Bayramda memleket özlemini gidermek isteyen vatandaş dudak uçuklatan ulaşım ücreti karşısında ne yapacağını bilemez durumda. Akaryakıta sürekli gelen zamdan ötürü füze gibi fırlayan otobüs ve uçak bi...

Bayramda memleket özlemini gidermek isteyen vatandaş dudak uçuklatan ulaşım ücreti karşısında ne yapacağını bilemez durumda. Akaryakıta sürekli gelen zamdan ötürü füze gibi fırlayan otobüs ve uçak bileti fiyatları dar ve sabit gelirlileri oldukça kaygılandırıyor. Bırakın kabarık faturalı Ege ve Akdeniz’de tatil yapmayı, doğduğu büyüdüğü ana baba ocağına gidebilmek için kara kara düşünüyor. Zira ulaşım ücretleri öyle bir artıyor ki yetişebilmek ne mümkün. Fiyat tarifeleri neredeyse her hafta değişiyor. Benzin ve mazota artık sıradanlaşan zam otobüs firmaları ve vatandaşı canından bezdirdi. Ramazan Bayramı öncesi litresi 19 lira 10 kuruş olan benzin yüzde 45 oranında artarak 27 lira 70 kuruşa çıktı. Nisan ayı başında litresi 21 lira 35 kuruş olan motorin de yüzde 40 oranında zamlanarak 30 lira 11 kuruşa yükseldi. 50 litrelik bir depo benzinin maliyeti 955 liradan bin 385 liraya çıkarak 430 lira arttı. Bir depo motorinin maliyeti de bin 65 liradan bin 505 liraya çıktı. Kurban Bayramı’na değin akaryakıta yeni zamların gelmesi kuvvetle muhtemel. Bu tablo karşısında doğal olarak ulaşım ücreti de artıyor. Ramazan Bayramı’na göre yüzde 30-60 arasında zamlandı otobüs bileti. Önümüzdeki günlerde daha da yükselmesi olası. Yolcu sayısının en yoğun olduğu Ankara-İstanbul arasında bilet fiyatı 400 liraya ulaştı. Mesafelere göre ederler katlanarak artıyor. 4 kişilik bir ailenin gidiş-geliş bilet tutarı en azından 4-5 bin lirayı buluyor. Özel araçla gitmek de sabit gelirli ailelerin bütçesini sarsıyor. Yine de bir yerlerden kısarak memleketlerine gidebilme uğraşında insanlar. Otobüs firmaları önlerini göremediklerinden bayram öncesi rezervli bilet satışını durdurdu. Önlenemez akaryakıt zamları yurttaşın yanı sıra firmaları da olumsuz etkiledi. Birçok hatta ya seferleri durdurdu ya da azalttılar. Bazı firmalar kredi kartına taksit yapmaya başladı. Demem o ki, bırakın tatil yaparak 10-15 gün kafayı boşaltmak, memlekete gidebilmek neredeyse lüks hale geldi. Fındık hasadına sayılı günler kaldı. Karadeniz’de bahçesi olan gurbetteki vatandaşlar zorunlu olarak bölgeye gidecek. Geçen yıla göre hayli artan ulaşım ücreti ve fındık toplama maliyetinden ötürü harcamaları yükselecek. Umutları fındık taban fiyatının en az 60-65 lira bandında saptanması. Hiç olmazsa harcamalarını karşılayabilirler. Biletteki sürekli yükselişi durdurmak için vergi indirimiyle akaryakıt ürünlerinin litre fiyatını 20 lira düzeyine geriletmek mümkün. Bayram süresince tüm paralı otoyol ve köprü geçişlerinin ücretsiz hale getirmek başka bir çözüm. Böylelikle ulaşım harcamaları aşağıya çekilecektir. Lakin siyasi iradenin hazineye gelir sağlayan akaryakıtta vergi indirimine gitmesi olanaksız gibi.

Vekile 41 bin. Emekliye 2500 lira

TBMM’ye sunulan ek bütçe yasa tasarısıyla Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanları, milletvekili ile emekli vekil, dul ve yetim maaşları yüzde 40 oranında artacak. TÜİK tarafından 4 Temmuz’da açıklanacak haziran enflasyonu ile memur ve emekliye verilecek zam oranı belli olacak. Beklenti milyonlarca gariban kitlenin maaş ve aylığında yüzde 40 oranında artış yapılması yönünde. Tabii TÜİK tarafından sürpriz TÜFE oranı duyurulmazsa. Ülke yöneticileri, milletvekilleri ile emekli ve memur maaşında aynı oranda, yani yüzde 40 artış yapılacak. Lakin mevcut aylıklar arasında dağlar kadar fark olduğundan dar ve sabit gelirli memur, emekli hayat pahalılığı altında ezilmeye devam edecek. 1 trilyon 80 milyar tutarındaki ek bütçe yasa tasarısının kabulü ile Cumhurbaşkanı maaşı yüzde 40.4 oranında artışla 100 bin 750 liradan 141 bin 453 liraya, emekli cumhurbaşkanları 56 bin 581 lira alacak. Emekli TBMM Başkanı ve eski başbakanlar 42 bin lira, emekli milletvekilleri 25 bin lira 461 lira maaş alacak. Halen TBMM’de görev yapan milletvekilleri ise 25 bin 470 lira maaş ve yolluklarla birlikte 41 bin 600 lira alıyor. Emekli aylığı bağlanıp da halen milletvekilliği sürenlerin aylığı ise 67 bin liraya ulaşıyor. Kimsenin maaşında ve aylığında gözümüz yok. Lakin halen 2.500 liraya talim eden emekliyi, 4.253 lira para ile bir ay geçinmeye çalışan asgari ücretliyi, 6-7 bin lira alan memuru dikkate aldığımızda milyonlarca sabit gelirli kitlenin ne zor durumda olduğu açıkça ortaya çıkıyor. Tamam ülkeyi yönetenler, TBMM’de görev yapan vekiller istediklerini alsınlar. Ancak memur, işçi ve emeklinin durumu da iyileştirilmeli talepleri karşılanmalı. Yoksa toplumda hoşnutsuzluk ve homurdanmalar sürer. Açlık sınırının 6 bin lirayı aştığı günümüzde 2.500, 5.000 lira gibi güdük maaşları hangi yarasına merhem olabilir garibanların? Çarşıya pazara gidemez hale geldi sabit gelirliler. Ardı ardına gelen zamlar karşısında şaşırmış durumda. Emekli en düşük aylığın yaşanabilir düzeye çekilmesini, intibak yasasının çıkarılmasını, bayram ikramiyelerinin artırılmasını, sağlık hizmetinden yapılan kesintilerin sonlandırılmasını, ek ödeme tutarının yükseltilmesini yıllardır talep ediyor. Ne ki yaşamsal istemleri hep ıskalanıyor. Aylık ve maaşlara salt 6 aylık enflasyon oranında yapılan zam yeterli olmuyor. Radikal bir iyileştirme gerçekleştirilmeli ki bir ölçüde soluklanabilsinler. Her şeye her yere para bulan hükümet, sıra emekliye geldiğinde “para yok” diyerek 13 milyon 662 bin emekli, dul ve yetimin ikramiyesine artış yapmayarak onları sorunları ile baş başa bırakabiliyor. En çok bu ikircikli tavra ve adaletsizliğe isyan ediyorlar. Hiç olmazsa Kurban Bayramı’nda verilecek ikramiye bu kez artırılmalı.