Süreyya ORAL
Polis adliyeye baktığım yıllar… Meslek hayatımın en renkli günlerinin geçtiği yıllar... Benim masa başı habercilik yapmak istemeyişimde etkili olan yıllar… Her gün değ...
Süreyya ORAL
Polis adliyeye baktığım yıllar… Meslek hayatımın en renkli günlerinin geçtiği yıllar... Benim masa başı habercilik yapmak istemeyişimde etkili olan yıllar… Her gün değişik olaylarla karşılaştığımız yıllar… Takım elbiseli dolaştığımız yıllar… Her gün yeni olaylara yeni kişilerle tanış olduğumuz yıllar…Bir gösteri , bir cenaze veya bir miting izlerken öğleden sonra TBMM’ye akşamına da bir resepsiyona gittiğimiz yeni yeni insanlar tanıdığımız yıllar…Bir cinayet olayına gittiğimiz de sahipleriyle birlikte hüzünlendiğimiz yıllar.. O yıllarda tanıdığım ve sonrasında da dostluğumuzun devam ettiği savcıların bulunduğu yıllar… Bir cinayet veya yaralama olayına gittiğimiz de herkesle konuşma olayın aslını astarını öğrenmeye çalıştığımız yıllarda o savcılardan büyük destek alıyorduk… Savcılar bizim herkesle konuşup işin aslını astarını öğrenmemize yardımcı olurlardı… O dost savcılardan biri bir sohbetimizde bizlere karşı neden böyle davrandığını açıklarken, “tanıklar bize anlatmaktan kaçındıklarını sizlere anlatıyorlar, sizin yazdığınız haberler bizim olayı kısa sürede çözmemize yardımcı oluyor” demişti…Olay yerinin bizlere alenen açık olduğu her türlü bilgi ve belgeyi alabildiğimiz yıllardı o yıllar.. Şimdiler de ise olayla ilgili doğru bilgi almayı bırakın, yaklaşmanın bile imkansız olduğu yıllardan geçiyoruz.. TBMM’de kuliste gazetecilerle sohbet eden Başbakanların , bakanların olduğu dönemler artık bir anı olarak kaldı hayatımızda.. Şimdiler de genç meslektaşlarımız soru sorduklarında yanıt yerine fırça yiyorlar… Geçen süre de çok şey değişti..
Bir gün Başbakanla birlikte İstanbul’a gidecektik.. Arabamla Esenboğa’ya giderken arabam yolda arızalandı.. Ne yapacağımı kara kara düşünürken yanımda kırmızı plakalı bir araba durdu… Arabada bakan Mustafa Kalemli vardı.. Beni yanına aldı ve havaalanına beni de götürdü…Alanda trafik ekipler amiri dostum Seyfi abiye arabamın anahtarını verdim.. Biz geziden döndüğümüz de araba da gazetenin araçlarını tamir eden Fuat usta tarafından yapılmıştı...