerin CHP’ye oy verebileceklerini tahmin edebiliyor musunuz? Bun, tahminden öte, hangi partiye oy vereceklerini sorduğum ülkücü dostlarımdan çokça CHP cevapları alıyorum ve hayretler içinde kalıyorum. Bu demektir ki, CHP’nin hem eski milliyetçilerden, hem eski merkez sağdan az da olsa gizli seçmenleri var. Bunlar, oylarını sandıkta kullanacaklar. Bu arada Meral Akşener’in İYİ Partisinin iyi yolda olduğunu da söyleyebiliriz. Kabul etmek gerekir ki, Akşener’in yürüttüğü politika Demirel vari bir politika olarak benimseniyor ve özellikle eski merkez sağdan çokça seçmen için çekim alanı oluşturuyor. Kısaca ifade etmek gerekir ki İyi Partinin oyları anketlerin de, tahminlerin de ötesinde umulmadık şekilde artıyor. İyi Parti ileride merkez sağı temsil edecek bir parti haline dönüşürse şaşırmamak gerekir. İktidarın sürekli düşüş halinde olduğu bir gerçek. Bu düşüş muhalefete ve özellikle CHP’ye ne kadar yarar, onu ifade edecek veriler şimdilik saklı. Ancak, “iktidar düşüşte, nasılsa biz geleceğiz” rehavetine muhalefet partileri kapılırlarsa işler tersine de dönebilir. Muhalefete düşen görev, şimdilik “kararsız” olarak ifade edilen görüşleri kendi safına çekecek becerileri ortaya koymasıdır. Altı muhalefet partisinin ortak bir proje ile halkın karşısına çıkma çabaları ümit vericidir. Muhalefet, neyi nasıl yapacaklarına dair daha somut ifadelerle halkın karşısına çıkma başarısını gösterebilir ve ortak bir düşünceyi seslendirebilirse mutlak başarı elde etmesi mümkün görülüyor. Netice-i kelam: AKP ve MHP’nin Cumhur ittifakı gidici, CHP, İyi Parti ve bileşenlerinin oluşturduğu millet ittifakı gelici gibi görünüyor.