TBMM’nin yeni yasama yılı hareketli başladı. Komisyonda 2025 bütçesi ele alınıyor, Genel kurulda yeni kanun teklifleri görüşülüyor. Ancak bunlar arasında halkın dertlerine derman olacak ne var diye sorarsanız akla gelen ilk cevap ‘’hiçbir şey’’ oluyor.
Emin Özgönül
Ancak her dönemde olduğu gibi Meclis’in 28. döneminde de ön plana çıkan, halkın dertleri ile ilgilenip çözüm bulmaya çalışan milletvekilleri var. Bazı vekiller sadece yemin etmek için kürsüye çıkar ve bir daha ortalıkta görünmez. Bazıları da etkin çalışır, her gün gündem olur,
İşte bu dönem ilk kez parlamentoya seçilen etkin milletvekillerinden biri de İYİ Partili Selçuk Türkoğlu… Aslında Kayserli ama Bursa’dan vekil seçildi. 53 yaşında öğretmen ve sendikacı… Türkoğlu özellikle mültecilerin yarattığı sorunlar konusunda çalışmalar yapıyor. Meclis kürsüsüne de her zaman çarpıcı konular ve konuşmalarla geliyor.
Eskide ne vardı?
Türkoğlu önceki gün de ‘’Yeni Türkiye-Eski Türkiye’’ diyerek kürsüye çıktı. İktidar ‘Yeni Türkiye’’ modelini savunurken iyi Partili vekilin örnekleri gündem oldu.
İşte onlardan bir bölüm:
‘’İktidar ‘Yeni Türkiye’ adıyla bir güzelleme yapıyor. Madem yeni Türkiye'den bahsediliyor, ben de biraz eski Türkiye'yi hatırlatayım. O beğenmediğiniz eski Türkiye'de belki ilaç kuyruğu vardı ama rant kuyruğu yoktu. Yolsuzluk kuyruğu yoktu, hırsızlık kuyruğu yoktu. O beğenmediğiniz Türkiye'de yağ, tüp, ekmek kuyruğu vardı ama yoksulluk kuyruğu, fakirlik kuyruğu, ucuz et kuyruğu, ucuz ekmek kuyruğu yoktu.
O beğenmediğiniz Türkiye'de 'Bir gece ansızın geliriz' deyip de icraat yapamayanlar yoktu. Bir sabah ansızın gelip Rum mezalimi altındaki Kıbrıs’ı Türk yurdu yapan gerçek kahramanlar vardı. O beğenmediğiniz eski Türkiye'de 18 adasına el konulurken Datça’ya, Bodrum’a, Yunan botları çıkarken kılını kıpırdatmayanlar yoktu. Sıradan kayalıklara bile bir gece ansızın çıkıp Kardak’a bayrak diken kahramanlar vardı."
Ecevit'e yazar kasa
Eski Türkiye’de şekeri, unu çuvalla, gazozu kasayla, domatesi, patatesi, soğanı filesiyle; karpuzu kucağıyla alabilen insanlar vardı. Eski Türkiye’de beğenmesek de demokrasi, hukuk, adalet, hürriyet ve özgürlük vardı, dönemin başbakanına yazar kasa dahi atılırdı…
Eski Türkiye'de emekli olanlar ister tazminatları ister ikramiyeleriyle 3+1 ev alır, bir de mütevazi araba alabilirdi. Sizin yeni Türkiye'de bırakın ev almayı, emekli kirasını ödeyemiyor. O eski Türkiye'de en düşük emekli aylığı asgari ücretin 1,3 katıydı, şimdi emekli aylıkları açlık sınırının yarısı seviyesinde. O beğenmediğiniz Türkiye'de asgari ücretle 7 tane çeyrek altın alınırdı. Şimdi 3 tane çeyrek altın ancak ediyor.
Eski Türkiye'de biz üniversite sınavlarına, askerî okul sınavlarına girerken aklımıza “Sorular acaba çalınır mı?” diye gelmezdi. Sizin yeni Türkiye'de kimsenin sınavlara güveni kalmadı. Yeni Türkiye'de gençler vatanlarıyla alakalı bir gelecek hayali kuramıyor.
Evet, o beğenmediğiniz Türkiye'de şeker, kâğıt, maden, çimento, cam, sigara, demir çelik fabrikaları vardı. TÜPRAŞ- PETKİM-TEKEL- OYAKBANK-TELEKOM vardı. Alüminyum, pamuk, halı, yün, iplik fabrikaları vardı, limanlarımız vardı toplam 278 adet.
Şimdi ne kaldı elde?
Toplasanız 71 adet kamu tesisi kaldı.